Evlenme / nikâh akdiyle birer emanet olarak aldığı hanımını aldatan kimse -zina suçunun yanı sıra Allah'ın emanetine hıyanet etmiş olur. Bunun dünyadaki cezası recm yani ölümdür, ahiretteki cezası ise çok daha ağırdır.
Zina meşru boşanma sebeplerindendir. Zina eden bir kadın tevbe etmelidir. İslam devleti olan bir ülkede yaşıyorsa islam fıkhındaki cezasının tatbiki onu günahının istiğfarıdır. Had tatbik edilmesi günahına kefaret olur.
Evli kadının zina (aldatma) eylemi Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmez. Yani kanunlara göre zina (aldatma) davası cezası yoktur. Hukuki yaptırımları ise ayrıdır. Evli kadın kocasını aldatırsa; boşanmak istemese dahi boşanma gerçekleşir, kocasından nafaka ve tazminat alamaz, mal paylaşımındaki payı azaltılır.
Böylece hem aldanarak hem de aldatarak Peygamberimizin “Bizden/benden değildir.” nitelemesini hak etmişlerdir. Hangi alanda olursa olsun her türlü aldatma; yasaktır, günahtır ve kul hakkı ihlalidir.
Bir anlık bir aldatma durumu olmaz. Bilerek, isteyerek yapılır ki buna aldatma denir. Tövbe et, Allah seni geri çevirmez.
İlgili 19 soru bulundu
Eşini ya da partnerini aldatanların yüzde 68'i pişmanlık duyarken, yüzde 90'ı aldatılmayı affetmeyeceğini söyledi. Aldatılırsam terk ederim diyenler yüzde 65. Sanal ortamda chat aşkları aldatma sayılır diyenlerin oranı yüzde 70. Aldatılma durumunda eşini ya da partnerini cezalandırmayı düşünenlerin oranı ise yüzde 95.
Zina Mutlak Bir Boşanma Sebebidir
Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir.
Aldatma travmasında eşler acı azaltılmadan ve aldatma sebepleri anlaşılıp değerlendirilmeden evlilikleri ile ilgili devam ya da bitirme kararı almamalıdırlar.
Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
- Konumuzda aldatan var, aldatılan vardır. Her ikisi de imtihana tabidir. Ancak aldatan zalim, aldatılan mazlumdur. Mazlum aldatılmak istemese bile, imtihanı kaybedecek olan zalim aldatmaktan vazgeçmeyebilir.
Yeni Türk Ceza Kanunu'na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır.
Buna göre tevbe zina günahından yapılmalıdır. Zina (nikah olmaksızın cinsel ilişki) henüz başlamamışsa, dokunma temas etme, avrete caiz olmayan bir surette bakma günahı kazanılmış olur. Bütün bu günahlar her iki tarafın rızasıyla ise her iki atarf ta bu günahlardan tevbe etmelidirler.
Boşanma durumunda mal rejimi sona erer ve kanundaki hükümler çerçevesinde mal rejimi tasfiye edilerek mal paylaşımı yapılır. Eşlerden her birinin, diğer eşin edinilmiş malları üzerinde katılma payı alacağı hakkı mevcuttur. Kural olarak katılma payı oranı, her iki eş için de artık değerin yarısı oranındadır.
"Zina büyük günahlardan olmakla beraber eşlerden birinin zina etmesi, bu fiili helal görmedikçe nikâhlarına zarar vermez.
Eğer aldatan kişinin aldatma sebebi ilişkiden kaynaklanan bir problemse, aldatan kişi bu boşluğu doldurabilecek yeni bir ilişki arayışında oluyor ve aradığı ilişkiyi bulduktan sonra tekrar aldatma girişiminde bulunmuyor.
(Bkz. Nisa, 4/16; Nur, 24/2). Celde cezası: Kur'an'da zina cezası ile ilgili son hüküm celdedir.73 Bu ko- nudaki ayet mealen “Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz celde vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümleri uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın.
İslam hukukunda evli veya dul olup zina yapan kadın ve erkek dört mezhebin ittifakla görüşüne göre 'ölünceye kadar taşlanarak' cezalandırılır. Bu cezalandırmaya 'recmetmek' denmektedir. Bu cezalandırmaya dair Kur'an'da açık bir ayet yoktur.
Zira zina yapmak, bir hayasızlık olup çok kötü bir yoldur. " - Nur Suresi, 2. ayet; " Zina yapan kadın ve zina yapan erkeklerin her birine yüz'er sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe iman ediyor iseniz, Allah'ın hükümlerini uygularken zina yapanlara acıma duymayın.
Son olarak ölüyle, hayvanla veya eşyayla cinsel ilişkide bulunma zina sayılmadığı gibi, iradi olmayan şekilde cinsel ilişki yaşanması (örneğin kaçırılarak veya bayıltılarak tecavüze uğrama) veya kadının yapay döllenme yoluyla hamile kalması durumları da zina olarak değerlendirilmemektedir[8].
"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Erkek ve kadınların en çok aldatma eğilimi gösterdikleri yaşlar ise epey şaşırtıcı... Çalışma, hem erkek hem de kadınların aldatma eğiliminin ilerleyen yaşlarda arttığını ortaya koyuyor. Erkeğin aldatma ihtimali 55 yaşında zirveye ulaşırken, kadınlarda bu yaş 45 olarak gösteriliyor.
Taraflardan hangisinin eşini aldattığına, evlilikte hangi tarafın tam kusurlu olduğun bakılmaksızın çocuğun menfaatine göre velayet kararı vermektedir. Aldatan eşe çocuğun velayeti bırakılmaz kanısı yanlış olup, mahkeme çocuğun menfaatine göre velayeti anneye ya da babaya vermektedir.
Türk Medeni Kanunu'nun 220. maddesine göre ziynet eşyası kişisel mal niteliğindedir ve yine 226. maddeye göre boşanma sonucu ziynet eşyaları diğer tarafta kalan eş, dava açarak bu alacağını talep edebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri