- Faiz ile iş yapanlar -faizi helal saymadıkları sürece- kâfir olmazlar. Çünkü Ehl-i sünnetin akidesine göre, faiz gibi büyük günah işleyenler de kâfir olmazlar.
Müslüman başka birisinin malını ancak bir mal veya iş karşılığında alabilir. Hiçbir ekonomik değeri olmayan vade: zamandan dolayı bir kişinin parasını almak onu karşılıksız almak demektir. Bu yüzden dinimiz faizi başkasının malını haksız yere almak olarak tanımlamış ve haram kılmıştır.
Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah'a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir.
Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır.
Faiz haramdır; İslam'ın hukuk ve ahlâk sisteminin temelinde yer alan 'Hak' kavramına aykırıdır. Faiz kul hakkını hiçe sayarak, insanları kolaylıkla aldatmanın yolunu açar, toplumu felakete sürükler. Yalnızca malın değil, hayatın da bereketini kaçırır” denildi.
İlgili 43 soru bulundu
Faiz Yiyenler | Bakara Suresi Tefsiri 275. Ayet | Halis Bayancuk Hoca Faiz yiyenler, şeytanın dokunduğu (cin çarpmış) kimse gibi (kabirlerinden) kalkarlar. (Bu ceza:) “Alışveriş de faiz gibidir.” demeleri nedeniyledir.
Soru: Zamanında 15 bin lira kredi çekip 1.600 lira civarı faize bulaşan bunu ödemek zorunda olup harama bulaşan pişmanlık yaşayan bir insan bu günahına kefaret olarak ne yapabilir? el Cevab: Tevbe edilmelidir. Bir daha geri dönülmemelidir. Tevbe geri dönmemek üzere azmetmeyi içeren pişmanlık duygusudur.
Faiz ise, insanları zahmetsiz yoldan para kazanmaya sevk eder, tembelleştirir, duyarsızlaştırır. Nitekim Rabbimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Allah, faizden elde edilen malı mahveder. Sadakaları ise artırır, bereketlendirir. Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”
Hadis-i şerifte belirtilen bu helak ediciler, kişinin ahiret hayatını perişan eden en büyük günahlardır. Şimdi faiz yiyen ve yediren kimseye deriz ki: İnandığın ve iman ettiğin Peygamberimiz, pervasızca daldığın faiz günahına “helak edici” diyor.
Hâlbuki Allah alım satımı helal, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah'tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişteki kendisinindir; durumunun takdiri ise Allah'a aittir. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir.” ( Bakara: 275 ).
Onlar iki türlü günahlardır: 1- İçerisinde kul hakkı bulunan günahlar. 2- Şirk ve küfür ihtiva eden günahlar. Bu iki türlü günahlar şartlarına uyarak tövbe etmedikçe bağışlanmaz.
Günahkâr kimse vakit geçirmeden tövbeye yönelmelidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: “Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra hemen tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Samimi bir şekilde tövbe edip faizli işlemlerden uzak durmanız gerekir. Ayrıca faiz işlemi haram olsa da evin kendisi haram değildir. Demek ki, bir tövbenin kabul olması, bir günahın affa liyakat kazanması için hiçbir mazeret yokken o günahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır.
Bir mü'min büyük bir günahı işlemiş olsa da dinden çıkmış olmaz, imansız sayılmaz. Çünkü amel imandan bir parça değildir. Büyük günahlardan birisini işleyen bir Müslüman, o günaha imansızlığı sebebiyle değil, nefsine uyduğu için girmiştir.
Dâr-ül-harbde, yalnız kâfirlerden faiz alan bir bankaya para yatıran bir müslümanın, bu paranın faizini alması helal olur. Bu bankadan ödünç para alıp faiz verenlerin hepsi müslüman ise, bankaya yatırılan paranın faizini almak haram olur.
''Faiz yemek 73 küsur günaha tekabül eden büyük bir günahtır. En hafif derecesi bile bir kişinin annesiyle zina etmesi gibi büyük bir günahtır.''
“Kişinin bilerek yediği bir dirhem riba, otuzaltı zinadan eşeddir / daha şiddetlidir.” Şafii mezhebinde önemli bir yeri olan Remlî, “Fetava”sında böyle soruya cevap verirken, değişik hadisleri delil getirmek suretiyle, zinanın ribadan daha büyük bir günah olduğunu vurgulamıştır.
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): 'Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir.
Faiz ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de Bakara Suresi 275. ayetinde "Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, "Alım satım da ancak faiz gibidir" demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır.
Haram işleyen kimseler, işledikleri haramların büyüklüğüne göre, bu duaların derecesini düşürmektedirler. Tirmizî bu hadis rivayeti için “hasen-garip” ifadesini kullanmıştır.(a.g.e). Burada önemli bir nokta da şudur: Dua eden kişi haramların havuzunda yüzmektedir. Tövbe etmemektedir.
Bankaların, belirlenen vade sonunda kendilerine yatırılan paraya belli bir oranda fazlalık/faiz vermek üzere açtığı hesaplara “vadeli mevduat hesabı” denir. Müslümanlar faizli mevduata bilerek ve isteyerek para yatırmamalıdırlar. Çünkü bu tür mevduat hesaplarına tahakkuk ettirilen fazlalıklar faiz olup dinen haramdır.
Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah'a kalmıştır. (Allah, onu affeder.)
' İçki, uyuşturucu ve kumar gibi haram yollardan elde edilen mallar, muhtaç olan kişilere veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkartılır. Başkasının hakkına girerek elde edilen mallar ise sahibine iade edilmelidir. Olur da sahibi bulunamazsa mirasçıları araştırılır ve kendilerine teslim edilir.
Domuz, şarap gibi olanlar başka maddelere çevirilerek, esaslı değişiklğe uğratılarak kullanma imkanı yoksa imha edilir. Faiz, rüşvet, çalınmış mal vb.nin sahipleri biliniyorsa onlara verilir; bilinmiyorsa yoksullara verilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri