Aynalama, anında bağlantı kurmak ve yakınlık oluşturmak için beden dilinden yararlanan bir
Aynalama, her hareketin bilinçsizce tekrarlanması, taklit edilmesi demek değildir. Amaç, yaşam deneyimlerini paylaşmaya niyetli olmak, bağlantı kurmak istemektir. Aynalama kuramı, bir nöropsikiyatrist olan Heinz Kohut tarafından, 'Kendilik Psikolojisi' adını verdiği özgün kuramsal yaklaşımın bir parçasıdır.
* Aynalama bir kişinin davranışlarının aynısını ona karşı yapmaktır. Aynalama da karşı taraf aramamaya başlayınca diğeri de aramaz. * Artık neden niçin soruları yerine karşı taraf kendisine uygulanan muamelenin aynısını yapmaya başlar. Böylece karşı tarafta farklı hisler uyanır.
sosyal etkileşim esnasında karşımızdaki kişilerin beden dili, jest ve mimiklerini, aksanını, ses tonunu, hatta nefes alma temposunu, konuşma tarzını farkında olmadan aynen tekrarlamak anlamına gelir.
İlgili 29 soru bulundu
Kızgınlık. Sıkı yumruklar, başka yöne bakan gözler, kenetlenmiş çene, kızgınlık İfadesidir. Özellikle çenesinin elmacık kemikleriyle birleştiği noktayı gözlemlemek gerekir. Ağzı, gergin, çenesini sürekli kıpırdatıyorsa çok öfkeli demektir.
Işıldayan bir gülümseme, konuşurken çekingen bir şekilde öne doğru eğilme ve empatik bir şekilde başını sallama gibi ipuçları, karşınızdakinin sizi istediğine dair işaretler olabilir. Ancak karşınızdakine açılma konusunda kendinizi rahat hissetmeniz için bundan daha fazlasına ihtiyacınız var.
Âşık olduğu kişiyle sürekli beraber olmak ister. Âşık olan kişinin kıskançlık, reddedilme korkusu ve ayrılma kaygısı yaşadığı gözlemlenir. Âşık olduğu kişi ile sonsuza kadar yaşamak ister. Hayal gücünün pozitif çalışması ile devamlı bir gelecek kurgusu çıkarır.
Birine aşık olmanın en iyi yolu, onunla bir bağ kurmaktır. İlişki arkadaşça ya da çok ciddi olmayan bir niyetle başlayabilir. Bazen ilişki, üzerine düşünülmeden de ortaya çıkabilir. Ancak, diğeri hakkında ne kadar çok şey öğrenirseniz, ilişkide o kadar endişesiz olursunuz.
Narsist birey aynalama yaparken hiçbir şekilde kendi kişiliğini ve düşüncelerini ortaya koymaz sadece size yönelik davranır ve sizi etkiler. Bu evre birlikte geçirdiğiniz zamanların sıklığına göre ortalama bir şekilde 2-5 ay arasında sürer.
Aynalama, kaygı, huzursuzluk, üzgünlük, kızgınlık, heyecan ve daha birçok duyguyu deneyimleyen çocuk karşısında ebeveynin bütün bu duyguları görmesi, kendi yorumunu eklemeden, olduğu hali ile kabul ederek çocuğa iletmesi ile başlar.
Aynalama öncelikle çocuğun kendi duygusunu tanımlaması ve ayırt etmesi, ebeveynlerine de doğru bir şekilde aktarması için son derece önemli bir yaklaşımdır. Bu yöntem ile ebeveyn; çocuğun öfke, üzüntü, kaygı, kızgınlık, heyecan gibi duygularını fark ederek; kabul eder ve duyguyu olduğu gibi çocuğa iletir.
Ayna etkisi; beynin ön lobunda bulunan ayna nöronlar tarafından yürütülen, ilişki içerisinde bulunduğumuz kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamızı, tahmin etmemizi veya taklit etmemizi içeren nörobiyolojik bir süreçtir.
Yansıtma (Projection):
Bu savunma mekanizması kişinin başına gelen durumları başkasının üzerine atfetmesi olarak açıklanabilmektedir. Birey yaşadığı duygu, düşünce ve tutumları kendisine değil bir başkasına ait olarak görür.
Aynalanma, gelişmekte olan çocuğun büyüklenmeci kendiliğinin ebeveynleri tarafından sevilmesi, koşulsuz kabul edilmesi, onaylanması ve biricik görülmesi hissinin çocuğa yansıtılmasıdır. Bu yansıtma çocuğun içinde olduğu dönemlere ne kadar uygun yapılırsa çocuk o denli sağlıklı bir kendilik geliştirir.
Gerçek aşkta, üçüncü kişilere yer yoktur. Kişinin aklında da kalbinde de hayatında da sadece aşık olduğu kişi vardır. Sadakat ve güven gerçek aşkın meyveleridir. Bunun dışında tutku ve şefkat da gerçek aşk ile birlikte hissettiği duygular arasında yer alır.
Sürekli gözü üstünde olur.seni takibine alır. Seni görmek için bahaneler arar yanında olmak ister. Belirtisi falan yoktur hoşlanıyorsa direk gider söyler. Seninlehiç bıkmadan uğraşır,laf atar ortaya seni gıcık eder.sürekli.ve bundan zevk alır.
Felsefeci ve matematikçi Bertrand Russell'a göre erkekler cinsel birliktelik yaşayabildikleri kadınlara değil de, ulaşamadıkları kadınlara âşık oluyorlar. Psikanalizin babası Sigmund Freud da bu görüşü destekliyor ve bunun nedenini, erkeğin cinsel birliktelik yaşayabildiği kadını aşağılamasıyla açıklıyor.
İmkansız aşk, karakterleri yaşları statüleri birbirinden aşırı farklılık gösteren insanların tek taraflı olarak birbirini sevmesidir. Karakter çok fazla değişmeyeceğinden engelleri aşmak çoğunlukla hayal olarak kalır. Örnek, bir futbolcuya, bir şarkıcıya kendinden çok genç ya da çok yaşlı birine duyulan aşklardır.
Erkekler, kadınlara kıyasla daha kısa sürede âşık oluyor
Bununla birlikte bilim insanlarına göre “gerçekten âşık olmak” ortalama olarak iki hafta ila dört ay arasında bir zaman alabiliyor.
Vücut dili, bakışma, dokunma isteği ve diğer konularda kadınlar hassas davranırlar. Bu hassas davranışlar, kadınların hoşlanma belirtileri arasında yer alır. Bir kadın özellikle birinden hoşlandığını gözleriyle belli eder. Erkeği gördüğü anda heyecana kapılır ve hareketleri, yürüyüşü hızlanır.
Omuza dokunmak, “Seni takdir ediyorum.” demektir; sırtı sıvazlamak ise “Acı çektiğini biliyorum. ”. Kalabalığın içerisinde el ele tutuşmak, bağlantıyı koruma ısrarıdır; sarılmak ise teselliyi getirir. Bunlar, dokunmanın sevgiyi iletme yollarının farklı formlarıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri