Tefrik ne demek diyenler için bu terim, edebi eserlerde yer alan iki unsuru birbirinden ayırmak ve birinin diğerine göre daha üstün olduğunu vurgulamak anlamına gelir.
Tefrik, sözcük anlamı olarak parçalara bölmek ya da ayırmak anlamlarına gelir. Hukuki anlamda kullanıldığında ise davaların ayrılması ya da davalarla ilgili işlemlere ayrı şekilde devam edilmesi anlamlarına gelir. Tefrik aynı zamanda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda da yer alır.
DAVALARIN AYRILMASI
Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder (HMK. md. 167). Davaların tefrikine (ayrılmasına) karar vermek, mahkemenin takdirine tabidir. Kural budur.
Tefrik birden fazla sanıklı dosyalarda birlikte görülen davaların ayrılması demektir. Birlikte açılmış ya da sonradan birleştirilmiş davalar yargılamanın her aşamasında cumhuriyet savcısının ya da tarafların talebi üzerine veya re'sen hâkimin gerekli görmesi durumunda ayrılabilir.
Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir.
İlgili 35 soru bulundu
Türk Dil Kurumu'nın Güncel Türkçe Sözlüğünde “gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi” şeklinde tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu, 2022).
İslam hukuku tarafından kabul edilen boşanma sistemi dörde ayrılmaktadır: talak, tefviz-i talak, muhala'a ve tefrik. Hukuken kabul edilen bir takım sebeplerin varlığı halinde evlilik birliğinin kadının talebi üzerine hâkim kararı ile sona erdirilmesine tefrik adı verilir.
Arapça frḳ kökünden gelen tafrīḳ تفريق “1. ayırma, ayrıştırma, 3. aritmetikte çıkarma” sözcüğünden alıntıdır.
Hanım (Kraliçe) sözcüğünün türeyişi şu şekilde anlatılır. Mete Han (Moğollar Cengiz Han olduğunu söylerler) gelip saygı sunan herkesin Han'ım şeklinde hitap ettiği bir ortamda, içeri giren eşini görünce “İşte bu da benim Hanım” der. O günden bu yana kadın yöneticilere Hanım denir.
Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi 'furkân' sözcüğü Oryantalistlerin iddialarının aksine 'f-r-k' kökünden türemiş 'fu'lân' vezninde Arapça bir kelimedir. Temel anlamı 'yarmak; iki şeyi birbirinden ayırmak'tır.
Tevkif, bir suçtan şüpheli olarak aranan bir kişiyi gözaltına almak, alıkoymak ve tutuklamak demektir. 1932 yılında gerçekleştirilen dil devriminden sonra bu kelimenin yerine daha çok tutuklamak sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Tevkifhane ise tutukevi ve hapishane manasına gelir.
Evli bir kadın, eşinin evlilikten doğan görev ve yükümlülükleri yerine getirmemesi veya kendisine karşı kötü muamelede bulunması hâlinde, mahkemeye başvurarak evliliğin sona erdirilmesini isteyebilir.
Kadının, kendisini zina ile itham eden kocasıyla yeminleşmesini ifade eden bir fıkıh terimi.
Hidane, çocuk ve çocuk hükmünde olan kişilerin bakımını, himayesini, eğitimini içeren bir kavramdır. Hidane, İslam Hukukuna özgü bir teridir. Medeni Hukuktaki karşılığı, çocuk himayesi ve velayeti olarak tanımlanabilir. Evlilik devam ederken çocuğun bakımı ve himayesi aile ortamında yapılır.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan müşahede, ''şühud'' kökünden türetilmiştir. Şühud, gözle görmek manasına gelirken, müşahede maddi alemden olmayan kutsal ve ruhani bir şeyi kalp gözüyle keşfetmek demektir.
Süreç; olguların ya da olayların belli bir taslağa uygun ve belli bir sonuca varacak biçimde düzenlenmesi ve art arda sıralanması. Bir şeyin yapılış, üretiliş biçimini oluşturan sürekli işlemler, eylemler dizisi olarak da tanımlanır.
Kökeni: "Muharrir" kelimesi Arapça kökenli olup "حرر" (harrara) kökünden türetilmiştir. Anlamı: "Muharrir" kelimesi, yazılı metinleri düzenleyen, düzeltme yapan veya yazıları düzenleyip yayınlayan kişiyi ifade eder.
Vela adı Latincede yelken anlamına gelir. Bu isim, daha önceki takımyıldız adlandırmalarında bir gemi olarak tasavvur edilen Argo Navis takımyıldızının yelkenini oluşturan parçası olmasından ötürü verilmiştir. Argo Navis takımyıldızındaki yıldızlar günümüzde Karina, Pupa ve Yelken takımyıldızlarına dağılmıştır.
Bir tartışma esnasında haksız ve yalancı olanın Allah'ın lânetine uğraması için beddua edilmesi. Sözlükte “yalancı ve zalim olana birlikte beddua etmek, lânetleşmek” mânasındaki mübâhele kelimesi Kur'an'da iftiâl kalıbında (ibtihâl) olmak üzere bir yerde geçer (Âl-i İmrân 3/61).
Liân işlemine hâkim huzurunda önce koca başlar ve dört defa, “Allah'ı şahit tutarım ki ben zina isnadında doğru söylüyorum” der ve beşinci olarak da, “Eğer zina isnadında yalancı isem Allah'ın lâneti benim üzerime olsun” sözüyle yeminini tamamlar.
Anasayfa / AİLE HAYATI / Boşanma (Talak) / Âdet döneminde olan kadını boşamak geçerli midir? Âdet döneminde olan kadını boşamak geçerli midir? Âdet döneminde olan kadını boşamak Kur'ân ve sünnetin öngördüğü boşama usûlüne aykırıdır. Bu tür boşamalar bid'î talak olarak isimlendirilir.
İslâm'a göre evli çiftler arasında üç bağ vardır. Buna göre koca, eşini en fazla iki defa boşamışsa onunla evliliğini sürdürebilir. Üçüncü kez boşamakla aralarındaki evlilik bağı tamamıyla ortadan kalkmış olur.
Eşler arasında boşa(n)ma dinen üç kere ile sınırlandırılmıştır. Birinci ve ikinci boşa(n)ma sonrasında eşlerin yeniden bir araya gelme imkânı vardır (el-Bakara 2/229). Kişi ric'i talak ile boşadığı eşine, iddet süresi içinde nikâha gerek kalmadan, iddet süresi bitmiş ise yeni bir nikâh akdi ile dönebilir.
Umre yapmaksızın sadece hac ibadetini ifa etme, umresiz hac anlamında fıkıh terimi. Kutsal kabul edilen mekânları dinî maksatla ziyaret etme, İslâm'ın beş şartından biri.
Eşler evliliği sonlandırmak üzere akit yaptıklarında kocanın kullandığı söze göre bu tür ayrılıklara bedel karşılığı boşanma (talâk alâ ıvaz) veya muhâlea (hul') adı verilmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri