Uzun süreli ve yoğun kafein kullanımı, kişide fiziksel ve ruhsal bozukluklara yol açmaktadır. asitlerinin artmasına, ülser oluşmasına ve vücutta kalsiyumun azalmasına yol açar. Ayrıca kişide huzursuzluk, anksiyete, ruhsal çökkünlük, sinirlilik hali ve uyku bozuklukları gibi ruhsal sorunlara yol açabilmektedir.
Günlük 500-600 mg'ın(4-7 kupa kahve) üzerinde kafein tüketimi çoğu kişide uykusuzluk, asabiyet, huzursuzluk, tedirginlik, bulantı ve gastrointestinal problemler, hızlı ya da düzensiz kalp atışı, kas krampları, baş ağrısı, anksiyete gibi sorunlara neden olmaktadır.
Kafein, merkezi sinir sistemini uyarıcı bir etkiye sahiptir. Bu durumun faydalı etkileri olduğu gibi günlük alınması gerekenden (≤300 mg) fazla kafein tüketimi sonucunda zararlı etkileri oluşabilmektedir.
Kafein, merkezi sinir sistemine etki ederek, beyne giden ve beyinden gelen mesajları hızlandırır ve stimülan etkisi yapar. Emilimi büyük oranda ince bağırsaktandır. Kafein birçok bitkide değişik miktarlarda bulunmaktadır. Fasulyelerde, yapraklarda ve 60 çeşit bitkide bulunur.
İlgili 36 soru bulundu
Günde 1000 mg (10 bardak kahve) kafein almazsa anksiyete, ajitasyon, uyku bozukluğu ve baş ağrısı gibi semptomlar yaşadığını belirten hasta, kafein alımını durdurmak istese bile psikiyatrik ve psikolojik semptomların önünü kesemediği için kafein alımına devam ettiğini belirtmiştir.
Aşırı dozda alınması ölümcüldür. Örneğin farelerde ölümcül kafein dozu kilogram başına 192 miligramdır. İnsanlarda ise bir oturuşta 200 kafeinli soda veya 125 bardak çay veya 75 fincan kahve içilirse çok büyük ihtimalle solunum yetmezliği veya kardiyovasküler şoktan ötürü ölüneceği not edilmiştir.
Normal koşullarda eğer sağlıklı iseniz (örneğin kalp rahatsızlığınız yok ise) ve aşırı dozda almanın çok zor olduğu doğal kafein kaynakları çikolata, kahve veya çay tüketiyorsanız, kafeinin zehirli olduğunu düşünmezsiniz. Uzmanlara göre ortalama sağlıklı bir yetişkin için ölümcül doz kafein 5 ila 10 g arasında.
Aşırı miktarda kafein tüketimi sinir sistemi üzerindeki uyarıcı etkisi nedeniyle kan basıncını yükseltebilir. Kan basıncının yükselmesi, zamanla arterlere zarar verebilir ve kanın kalbe ve beyne akışını kısıtlayabilir; bu nedenle kalp krizi ve felç için bir risk faktörüdür.
Kafeinin etkisi 15 dakika içerisinde hissedilebilir. Kandaki kafein seviyesi yaklaşık olarak 1 saat sonra en üst seviyeye çıkar. Çoğu insanda birkaç saat bu seviyede kalabilir. 6 saat sonra ise alınan miktarın yarısı hala vücutta olur. Kafeinin kan dolaşımından tamamen temizlenmesi 10 saati bulabilir.
Kafeinin farmakolojik etkileri geçicidir yani bir kaç saat içerisinde kaybolur ve vücutta depolanmaz. Kafeinin yarı ömrü alınan kafeinin yarısının vücuttan atılması için geçen süredir. Bu da 3 – 4 saat olabilir.
ABD'deki Texas Üniversitesi'nin 4 bin erkek üzerinde gerçekleştirdiği yeni bir araştırma, günde 2 bardak kahve içmenin, cinsel performansı artırdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, düzenli olarak günde 2 bardak kahve içen erkeklerde ereksiyon bozukluğu yaşama riski, kahve içmeyen hemcinslerinden yüzde 42 daha az.
Yukarıda da belirtildiği üzere, kafein alımı ile infertilite riski arasında belirgin bir ilişki yoktur.
"Yapılan araştırmaya göre sigara ile kafein içeren kahve benzeri maddelerin birlikte içilmesi hem bağımlılığı artıyor hem de bu maddelerin zararlarını ikiye katlıyor. Uzmanlar sigarayı bırakanların kahve gibi kafeinli içecekleri de bırakması gerektiğini vurguluyor."
Uzmanlar, bir mililitre kan başına 80 mikrogramın üzerinde kafeinin ölümcül olabileceğini söylüyor. Soruşturma sonucunda bir adamın fazla kafein tükettikten sonra kaza eseri öldüğü ortaya çıktı.
Gereksinim karşılanamadığında; baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk ya da uyku hali, konsantrasyon eksikliği, iş gücü kaybı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkarken; beraberinde depresyon, ülser başlangıcı ve çarpıntı gibi ciddi sağlık sorunları da gözlenebilir.
Evet, kahve genellikle daha yüksek kafein içeriğine sahip olma eğilimindedir. Bir fincan kahve, bir fincan çaya kıyasla ortalama 2-3 kat daha fazla kafein içerir. Ancak, yeşil çay gibi bazı çay türleri de yüksek kafein içerebilir.
Ortalama düzeyde kafein alımında herhangi bir yan etkisi gözlenmezken, günlük 500- 600 mg tüketimiyle birtakım şikayetler gözlenebilir. Uykusuzluk, anksiyete, kalp atım sayısında artış gibi.
Şekerli içecekler, alkol ve kahvenin fazla tüketiminin beyin hasarı ve bilişsel bozulmaya neden olabileceği kaydedildi. Uzmanlar, günde 6 fincandan fazla kafeinli içeceğin beynin küçülmesine neden olabileceği konusunda uyardı.
Uyarıcı etkisi vardır. Sinir sistemine etki eder ve beyne gelen mesajları hızlandırır. Kalp hastalığı veya yüksek tansiyonu olan bireylerin kafeinden uzak durulması gerekmektedir. Yetişkin bireyler için vücut ağırlığı (kg) başına 3-5 mg günlük kafein kullanımı uygundur.
Uzmanlar kafeinin uyuşturucu maddeler gibi ciddi yan etkiler yaratmayacağı ve sosyal olarak kabul edilebilir olduğu için bağımlılık yapıcı olmadığını belirtiyorlar. Kafeinin yapısı beyindeki adenozin molekülüne benzer. (Adenozin, sinir hücreleri arasında uyarı taşıyan bir maddedir.)
Bu cevap kafein tarafından çok sık tetiklenirse, iltihaplanma ve hastalığa neden olabilir. Bazı çalışmalar kahve alımı ile depresyondaki artış arasında da bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Bir makaleye göre, kafein tüketimi, duygudurum bozukluğu olan kişilerde depresyonu daha da kötüleştirebilir.
Hiç kafein tüketmemek ise, besinlerin daha iyi emilimini sağlayabilir. Kahve ve çayda bulunan tanenler, diş minesinde birikir ve dişlerin renginde lekelenmelere yol açabilir. Ayrıca soda gibi asitli içecekler de, dişlerin aşınmasına ve çürümesine yol açabilir.
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
“Bu konuda kişisel farklılıklar olmakla birlikte, ek hastalıkları olmayan bir bireyin günde 3-5 fincana kadar güvenli bir şeklide kahve tüketebileceği ve artan kahve tüketiminin birçok kalp hastalığı gelişme riskini azalttığına dair çalışmalar da mevcuttur” dedi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri