Hanefi mezhebine göre; gusülde ağız ve burnu yıkamak farzdır, dolayısıyla ağız ve burnun içerisinde suyun ulaşmasına engel olan bir madde bulunduğu takdirde gusle engel olur, gusülden sonra bunun fark edilmesi durumunda bu maddenin izale edilip sadece o bölgenin yıkanması yeterli olur.
Ön taraftan şehvet zevki olmadan sızan beyazımsı ve renksiz akıntı, namaz için herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Tıkama gibi yöntemler ile akıntı önlenemiyorsa, her namaz vakti abdest tazelenmesi gerekmektedir.
Gusülden sonra burnumuzda katı mukus (sümük) görsek acaba burnumuza yeniden su vermemiz gerekir mi? Gusül ve abdest te uzuvların, kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir, aksi hâlde gusül ve abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla organlarda, suyun deriye ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır.
Suyu buruna akıtmak suretiyle de istinşak gerçekleşir. Ayrıca, buruna su verirken, suyu genzine kadar çekmeye gerek olmadığı gibi, burnun sızlaması da gerekmez. Şayet unutursanız, sonra yalnızca ağza ve buruna su vermeniz yeterlidir. Tekrar gusül almaya gerek yoktur.
Ayrıca bu durum gözlere zarar da verebilir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/7, 11). Dolayısıyla gözdeki lens, gusle ve abdeste engel değildir.
İlgili 16 soru bulundu
1- Burundaki kuru kir altına ve dişlerin arasında ve diş çukurunda bulunan yemek artıklarının altına su geçmezse, altı yıkanmazsa gusül caiz olmaz. 2- Deriye yapışmış, hamur, mum, sakız, katı yağ, balık pulu, çiğnenmiş ekmek oje gibi su geçirmeyen şeylerin altını yıkamak farzdır.
Kuru kalan yerde yıkanarak gusül tamamlanmış olur. Gusülde ve abdeste suyun uzvun üzerinden akması ile yıkanmış olur. İster bir defa yıkansın ister üç defa yıkansın su bedenin tamamının üzerinden akıp geçmişse gusül tamamdır. Ayrıca insan ine ucu kadar bir yerin kuru kalıp kalmadığını bilemez.
Bu konuda cumhurun delilleri daha kuvvetli ve isabetlidir. Buna göre abdestte ağzın ve burnun yıkanması sünnet olduğundan, abdest esnasında bir hastalıktan veya ameliyattan dolayı veya sebepsiz olarak ağza ve burna su vermeyi terk eden kimsenin bu davranışı abdestin geçerliliğine engel olmaz.
Kan, burun veya kulaktan akıntı halinde gelirse abdest bozulur. Burundan gelen akıntıya (sümük) karışan kanın abdesti bozması hükmü tükürüğe karışan kanın hükmü ile aynıdır. Özetle, burundan gelen kan, akıntıdan daha çok veya eşit ise, abdesti bozar, değilse bozmaz.
Bu haliyle söz konusu akımı burun akıntısı, tükürük gibi değerlendirilmektedir. Bu nedenle burun akıntısı ve tükürük normal şartlarda abdesti bozmadığı gibi, şehvet ve hastalık sebebiyle olmadıkça beyaz, kokusuz ve berrak olan vajinal akıntının da abdesti bozmaması gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken organlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır (Müslim, Hayz, 35-38). Oje, ruj, rimel gibi vücut/deri üzerinde tabaka oluşturup suyun deriye ulaşmasına mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur.
Soğuk algınlığı, grip, alerjiler ve çeşitli tahriş edici maddeler burun akıntısına neden olabilir. Burun akıntısının daha az yaygın nedenleri arasında polipler, yabancı cisim, tümör veya migren benzeri baş ağrıları olabilir.
Bu kimseler için cilde yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz.
Gusül abdestinde ağız ve burun vücudun dışı kabul edildiği için ağız ve burna su vermek farzdır. Ancak suyu genize ulaştırmak mümkün olmuyorsa, zaruret ve zorluk olduğundan burnun suyun ulaştırılabildiği yerleri çekerek yıkamak yeterli olur.
Grip olmak , gusul almamak için bir sebep değildir. Tabiki de alabilirsin. Bilmeyenler için: niyet edilir, 3kere ağıza , 3kere buruna ve tüm vücut yıkanır. Şu abdestli alın artık.
İlmi bir ifade ile guslü bozan her şey abdesti de bozar; lakin abdesti bozan her şey guslü bozmaz. Bu bakımdan, gusül sırasında idrar yollarından gelen bir akıntı, yahut yaradan akan bir mayi veya diş kanamaları vs. gusle mâni olmaz.
Elbiseye bulaşması namaza mani olmaz. Sümük ve balgam şeran temizdir. Yani bunlar elbisemizde bulunmakla namaz ve abdestimize bir zararı yoktur.
"Kadınların, vajina organlarında gördükleri normal ıslaklık, insanların ağız, burunlarından gelen akıntı ve bedenlerinden çıkan ter gibi değerlendirilmelidir."(bk. Reddu'l-Muhtar, 1/166). Bu sebeple, söz konusu ıslaklık, temiz olduğu gibi abdesti de bozmaz.
Şafi mezhebine göre kan abdesti bozmaz. Ancak Hanefi mezhebine göre vücudun herhangi bir yerinden kan aktığı zaman abdest bozulur. Bu durumda yeniden abdest alınması gerekir. Burun kanaması veya benzeri kanama türlerinde de abdest bozulur.
Şehvetle gelen meni hariç, hiç biri guslü gerektirmez. Kadınlarda meni gelmesi daha zor olur. Meni gelmez de, mezi denen akıcı sıvı gelirse gusül gerekmez. Meni, titreyerek gelir, kasılmalar olur.
Oral ilişki sonrası yıkanma (gusül)
Bir koca karısıyla oral seks yaparsa ve spermi boşaltırsa, İslami cinsel sağlık hukukuna göre gusül zorunludur; ancak, eğer sadece mezi (boşalma öncesi sıvılar) salınırsa, o zaman sadece abdest gerekir ve meziyi yıkamak zorundadır.
Gusül abdesti ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak, burna su çekmek ve bütün vücudu hiç kuru yer bırakmayacak şekilde yıkamak suretiyle yapılır. Burada sayılan işlemler Hanefîlere göre guslün farzlarıdır. Birinin eksik bırakılması hâlinde gusül geçersiz olur.
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık, şüphe ve kuruntu hâlidir. Bu, çoğu kere abdest ve guslün alınıp alınmadığı, tam olup olmadığı ya da bozulup bozulmadığı şüphesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Gusül veya abdest alan kişinin vesvese sebebi ile gusül ve abdestini tekrarlaması gerekmez.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken organlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje ve ruj gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur.
Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem ilk önce avretini yıkar daha sonra namaz için aldığı abdesti alır ve daha sonra başına su döker ve tüm vücudunu üç defa suyla yıkardı. Şayet yapılan banyo, temizlik ve serinlemek amacıyla yapılırsa bu gusül abdest yerine geçmez. Çünkü bu ibadet sayılmaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri