Dünya edebiyatında ilk hikayenin adı nedir, yazarı kimdir? İşte, merak edilen tüm detaylar. Dünya Edebiyatında İlk Hikayenin İsmi Nedir? Dünya edebiyatında ilk hikaye kitabının adı Decameron Öyküleridir.
Bilinen ilk öykü örneği ise İtalyan yazar Giovanni Boccaccio'nun Decameron adlı eseridir. Eser temel olarak 1348 yılında İtalya'da ortaya çıkan bir veba salgınını konu alır. 10 gün boyunca anlatılan 100 öyküden oluşur.
Batılı anlamda ilk hikaye örneği Samipaşazade Sezai tarafından kaleme alınan Küçük Şeyler adlı eserdir.
3 çeşit hikaye türü vardır. Bunlar; olay, durum ve modern hikayelerdir.
İlgili 23 soru bulundu
Hikayenin yapısını oluşturan belli başlı unsurlar vardır. Bu unsurlar, olay örgüsü, zaman, mekan ve kişilerdir.
Hikaye genel olarak 6 tane unsurdan meydana gelen bir tür olmaktadır. Bu unsurlar kişiler, olay örgüsü, zaman, mekan, anlatıcı ve bir de hikayenin anlatıldığı bakış açısı olmaktadır. Kişiler unsuru hikaye de yer alan karakterlerin varlığını göstermektedir. Olay örgüsü hikaye de geçen olaydır.
Fabl ya da Öykünce sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öykülerdir. İnsana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesidir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır.
Hikaye, Avrupa'da ayrı bir tür olarak Orta Çağ'ın sonlarında İtalyan yazar Boccacio'nun Decameron kitabı ile ortaya çıkmıştır.
Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan ve klasik edebiyatın kurallarını reddeden hikaye türüne modernist hikaye denir. Varoluş felsefesinin temsilcileri arasında yer alan Jean Paul Sartre, modern hikayenin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.
Türk edebiyatında ilk hikaye denemesi Ahmet Mithat Efendi tarafından yapılmıştır. Eserin ismi ise Letaif-i Riyavat olmaktadır.
İlk örnekler
Ahmet Mithat Efendi, Kıssadan Hisse ve Letâif-i Rivâyat (1870-1893) eserleriyle hikâye türünün ilk yerli örneklerini vermiştir. Aynı yıllarda Emin Nihat Bey tarafından Müsâmeretnâme yazılmıştır.
Dünya edebiyatında ilk hikaye kitabının yazarı Giovanni Boccaccio'dur. Erken Rönesans döneminin temsilcileri arasında yer alan Giovanni Boccaccio, 16 Haziran 1313 tarihinde İtalya'nın Certaldo kentinde doğdu. Çocukluğunda iyi bir eğitim gören İtalyan yazar, ilk öykü denemelerini henüz 16 yaşında yazdı.
Tanzimat Dönemi'nde Batı'dan alınan yeni türlerden olan roman türünün edebiyatımızdaki ilk örnekleri bir geçiş döneminin ürünleri olmuştur. Pişmanlık, aşk, kıskançlık, ayrılık gibi temaların yoğun bir şekilde ele alındığı İntibah romanı, Türk edebiyatında ilk edebi roman olarak bilinmektedir.
– Edebiyatımızdaki ilk realist roman Araba Sevdası'dır yazarı Recaizade Mahmut Ekrem'dir.
Edebiyatımızdaki ilk öykü örneği Ahmet Mithat Efendi tarafından 1870 yılında kaleme alınan Letaif-i Rivayettir. Batılı anlamdaki ilk hikaye denemesi ise Sami Paşazade Sezai'nin 1892 yılında yazdığı Küçük Şeyler hikayesidir. İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa tarafından çevrilen Tercüme-i Telemak olmuştur.
Hikâyeye bugünkü anlamda ilk edebi kimlik kazandıran İtalyan yazar Boccacio'dur. XVI. Yüzyılda yazdığı “Decameron” adlı eseriyle ilk öykü örneğini vermiştir.
Küçük Şeyler (Osmanlıca: كوچك شيلر), Samipaşazade Sezai'nin 1891'de yayımlanan hikâye kitabıdır. Kısa hikâyenin, Batı edebiyatındaki hikâyelerle benzer özellikler gösteren Türk edebiyatındaki ilk örneği olarak kabul edilmektedir.
Kıssadan Hisse, Ahmed Midhat Efendi'nin 1870'te yayımlanan hikâye kitabıdır. Kitap, Ezop ve Fenelon'dan çevrilmiş metinlerden ve yerli fıkralardan oluşmaktadır. Toplumcu bir anlayışla yazılmıştır ve ders vermeyi amaçlamaktadır.
Karakterlerin duygu ve düşüncelerinden çok birbiri ardınca gelişen olayların anlatıldığı öykülere, Maupassant tarzı hikaye denir. Bu tür hikayeler ilk kez Fransız yazar Guy de Maupassant tarafından kaleme alındığı için, olay öykülerine bu isim verilmiştir.
Çehov Tarzı Öykünün Diğer Tarzlardan Farkı
Herhangi bir olayı değil, günlük yaşamdan alınan kesitleri anlatan hikayelerdir. Bilinen hikaye planı dışındadır; serim, düğüm ve çözüm yoktur. Belli bir sonucu olmayan ve abartılmamış gerçeklerden bahsedilir. Fikirler değil her zaman kişiler ön plandadır.
Genel olarak olay ağırlıklı öykülere olay öyküsü ismi verilir. Yani bir hikaye içerisinde olayların kahramanların çevresinde dönmesi olarak da ifade etmek mümkün. İşte bu tür hikayeler maupassant tarzı hikaye olarak da öne çıkar.
Öykü yapısı, bir öykü yazılırken bağlı kalınan edebi yapıya verilen isimdir. Genel olarak serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur.
Hikaye: Yaşanmış ya da yaşanabilir ve yaşanabilecek olayların sözlü veya yazılı olarak kısa şekilde anlatılmasına hikaye denir. Hikayeler genel olarak belli bir kişinin başından geçer. Aynı zamanda belli bir yerde yaşanır ve yine belli bir zaman aralığında geçer.
Hikayeler aracılığıyla tutkuları, korkuları, üzüntüleri, zorlukları ve eğlenceleri paylaşırız ve insanlarla bağlantı ve iletişim kurabilmek için ortak bir payda buluruz. Hikayeler evrenseldir ve kendimizi daha iyi anlamamıza ve başkalarıyla ortak noktamızı bulmamıza yardımcı olan anlam ve amaçları aktarır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri