Tarihçe. 1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlûk Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Yeni hazırlama yöntemi ile kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını aldı.
Türk kahvesinin ilk icadı 3. Yüzyıldır. 3. Yüzyılda Etiyopya'lı Khaldi adındaki bir keçi çobanı tarafından keşfedilmiştir.
Tarihi kökenler. Kahve'nin anavatanı olan Etiyopya'nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu .
En çok kabul edilen görüş kahvenin Kanuni Sultan Süleyman( 1520–1566) döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa vasıtasıyla İmparatorluk başkentine geldiğidir. Bir başka görüşe göre ise 1555 yılında Halepli iki tüccarın Taht-ül Kale(Tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde Osmanlılar kahveyle tanışmıştır.
İlgili 33 soru bulundu
Kahvenin anavatanı Etiyopya'nın Kaffa bölgesi olarak bilinmektedir. Kaffa ormanlarında yetişen kahve ağaçlarının çekirdekleri, ilk işlenen ve tüketilen kahve olarak ifade edilebilir. Etiyopya'dan sonra ise kahve benzer bir şekilde Yemen'de keşfedilmiştir.
Bu yüzden sarayda yeni bir yöntem geliştirilmiş. Padişah kahveyi içmeden önce parmağını önce kahveye sonra suya bandırırmış. Kahvenin suda dağılımından ise kahvenin zehirlenip zehirlenmediği anlaşılırmış.
Finlandiya, kişi başına baz alındığında dünyanın en büyük kahve tüketicisidir. Ortalama bir Finn günde yaklaşık dört fincan içmektedir. Kahve Finlandiya'da o kadar popülerdir ki 10 dakikalık iki kahve molası Finlandiyalı işçiler için yasal olarak zorunludur.
Son yasaklama ise Sultan IV Murat tarafından olmuş, kahvenin yanı sıra tütün ürünlerine de yasak getirilmiştir. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterilmiştir. Ardından tekrar yasaklama kaldırılmıştır.
Brezilya yaklaşık 150 yıldır dünya kahve üretiminin lider ülkesi.
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlük Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kalarak kahveyi İstanbul'a getirdi ve yeni hazırlama yöntemi sayesinde de güğüm ve cezvelerde pişirilerek günümüzde anılan Türk kahvesi adını aldı.
1931 yılında vefat eden Mehmet Efendi'nin ardından oğulları Hasan, Hulusi ve Ahmet Beyler baba mesleğini sürdürdüler. Aile 1934 yılında Soyadı Kanunu ile "Kurukahveci" soyadını da aldı. Ahmet Rıza Kurukahveci'nin de vefatından sonra yönetimi erkek kardeşlerden Hulusi Kurukahveci ve Mehmet Kurukahveci devralmıştır.
Kahve Osmanlı'ya Ne Zaman Geldi? Bu konu hakkında birden çok görüş ortaya atılmasına karşın en yaygın olanı Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) başkent İstanbul'a getirildiğidir.
Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
Kahve, ilk defa Osmanlılarda Kanuni Sultan Süleyman devrinde yasaklandı. İkinci kez yasaklanışı, Sultan Murat III devrine rastlar. Bu yasak da uzun sürmedi.
Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün kahvesini pişirmekle görevli kahvecibaşı, sır tutmasını bilenler arasından seçilirmiş. Kanuni Sultan Süleyman dönemi önemli çünkü hem ilk kahvehane onun zamanında açılmış hem de kahveye ilk yasak getiren oymuş.
Tarihçe. 1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
Yasaklar. Tütün ve kahveyi yasakladı. Yasağın sebebinin 1630'ların başındaki büyük İstanbul yangını olduğu bilinir ve yangın sonrası çıkabilecek bir ayaklanmaya karşı tedbir olarak İstanbul'daki kahvehaneler yıktırılır. Tütün içenlerin ise öldürülmelerine dair fetva çıkarılır.
Dünyanın en pahalı ve aynı zamanda en az üretilen kahvesi unvanına sahip Luwak kahvesi, Misk kedisinin dışkısından üretilmektedir. Kökleri Endonezya' ya dayanan bu üretim süreci, Misk kedilerinin kahve çekirdeklerini yutması ile başlıyor.
Endonezya'nın ünlü Bali adası, ziyaretçilerine, "Kopi Luwak" veya "Luwak kahvesi" olarak bilinen ve Misk kedisinin midesinde fermantasyona uğrayan kahve çekirdeğinden elde edilen, dünyanın en pahalı kahvesini deneyimleme imkanı sunuyor.
Melbourne, Avustralya. Pek çokları tarafından dünyanın en iyi kahvesi olarak nitelenen Melbourne, her geçen gün daha çekici bir kahve destinasyonu haline gelmektedir.
Suda erimeyen granüllü bir yapıya sahip olan kahvenin dibe çöken tortularına telve adı verilir.
Ayrıca kahve, Osmanlı döneminde “siyah inci” olarak adlandırılmaktaydı ve oldukça değerliydi. Kahvenin zamanla tüm Avrupa'ya yayılmasında ise büyük pay gezginlere aittir.
Osmanlı Devleti devrinde sadece sultanlar ve padişahların içebildiği Osmanlı kahvesi, Türk kahvesinin tadına ayrı bir güzellik katmaktadır. İçerisinde bulunan sahlep, kakule, damla sakızı, melengiç, yemen kahvesi, çikolata, krema, keçiboynuzu ile Osmanlı Kahvesi sultanlara layık zengin tatları barındırmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri