İnsanın Sevmediği Birisinin Ölmesini İstemesi Ya da Ölmesi İçin Dua Etmesi Onu Öldürmekle Eşdeğerdir. Örnek Vereyim Bir Kişinin Sevmediği Bir Kişi İçin Dua Etmesi Sonucu Ölüm Olursa Dua Eden Öldürme Suçu İşlemiş Olur. Peygamber Efendimiz HZ.
Hanefî ile Hanbelî alimlerine ve Şafiî ve Malikîlerin sonradan gelen alimlerine göre, ölü yanında okunan Kur'an'ın sevabı ile Kur'an okumanın peşinden yapılan dua, orada bulunmasa da ölüye ulaşır. Kur'an okumanın akabinde dua etmek ise daha çok kabule şayandır ve kabul edilmesi daha çok umulur.
Ölen kişi defnedildikten sonra yakınları Yasin, Tebareke, Amenerrasulü ve Rad surelerini okuyabilir. Dünyada bıraktıkları kimselerin onun adına yapacakları hayırdan ölen kimse faydalanabilecektir. Ölü kişiye dua ve sure okumak faydalı iken hatim indirmek daha efdaldir.
'Estağfirullah min külli ma kerihallah, Estağfirullahel'azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh. ' Bu çok etkili olan dilek duasının Arapça okunuşu şeklidir.
Duanın önemi içten gelmesidir, ağlamak zırlamak duanın kabul edilebilirliğini arttırmaz.
İlgili 42 soru bulundu
"Bir şeyi istemek, ona nail olmak (onu elde etmek) demektir; Zira Allah kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez."
Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” (el-A'râf, 7/55). Bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmaktadır: “Allah'a kabul edileceğini gerçekten inanarak dua ediniz. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir kalp ile yapılan duaları kabul etmez.” (Tirmîzî, Deavât, 66 [3479]).
Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve, El-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi.
Allah'a en büyük ismiyle dua etmek, dualar içerisinde en hayırlı olanlardandır. Dolayısıyla Esmâ'ül Hüsna içerisinde yer alan bu isimle yapılan duaya, anında kabul olan mucize dua diyebiliriz. Yani bir dileği olan kimse, bu duayı okuyup ''Yüce Allah'ım İsmi Azam hürmetine'' diye isterse duası kabul olur, muradına erer.
Muaviye b.Ebu Süfyan'dan rivayet olunmuştur. Rasûlullah(s.a.v)'tan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “Kim şu beş kelime ile Allah'a duâda bulunursa, Allah istediğini mutlaka o kimseye verir."
Dünyadaki insan nasıl ilgi bekliyorsa, ölen de aynı ilgiyi bekler. Hayatını kaybedenlerin bizden bekledikleri şunlardır: Dua beklerler: Peygamberimiz (SAV), "Ölülerinize dua etmekle emrolundum" buyurmuştur.
Hanefî ile Hanbelî alimlerine ve Şafiî ve Malikîlerin sonradan gelen alimlerine göre, ölü yanında okunan Kur'an'ın sevabı ile Kur'an okumanın peşinden yapılan dua, orada bulunmasa da ölüye ulaşır. Kur'an okumanın akabinde dua etmek ise daha çok kabule şayandır ve kabul edilmesi daha çok umulur.
2–3 gün: Karın derisinde renk değişikliği görünür. Gaz nedeniyle karın şişmeye başlar. 3–4 gün: Renk yayılır ve renksiz damarlar görünür hale gelir. 5–6 gün: Karın belirgin şekilde şişer ve deride kabarcıklar gözlenir.
- Ölen kişi, kendisi için okunan surelerin ve yapılan duaların kimden geldiğini bilir mi? Değerli kardeşimiz, Ölü, kendisine gönderilen amellerin sevaplarından ve kimden geldiğinden haberdar olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ölülerin arkasından kurban kesip sevabını onlara bağışladığına göre, ölüler, kendileri için yapılan hayır-hasenâtın hepsinden haberdar olmakta ve onların sevaplarından faydalanmaktadırlar.
Ölüye duâ etmenin ve onun adına sadaka vermenin (tasadduk etmenin) câiz olduğuna hadisler delâlet etmiştir. Ölüye duâ etmek ile onun adına sadaka vermek arasında hiçbir çelişki yoktur. Bir kimse, ölen kimse adına sadaka verebileceği gibi aynı zamanda ona duâ da edebilir.
İslâm dinine göre dua için mutlaka uyulması gereken özel bir zaman ve mekân tahsis edilmiş değildir. Her yerde her zaman dua edilebilir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de, “Akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde, Allah'ı tesbîh edin (namaz kılın).
Allah Rasûlü dua edeceğinde bazen kıbleye yönelir, bazen koltuk altı görünecek kadar ellerini kaldırır, bazen avuçlarını açarak, bazen de avuçlarını birleştirerek içtenlikle dua ederdi. Dua ettikten sonra ellerini mutlaka yüzüne sürer ve ashâbına da bunu tavsiye ederdi.
Hadis-i şerifte; (Duanın kabul olması için, iki şey lazımdır: Birincisi, duayı ihlas ile yapmalıdır. İkincisi, yediği ve giydiği helalden olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı duası, hiç kabul olmaz) buyuruldu.
“Üç çeşit duanın müstecâb olduğu (kabul edildiği) hususunda şüphe yoktur: Mazlumun (haksızlığa uğrayan kimsenin) duası, yolcunun duası ve anne babanın çocuklarına duası.” (Tirmizî, Birr ve Sıla, 7)
Bu hususta Hz. Ali'den (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: (Allah'tan) bir şey istediğinde rahmet kapılarını yüzüne açması için ısrar et." İmam Sadık (a.s) şöyle diyor: "Vallahi, Allah Teâlâ, ısrarla dua eden mü'mine hacetini verir."
Bu dua ise şu şekilde olmaktadır: "La ilahe illallahül'azim-ül-halim la ilahe illallahü Rabbül-Arş-il'azim la ilahe illallahü Rabbüs-semavati ve Rabbül-Erdı Rabbül'Arş-il-kerim." Bu duanın manası "Allah'ım beni bütün sıkıntılarımdan, sorunlarımdan kurtar. Şüphesiz ki sen her şeye kuvveti yetensin.
(Zariyat 18) Seher vakti, gecenin son altıda biridir. Gecenin ikinci yarısından sonra da dualar kabul olur. [Gece, akşam ile imsak vaktinin arasıdır.] 2- Mübarek gün ve geceler Cuma günü öğle ile ikindi arası.
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Allahü teâlâ, edilen duayı üç şekilde kabul eder: 1- Hemen, yani peşin kabul eder. 2- Kabul eder; ama hemen vermez, yani veresiye kabul eder.
Esasen konuyla ilgili sahih rivayetler dikkate alındığında, bunların dua ederken hapşırmaya değil, aksırma anında yapılacak duanın makbul olduğuna ve bu esnada Allah'a hamdetmenin gereğine dikkat çekilmiştir; İlave bilgi için tıklayınız: - "Dua ederken hapşırmak duanın kabul olduğuna işarettir." Bu hadis ...
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri