Çöplerimizi kesinlikle doğaya atmamalı, kağıt,cam,plastik gibi atıkların geri dönüşümünü sağlamalıyız. Ev ve fabrika bacalarından çıkan gazlar hava kirliliğine yol açtığı için filtre kullanmalıyız. Yeşil alanları arttırarak orman tahribatını önlemeliyiz. Ozon tabakasına zararı olan herhangi bir üründen kaçınmalıyız.
İlgili 29 soru bulundu
Çevremizi Neden Korumalıyız? Yaşam kaynağı: Çevre, canlıların yaşamı için gerekli olan hava, toprak ve su gibi doğal kaynakları sağlar. Temiz su içebilmek, temiz havayı solumak ve üretebilmek için çevremizi korumalıyız. İklim: Çevre, iklimin düzenlenmesi bakımından çok önemlidir.
Günümüzde artan nüfus, gelişmiş teknoloji ve etkinlikler doğal kaynaklar üzerindeki insan baskısını artırmıştır. İşte, doğal kaynakların ya da belli bir ekosistemin kurumsal, yasal, bilimsel ve teknolojik düzenlemelerin de yardımıyla planlı biçimde korunmasına “çevre koruma” diyoruz.
Çevremizdeki yeşil alanlara, ağaçlara, çiçeklere sahip çıkmalı ve onları korumalıyız.Sağlıklı bir yaşam için gereksiz yere ağaçları kesmemeli, çiçekleri kopartmamalı, toprak olan alanlara çöp atmamalıyız. Bitkiler gibi aynı şekilde hayvanlara da sahip çıkmalı ve korumalıyız.
Çünkü insanlık hayvanların refahını geliştirme gücüne sahiptir. Çünkü gezegenimiz için sürdürülebilir ve değerli bir gelecek ancak hem insanlar hem de hayvanlar bunun bir parçasıysa elde edilebilir. Çünkü hayvanların farklı yaşam ve iklim koşullarında nasıl hayatta kalabildiklerini araştırıp öğrenebiliriz.
Plastik atıklar doğaya en çok zararı veren atıklardır. Plastik atıkların verdiği zarar dünyanın ekolojik dengesinde önemli tahribata neden olmaktadır. Plastiklerin doğaya karışmaması ve geri dönüştürülmesi, yaşanabilir bir dünya ve ekolojik dengenin korunması adına oldukça önemlidir.
Düzensiz şehirleşme, ormanların zarar görmesi, erozyon, doğal bitki örtüsünün tahribi, kirlilik oluşturan kara ve deniz araçları, çevreye zarar veren kimyasallar, zirai mücadele ilaçları, artan çevre kirliliğinin en önemli nedenleri arasında yer alıyor.
Doğayı toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirmenin şiddetli etkileri, aşırı insan nüfusu artışı ile daha kötü bir hale gelmiştir. İnsanların çevrede hasara yol açan aktivitelerine nüfus artışı, aşırı tüketim, aşırı kullanma, çevre kirliliği ve ormansızlaşma örnek verilebilir.
Çevreyi koruma bilinci sayesinde su, hava ve toprak kirliliği önlenir, doğal hayat korunur, karbon ayak izi azalır, küresel ısınma ve sera gazı etkisinden korunulur, gelecek nesillere güzel bir dünya bırakılır.
Doğa sevgisi, insanın içinde olan ve Dünya'ya farklı bir bakış açısıyla bakmasını sağlayan bir sevgidir. Unutmamak gerekir ki doğa bizim evimizdir. Doğa biz kucak açar, doğanın verdiği besinleri yer, doğada barınır, doğa da yaşarız. Hayvanlar da bitkilerde bizim gibi doğada yaşarlar.
Evin veya konutun dışındaki alanlara hem güneş ışığından faydalanma, hem yaşanacak mekan kazanılması hemde oda sıcaklığında olmasını sağlayan yerlere doğal mekanlar diyoruz.
İnsanların beslenme, ulaşım, korunma, sağlık, ticaret gibi tüm ihtiyaçlarımızı karşılamıştır. Beslenme ihtiyacımızı kolaylaştıran, gıdamızın yapı taşları olan günümüz besinleri hayvanlar sayesinde üretiliyor. Et, süt, yumurta, bal gibi besinler beslenme ihtiyacımız için önemlidir.
İnsan ihtiyaçlarını karşılamak için kesilen ormanlardan elde edilen eşyaların başka ham maddelerden elde edilmesi gerekir. Canlıların yaşam alanlarına, tehdit ve müdahalede bulunulmamalıdır. Neslinin son türü olan hayvanların, mümkün olduğunca devlet eliyle korunmalı ve onlara uygun yaşam koşuları sunulmalıdır.
Hayvanları korumak için nesli tükenmekte olan hayvanlara dikkat çekilmeli, sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir ürünler satın alınmalıdır. Yerli bitkiler yetiştirmeye öncelik verilmeli, plastik ürünlerin alımı azaltılmalıdır.
Bitkilerin büyük çoğunluğu su, toprak, güneş ve havaya gereksinim duyar. Ama bu gereksinimler bitkiden bitkiye değişebilir. Örneğin bazı bitkiler çok su ister, bazıları az. Bazıları yalnızca sabah güneşi ister, bazıları tüm gün güneşte olmak...
Yaşadığımız dünyadaki ormanlar, dağlar, denizler, akarsular, şelaleler, peribacaları, mağaralar gibi kendiliğinden oluşan yani insanlar tarafından oluşturulmayan çevreler doğal çevreye örnektir.
İklim değişikliği, çölleşme, biyolojik çeşitlilik kaybı, ormansızlaşma, ozon tabakasının tahribatı, hava, su ve toprak kirliliği, tehlikeli ve plastik atıklar, deniz ve okyanus kirliliği gibi çevre sorunları sürdürülebilir kalkınmayı tehlikeye atmakta; insanların güvenliği, sağlığı ve üretkenliği, diğer canlı ...
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri