Amel ise imanın bir cüz'ü değildir. Böylece her ikisinin de iman tarifinde tasdik temel esas ikrar ikinci dereceden önemsenmiş bir esas olmakla beraber amel tarifte yer almamıştır. İşte bu çalışmada Ebû Hanîfe ve Matürîdî'ye göre iman, amel ve iki kavram arasındaki bağlantının niceliği ele alınmıştır.
Ebû Hanîfe, inanç açısından müminleri eşit olarak görmüş, günah işleyenleri dinsiz saymamış, günahkâr müminlerin durumunu Allah'a havale etmiştir. Ehl-i kıble olan herkesi iman ve İslam dairesinde görmüştür. Bu görüşleri, bugünkü şiddet ortamının doğurduğu sorunları çözecek mahiyettedir.
Ebû Hanife her iki ilim için önem arz eden “fıkh” kavramına sıklıkla vurgu yapar ve bu kavramı “kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi” şeklinde tanımlar.
Hanefîlik ya da Hanefî Mezhebi, (Arapça: اَلْحَنَفِيَْة veya اَلْمَذْهَبُ الْحَنَفِيُ) İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Mâtürîdîliktir. İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusu Ebu Hanife'den (699-767) alır.
İlgili 23 soru bulundu
Türkiye'deki Türk ve diğer etnik gruplardan olan Sünnilerin çoğunluğu Hanefilik mezhebine mensuptur. Türkler arasında Şafii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadır. Kürtler'in ise büyük bir bölümü Şafii mezhebinden olup, az bir kısmı Hanefi mezhebini takip etmektedir.
- Hanefi mezhebinde iman ilk olarak gönülle gerçekleşmelidir. - Hanefi mezhebine göre Allah'ın emrini reddetmeyen kişiler dinden çıkmaz. - Hanefi mezhebine göre kadere inanmak gerekir. - Mezhebe göre Allah'ın sıfatlarını tartışmak doğru değildir.
Özeti şudur: Ebu Hanife kendisine "Allah nerededir?" diye soran kadına: "Allah Subhanehu ve Teala semadadır, yerde değil." cevabını verdi.
SÖYLEYELİM! 4 Sünni mezhebin birincisinin imamı Ebu Hanife, Abbasi İslam Devleti tarafından zindanda kırbaçlanarak öldürüldü. İkincisinin imamı Şafii ise hocası ve Maliki Mezhebinin kurucusu olan İmam Malik'in öğrencileri tarafından dövülerek öldürüldü. 4 hak mezhep mi dediniz?!
İmam Azam Ebû Hanife, büyük bir fakih olmasının ya- nında, Ehl-i Sünnet'in itikadî boyutunun oluşmasında da etki- li olan bir şahsiyettir. Ebû Hanife'nin görüşleri, ilk dönemler- den itibaren özellikle Türklerin yoğun olduğu bölgelerde İs- lam'ın yayılmasında önemli rol oynamıştır.
İmam el Buhari mezkur eserinde İmam Ebu Hanife hakkında ki ehli hadisin görüşlerini naklederken '' Ebu Hanife iki defa küfür sözler söylemesi sebebiyle tevbeye davet edilmiştir'' şeklindeki hurafeyi öylece alıntılayıvermiştir. Bu ehli hadisin müctehid imamlar hakkındaki ittifaklarına aykırı bir durumdur.
Gençlik yıllarında sahabeden Enes bin Mâlik'i, Abdullah bin Ebî Evfâ'yı, Vasîle bin Eskā'yı, Sehl bin Saide'yi ve en son hicrî 102'de Mekke'de vefat eden Ebu't Tufeyl Amir bin Vasîle'yi görmüş, bu sahabelerden hadis dinlemiş olduğundan tabiinden sayılır.
Sahâbeden bir fetvâ geldiği zaman ise onlardan birisi ile amel ederiz. Sahâbe dışında bir başkasından bir görüş gelirse, onlar nasıl içtihat ettilerse biz de içtihat ederiz.” “İMAM-I ÂZAM EBÛ HANÎFE'NİN RİVAYET ETTİĞİ AHKÂM HADİSLERİ”nde (Ukûdü'l-Cevâhiri'l-Münîfe) tekrarları hariç olmak üzere toplam 615 hadis vardır.
Abbasiler döneminde, bu bölgelerde Mürcie'nin tartışılmaz manevî lideri Ebû Hanîfe'dir.
Kelami mezheplerin iman kavramına yükledikleri anlamlar bu konudaki tartışmaların temel nedenidir. Ehl-i Hadis, Mutezile, Hariciye, İmam Şafi gibi imanı amelden bir cüz sayan alimlere göre iman artar ve eksilir. Böylece yapılan iyi ameller imanı arttırırken, işlenen günahlar nedeniyle iman eksilmiş olur.
Ebu Hanife 5 Eylül 699 tarihinde Irak'ın Kuffe kentinde doğdu. Asıl adı Nu'man Bin Sabittir. Dürüst ve mümtaz bir şahsiyet olduğu için kendisine ''Hanif'' ismi verilmiştir.
Sünniler günümüzde inanç açısından Maturidilik ve Eşarilik, fıkhi açıdan da Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbelî ve bazen ise Caferi mezheplerine bağlıdırlar. Bu dört mezhepten ilki olan Hanefi mezhebi itikad olarak Maturidiliğe diğer üç mezhep ise Eşariliğe bağlıdırlar.
Bugün dünyadaki Sünnî müslümanların en azından yarısını oluşturan Hanefîler'in büyük bir çoğunluğu inançta Mâtürîdî mezhebine bağlıdırlar. Mâtürîdiyye, Türkiye, Balkanlar, Orta Asya, Çin, Hindistan, Pakistan ve Eritre'de yayılmıştır. Genellikle Türkler fıkıhta Hanefî, inançta Mâtürîdî'dirler.
Mezhepler İslam'a göre dini ve siyasi gruplaşmalar oluşum esnasında peygamberin ölümünden sonra ortaya çıkmıştır. Bu dönemde çeşitli alimler ortaya çıkmış ve İslam hakkında görüşlerini belirtmiştir. Görüşlerini sözle ifade eden bu alimlerin görüşlerine uyan kişiler o mezhebe ait olmuşlardır.
Bağdat'ta Azamiye bölgesinde imamı Azam Külliyesi'nin içinde yer alır.
Çoğunlukla Ebu Hanife olarak bilinen Numan bin Sabit, Sünni İslam inanışı içinde bulunan dört ekol veya mezhepten birinin kurucusu olarak değerlendirilir. Bu ekol, onun adına izafeten Hanefilik veya Hanefi ekolu olarak adlandırılır. Ebu Hanife bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Kufe şehrinde doğmuştur.
Hicrî 150/767 yılında Bağdat'ta vefat eden Ebu Hanife'ye dönemindeki alimler arasında önemli bir konuma sahip olması, yeni bir çığır açması, pek çok alimin onun yolunu benimsemesi gibi sebeplerle “İmam-ı Azam” lakabı verilmiştir.
Peygamberimiz (asm) ne Şafidir, ne Maliki, ne Hanefi, ne de Hanbelî… Peygamberimiz (asm), bütün bu mezhepleri çekirdeğinde ve gövdesinde barındıran bir şecere-i rahmettir.
Dört büyük Sünnî fıkıh mezhebinden biri.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri