Duncan MacDougall isimli bir doktor, 1907 yılında yaptığı bir deney ile ruhun ağırlığını ölçmeye çalıştı. Ölüm döşeğindeki hastaların ölümden önce, ölüm anında ve ölümden hemen sonraki ağırlıklarını karşılaştıran MacDougall, insanların ölümden sonra 21 gram kaybettiğini ölçtü.
Ruhun ağırlığı söz konusu olmadığı için, İslam âlimleri bunun sadece ölüm anında halk arasında 'son nefes' olarak bilinen akciğerlerde depolanan havanın boşalmasından ibaret olduğunu söylerler. Çünkü boşalan havanın hacmi yaklaşık 210 cc. yani 21 gramdır.
İnsan vücudu, öldükten sonra hafifleşir; ancak bu sabit bir şekilde "21 gram" olarak hiçbir bilimsel deneyde ölçülmemiştir. Bu kütle kaybının sabit bir değer olması beklenmemektedir. Buna rağmen ölüm sonrası kütle kaybı olduğu doğrudur.
İnsanlar öldükleri anda 21 gram hafifleşmektedirler. Bu, vücuttan çıkan ruhun ağırlığıdır.
Duncan MacDougall adlı bir doktor 1907 yılında sıra dışı bir dizi deney yaptı. Ölen insanların 21 gram kaybettiğini, bunun da ruhun ağırlığı olduğunu iddia etti. Ruhun bir kütlesi olması gerektiğini düşünen MacDougall, bu yüzden ruhun tartılabilen bir ağırlığı olabileceğine inanıyordu.
İlgili 39 soru bulundu
Ölüm vakti takdir edilmiş sahsın yanına melekler gelir ve onun ruh ve cesedini ölüm hali için teslim alırlar. Buna ölüm sekaratı denilir. -Allah'ın emri ile ruh bedenden çıkar.
Kur'an-ı Kerim ve sahih dini kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla ruh diridir, kıyamete kadar da ya cennet bahçelerinden bir bahçede veya cehennem çukurlarından bir çukurda varlığını sürdürecektir. Bu bağlamda ruhun tekrar dünyaya dönmesi gibi bir durum da söz konusu değildir.
Canlı bedenle ölü bedenin arasında ciddi ağırlık değişimi.
Oysa kişi ölüm halinde haraketsiz bir durumdadır. Haraketsiz bir vücutta ağırlık vücudun her noktasına eşit bir şekilde dağılır ve bu nedenle daha ağırlaşır. Örneğin bir yaralıyı koluna girip taşımaya çalışıyorsunuz.
Bedenin sultanı olan ruh, nurani, şuurlu, diri ve harici vücut sahibi bir varlıktır. Sonradan yaratılmıştır, ama ebedidir. Birdir, bölünmez, parçalara ayrılmaz. Tesirleriyle bedenin her yerinde bulunur, fakat mekânı yoktur.
Peki insanın ruhu da bedeni gibi böyle yok mu oluyor? İnsan ölünce, ceset, beden, çürüyünce, kalp ve ruh yok olmaz. Ölmek, kalbin ve ruhun bedenden ayrılması demektir. Ruh, bedenden ayrılınca, maddi olmayan âleme karışır ve kıyamete kadar yok olmaz.
İmanlı ölen ve kabir azabı görmeyen insanların ruhları serbest dolaşır. Bu sebeple pek çok yere gidip gelebilirler. Bir anda çok yerde bulunabilirler. Aramızda dolaşmaları mümkündür.
Ezhel'in şarkısnda 21 gram eksik ölçtürdm demesinin sebebi öldükten sonra vücudumuzun ağırlığının 21 gram azalmasıymış ve bu vücuttan çıkan ruhun ağırlığıymış :) Müzik listen duygularını seslendiren şarkılarla dolar .
İnsan ruhu; cisim ya da cisimle aynileşmiş bir kuvvet ya da bir varlık değildir. Aksine o, bedenden müstağnidir (bağımsızdır).8 Ancak ruhun ilahî kökenli, basit ve soyut bir cevher olması ve de bedenden müstağni oluşu nedeniyle onun tam tanımını yapmak bu bakımdan mümkün olamamaktadır.
6 milyar ruhun en az 10-15 kere hayata dönmüş olabileceği tahmin ediliyor. Genellikle 30 yaş üstü kişiler reenkarnasyona inanıyorlar.
Ruh beden gibi yaşlanma özelliği yoktur.
İnsan, bu dünyaya üç temel ihtiyaçla gelir. Bunlar bedenî gelişimi temin için gıda, rûhî hayatın tekâmülü için terbiye, zihnen ve kalben terakkî için de ilim ihtiyacıdır.
Özellikle tasavvuf inancında önemli bir yer tutan Kalu Bela'da tüm ruhlar dünyaya gönderilmeden önce Allah'ın huzurunda toplanmıştır. Berzah alemi ise dünya ile ahiret arasındaki geçiş yeridir.
Kalbin tarif cümlesinde açıkça görüldüğü gibi, akıl ve vicdan da kalbe bağlı iki temel latifedir. Vicdan hisler âleminin merkezidir, akıl ise fikir âleminin… Buna göre, ruh, kalb, akıl aynı şeylerdir. Kalbin hissiyat cihetine vicdan, fikir cihetine dimağ denilmektedir.
Bunlardan biri ruhun ilk kırk günden sonra üflendiği, çoğunluğun sahip olduğu ikinci görüşe göre ise üçüncü kırk günden sonra üflendiğidir. Cenine ruh üfleme zamanı, kocası ölen kadının beklediği iddet süresine kıyas edilerek dört ay on gün olması gerekir kanaati de bulunmaktadır.
Ölü, ruhun cesedinden ayrılmasından sonra öldüğünü anlamaktadır. Nitekim hadislerden de anlaşıldığı gibi, ruhun cesedden ayrılması ile nimet ve azap başlamaktadır.
İlk çürüyen organlar ise göz, beyin, mide ve bağırsaklar. Ceset şişman ise daha çabuk çürürken, bebekler ve tuzlu suda boğulanlar daha geç çürüyor. En geç çürüyen kısımlar ise kalp, mesane, böbrek ve rahim.
1 ayda ölüye ne olur? Solunum durduktan sonra bakteriler harekete geçmektedir. Anında vücudu çürütmeye başlarlar. 1 ay içerisinde de vücudun birçok organı çürümüş olur.
İbn-i Ebi Dünya, Amr bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre: “Her ölen kendisinden sonra ailesinde olacağı her şeyi bilir. Onlar onu yıkarken, kefenlerken o hep onlara bakıyor.” demiştir.
"Evet, nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki onlar, kuşların ağaçların tepelerinde birbirlerini bildiği (tanıdıkları gibi) birbirlerini bilirler." Böylelikle mü'min ruhların berzah âleminde birbirleriyle görüştüklerini Peygamberimizin (SAV) hadislerinden anlamaktayız.
Ruh tanımı kişiden kişiye, dinden dine değişebildiği için kanıtlanamaz. Ruhun varlığı konusu, test edilebilir, yanlışlanabilir ya da doğrulanabilir türde bir iddia olmadığından ötürü bilimsel anlamda bir geçerliliği yoktur. Aksini kanıtlayacak herhangi bir şey de yaşanmamıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri