Korneanın; saydamlığını yitirdiği veya şeklinin bozulduğu durumlarda, yaşamını yitirmiş bir kimseden alınan şeffaf kornea dokusu ile değiştirilmesi işlemine kornea nakli denir. Keratokonus hastalığının ilerlediği durumlarda tedavi yöntemi olarak tercih edilebilmektedir.
Keratokonus hastaları, genellikle gözlük veya kontakt lens kullanarak görme problemlerini düzeltirler. Bazı durumlarda, gözlük veya kontakt lens kullanımı yeterli olmaz ve hastalığın ilerlemesi durdurulamazsa, keratokonus hastalarına kornea nakli ameliyatı önerilebilir.
Hemen tedavi edildiğinde, çoğu kornea aşınmaları kalıcı görme kaybı olmadan tam iyileşmeyle sonuçlanır.
Başlangıç keratokonuste görülen hafif astigmat'lar yumuşak lensler ile düzeltilebilir. Keratokonus ilerledikçe keratokonuse özel yumuşak lensler bile görmeyi artıramaz. Bu nedenle yarı yumuşak, hibrid (ortası sert, çevresi yumuşak) ve piggy-back (yumuşak ve yarı yumuşak lensler birlikte) kontakt lensler uygulanır.
Küçük çizik ve sıyrıklar genelde 1-2 günde iyileşir ama büyük çaptaki yaralar 1 hafta kadar tedavi gerektirir. İyileşme süreci esnasında kesinlikle gözü ovalamamak lazım.
İlgili 20 soru bulundu
Kornea hasarı belirtileri, göz kızarıklığı, ağrı, bulanık görme, ışığa hassasiyet, gözde yabancı cisim hissi, gözde sulanma, göz kapağı şişmesi ve baş ağrısı gibi semptomlar olabilir. Kornea zarar gördüğünde, tedavi seçenekleri korneanın hasar derecesine ve nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Kornea ışığı kırıp odaklayarak görüntüyü netleyerek beyne iletir. Yani sağlıklı kornea olmadan görmeden bahsedilmemektedir. Keratokonusun teşhis ve tedavisinde geç kalındığında korneadaki aşırı incelme bulanık görme ve ödem sorununu ortaya çıkarmaktadır. Hasta gittikçe daha az görmeye başlayabilir.
Korneanın saydamlığı bozulursa görme kalitesi azalır. Korneanın her hangi bir şekilde etkilenmesi görmeyi azaltacağı gibi şiddetli ağrı, batma, yanma ve ışık hassasiyetinde artma gibi şikayetlere de yol açabilir.
Kornea, ışığın net bir şekilde kırınımı için saydam olmak zorundadır. Bu nedenle yapısında kan damarları içermez. Korneanın oksijenlenmesini ve beslenmesini dışta gözyaşı salgısı iç kısımda ise göz içi görme sıvısı sağlar.
Keratokonus Nedenleri
Bu hastalık için genetik yatkınlık geçerlidir. Bu nedenle aynı ailede birden fazla keratokonus hastasına sıkça rastlanır. Diğer nedenler arasında; güneşin ultraviyole ışınları, aşırı göz ovalama, göze iyi uymayan kontakt lens kullanımı ve kronik göz iritasyonu yer alır.
Korneanın yüzeyi kendini yenileyebilirken, %95'ini oluşturan iç kısımları kendini yenileyememektedir. Bu yüzden bu bölümdeki hastalıklar kalıcı olarak görmenin bozulmasına yol açabilen hasarlara neden olabilir. Bu gibi hastalıklarda başka yollarda tedavi yapılamıyorsa, kornea nakli yapılması gerekebilmektedir.
Hastanın bir gözü sağlamsa o gözden kök hücre bulabiliyoruz , bu durumda başarı şansımız yüzde 95 ' lere çıkıyor . İki gözde de hasar varsa o zaman kardeşleri ya da anne babayı tercih ediyoruz . Başarı şansı yüzde 60 düzeyinde oluyor .
Bazı gözlerin kornea yani saydam tabakasında enfeksiyonlar, kazalar gibi çeşitli nedenlerle çizikler, izler ya da lekeler bulunabilir. Excimer lazer teknolojisi ile PTK yöntemi uygulanarak korneadaki bu çizikler, izler ya da lekeler silinerek hastaların net görmesi sağlanabilmektedir.
Gaz geçirgen sert kontakt lenslerle hastalığı kontrol altına almak mümkün olabilir. Hastalık ilerleyince korneada Descemet membranındaki çatlaktan stromaya sıvı geçmesi nedeniyle akut lokalize kornea opasitesi gelişebilir (hidrops). İleri olgularda kornea halkası, kollajen “cross-linking” veya kornea nakli gerekebilir.
Kornea dokusu böbrek veya karaciğer dokusu gibi doku uyumu gerektirmediğinden kolaylıkla nakledilebilir. Kornea nakli genel olarak başarıyla uygulanan bir cerrahi prosedür olsa da çeşitli riskler ve komplikasyonlar barındırabilir.
Lens çok uzun süre kullanılırsa veya göz kuruluğu ortaya çıkarsa sertleşmeye başlar. Lens sertleştikçe göz kapağına batar ve gözde yanmaya neden olur. Bu ise lensin korneayı inceltmesine neden olmaktadır.
A vitamini içeren havuç, ıspanak, tatlı patates, marul, pırasa ve maydanoz gibi bitkisel gıdalar ile ton balığı, somon balığı, keçi sütü, inek sütü, yumurta ile ciğer gibi hayvansal gıdalar görme keskinliğini koruyor. Bu besinleri de düzenli olarak yemeniz göz sağlığınız için önemli.
Turunçgiller
Portakal, mandalina, limon ve greyfurt gibi turunçgiller içerdikleri yüksek C vitamini sayesinde göz sağlığı ve retina problemleri önlenmesi açısından çok faydalıdır.
Kornea hastalığı, bulanıklaşma, bozulma, yara izi ve sonunda körlüğe neden olabilecek ciddi bir durumdur. Keratokonus ile kornea çıktıkça veya dikleştikçe görme giderek bulanıklaşır ve genellikle hastalık için erken bir tedavi olan kontakt lens aşınması zorlaşır.
Kornea nakli ülkemiz vatandaşlarına göz bankaları tarafından sağlanan donör kornealar ile ücretsiz bir şekilde devlet güvencesi altında yapılmaktadır. Ancak devlet güvencesi sosyal güvenlik sigortası olmayan kişilerde ise, yapılacak cerrahinin tipine göre farklı fiyatlandırmalar olmaktadır.
En tehlikeli göz hastalıklarından Glokom
Göz tansiyonu hastalığı belirti vermeksizin uzun yıllar ilerleyip kalıcı körlükle sonuçlanabilmektedir. Bunun önüne geçmeni tek yolu düzenli göz kontrolleri yapılması ve bu kontrollerde göz tansiyonu ölçülmesidir.
Sözgelimi ağır derecedeki retina ve optik sinir (görme siniri) hastalıklarında, ileri glokom (göz tansiyonu hastalığı) ve gözde küçülmeye (fitizis bulbi) yol açan ağır göz yaralanmaları sonrasında, kornea nakliyle görme artışı sağlanamayacağı için, ameliyat yapılmaz.
Görme kaybı testi, Tonometre adı verilen ve göz içi basıncı ölçen alet ile yapılan göz dibi muayenesi, Göz bebeği üzerine damlatılan ve gözün genişlemesini sağlayan damla ile gözün ışığı kırma değerleri, retina muayenesi (görme zarı) ve optik sinir (görme siniri) muayenesinin yapılması olarak sıralanabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri