Ersin Durmuş, "Yıllar boyu et ve et ürünü almayan kişilerde halsizlik, çabuk yorulma, eklem ağrıları, unutkanlık, vücut direncinde azalma el ve ayaklarda uyuşma yürümede zorluk, kulak çınlaması, hissizlik, uyuşukluk, sabahları yataktan yorgun kalkma gibi belirtiler gösterebilir" dedi.
- Kanda yeterli miktarda demir ve fosfat olmadığından damar yolları bazı besinlerden dolayı temizlenmez ve tıkanır. Tıkanan damarları açmak için kalp fazla efor sarf eder. Bunun sonucunda da kalp ritim bozukluğu hastalıkları ortaya çıkar. Aynı zamanda yüksek tansiyona bağlı felç geçirme riski de artar.
"İnsan vücudu protein ihtiyacının yarısını hayvansal, yarısını bitkisel kaynaklı olarak almalı. Hayvansal proteinin de yarısının, sağlıklı bir beslenme için kırmızı et tüketimiyle sağlanması oldukça önemlidir.
Bu sebeple etle birlikte bol sebze tüketimi önemlidir. Her besin maddesinin olduğu gibi kırmızı etin de fazla tüketilmesi sağlığımızı olumsuz etkiler, buna karşın hiç tüketmemek de sağlık sorunlarına sebep olabilir. Çünkü kırmızı et protein bakımından oldukça zengin bir besin kaynağıdır.
Ette yer alan yağ yüksek düzeyde ısıya maruz kaldığında ortaya “mutajen” adı verilen madde çıkmaktadır. Bu madde hem kanserojen bir içeriğe sahiptir hem de genetik yapımız üzerinde ciddi hasarlar oluşturabilmektedir. Bilhassa işlenmiş sosis, işlenmiş salam benzeri gıdalarda ciddi ölçüde nitrik bulunur.
İlgili 35 soru bulundu
Vejetaryenlik ya da etyemezlik, çeşitli nedenlerle et, balık, kümes hayvanları tüketmemeye denir. Et tüketmemenin yanında ayrıca hayvanların ürettiği yumurta, süt, bal vb. ürünleri de yemeyenlere ise veganlar denir.
Kırmızı et kreatin ve karnitin açısından oldukça zengindir. Kreatin kaslarda enerji depolarını doldurur ve kas gücünü artırır. Karnitin ise yağın enerjiye dönüşmesinde önemlidir. Et tüketmeyenlerde bu maddelerin değeri düşüktür, bu da kas ve beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler.”
Zeka üzerinde etkisi olan ilk besin öğesi proteinlerdir
Bu nedenlerle, proteinler sinir sistemi ve beyin gelişimi açısından son derece önemli rol oynarlar. Doğal protein kaynakları; et ve et ürünleri, yumurta, süt ürünleri, kuru baklagiller ve tahıl ürünleridir.
Dengeli bir beslenme programında günlük 2-3 porsiyon kadar et grubu besinlerin tüketilmesi gerekiyor. Kırmızı et ise haftada en az iki kez tüketilmeli. Etin besin değerlerinden maksimum fayda sağlayabilmek için ise yanında mutlaka yeşil yapraklı besinler yer almalı.
Bezelye, fasulye, nohut ve mercimek kurubaklagiller grubunda yer alır ve protein, folat, demir, magnezyum ve potasyum kaynakları olduğu için et yerine kullanılabilecek harika besinlerdir. 100 gramında yaklaşık 20-25 gr protein, yaklaşık 5 gram posa, 2 gramdan daha az yağ içerirler.
Mit-3: "Son zamanlarda gündeme getirilen etin yüksek kalorili olduğu için beyni büyüttüğü iddiası da doğru değildir çünkü et yüksek kalorili olsa da beyin için iyi bir enerji kaynağı değildir. İnsanların diğer primatlara göre daha çok kalori tükettiği doğrudur.
Et yiyenler diyetin ilk ayında, ortalama 1 kilo verirken, vejetaryenler ise iki katı (yaklaşık 2 kilo) veriyor. Aradaki fark, diyetin başında et yemeyi kesen daha ince kişiler için de kayda değer miktarda. Bu kişilerde ilk ay kilo kaybı ortalama 2,5 kilo oluyor.
Başlıcaları; migren, diyabet, osteoporoz ve astım. Kalp krizi geçirme riskleri de, et tüketen insanlara azımsanmayacak derece fark atıyor.
Yeteri kadar et yiyemeyen kişilerde demir, B6 ve B12 vitamini eksiklikleri gelişebiliyor. Çocukların zihinsel gelişiminde faydalı olduğu belirtilen kırmızı et, ayrıca büyüme üzerinde de etkili oluyor. Aşırı tüketimi zararlı olsa da, kırmızı etin haftalık beslenme düzeninde en az bir kez yer alması gerekiyor.
Ölçüyü açıkça çiğnemek nasıl günahsa, gizlice çiğnemek de, helal olduğu halde içinden haram sayarak yememek de günahtır. Allah Teala, burada et yemeyi farz kılmıyor.
Etin anemiyi önleme, hamileliği destekleme, kardiyovasküler sağlığı koruma, psikolojik sağlığı destekleme, uykusuzluğu tedavi etme, kataraktı geciktirme, kolesterol seviyesini dengeleme, raşitizm tedavisi, kasların güçlendirilmesi, enerji sağlanması ve sağlıklı bir cildi korumak gibi inanılmaz sağlık faydaları vardır.
Et yemeyi bırakırsanız çinko eksikliği yaşayabilirsiniz. Bu da uzun vadede saç dökülmelerine neden olabilir. Et yemeyi bırakmaya karar verdiyseniz, günlük önerilen miktardan %50 daha fazla çinko tüketmelisiniz.
Etçil hayvanlara baktığımızda da saldırgan tavırlarını açıkça görebiliyoruz. Tam aksine otçul hayvanlar ise oldukça sakindir. Bu bariz gerçek bile bize durumu açıkça gösteriyor aslında. ET YEMEK İNSANLARI AGRESİF YAPIYOR.
- Hz. Ali'nin, "Kırk gün et yemeyenin ahlâkı bozulur. Kırk gün (boyunca) et yiyenin kalbi katılaşır." sözünü nasıl anlamak gerekir? “Kırk gün et yemeyen” ifadesini o günkü şartları göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir.
Dünya Sağlık Örgütü, son yıllarda haftada 500 gramdan fazla et tüketmenin sağlığa olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Dünya Kanser Araştırma Derneği de özellikle sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş etleri kanserojen özellikler taşıdığı konusunda uyarıyor. Öte yandan, etin kaliteli bir protein olduğu biliniyor.
Ersin Durmuş, "Yıllar boyu et ve et ürünü almayan kişilerde halsizlik, çabuk yorulma, eklem ağrıları, unutkanlık, vücut direncinde azalma el ve ayaklarda uyuşma yürümede zorluk, kulak çınlaması, hissizlik, uyuşukluk, sabahları yataktan yorgun kalkma gibi belirtiler gösterebilir" dedi. Dr.
– Kırmızı et, önemli bir vitamin ve mineral kaynağıdır. Et ve et ürünleri; Tiamin, Riboflavin, Niasin, Biotin, B6, B12, Pantotenik asit, Folasin gibi B kompleks vitaminler için önemli bir kaynaktır. Ayrıca Demir, Çinko, Manganez için de mükemmel bir gıdadır.
Doktorlar, kırmızı et yerine tavuk, hindi ve balık tavsiye ediyorlar. Kırmızı et ise günde 100 gram ve haftada 600 gramdan fazla tüketilmemeli. Bu anlamda haftada kaç kez kırmızı et ürünü tükettiğinizden çok toplam ne kadar yediğiniz önem kazanıyor. Haftada toplam tüketilen et miktarı 500-600 gramı geçmemeli.
Uludüz nedeni ise şöyle açıkladı: “Salam, sucuk gibi işlenmiş kırmızı etler kalp ve şeker hastalıkları riskini artırırken, doğada otlayan hayvanlardan elde edilen işlenmemiş kırmızı et ise sağlıklı ve besleyicidir.
Birçoğunuzun belki de ilk kez duyacağı pesketaryen aslında vejetaryen beslenmenin bir alt sınıflandırması. Kökeni İtalyanca pesce (balık) ve İngilizce vegetarian (vejetaryen) kelimelerinden gelen pesketaryen beslenmesinde balık veya diğer su ürünlerinin olduğu ancak diğer et türlerini tüketmeyen kişilere deniyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri