Dr. Patrick Hickey, küflü kabuk kısmı kesilip atıldıktan ve ekmek kızartıldıktan sonra bir sorun olmayacağını, zira küfün derine inmediğini söylüyor; "Ama ekmeğin üzerinde siyah lekeler oluştuğunda durum tehlikeli" diyor.
Fakat ekmek üzerinde üreyen Rhizopus stolonifer ve benzeri küf türleri zehirli, hatta ölümcül olabiliyor. Özetle söylemek gerekirse, küflenmiş ekmeğin temiz kısmı diye bir şey yok. Ekmekte en ufak bir küf oluşumu gördüğünüz anda o ekmeği hiç düşünmeden doğruca çöpe atmanız en doğrusu.
Dilimlenmiş ekmeğin bir parçası küflenince aslında poşet içindeki tüm ekmekler bu durumdan etkileniyorlar. Ekmek üzerinde üreyen rhizopus stolonifer ve benzeri türler zehirleyebilir, hatta ölüme kadar sürükleyebilir. Küflenmiş ekmek yiyerek sağlığınızı tehlikeye atmayın.
Küflü besinler tüketmek neden zararlıdır? "Ben küfü kesip yedim, bana bir şey olmadı!" diyorsanız bunun da bir nedeni vardır. Sonucunda uzmanların belirttiği üzere küf mantarlarının çoğunluğu insan sağlığı için zararsızdır.
Hem dış ortamda (çürüyen bitkiler üzerinde veya havada), hem de ev içinde (evin güneş görmeyen nemli yerlerinde) bulunabilirler. Havanın sıcak ve nemli olduğu, yaz sonu ve erken sonbaharda zamanlarında spor sayısı en fazladır. Yüzlerce çeşit küf mantarı vardır, ancak hepsi alerjik semptomlardan sorumlu değildir.
İlgili 31 soru bulundu
Özellikle aflatoksin adı verilen bir mikotoksinin kansere neden olabileceği düşünülmektedir ve bu madde en çok mısır ve yer fıstığında bulunur. Küflerden kaynaklanan toksinler genellikle ısıya dayanıklıdır, bu nedenle pişirme sürecinde yok olmazlar. Ayrıca, küfler buzdolabında ve donmuş ortamlarda bile büyüyebilir.
Bazı zehirlenmelerde belirtiler 30 dakika ile 1 saat içinde görülürken, gıda zehirlenmelerinin çoğunda belirtiler 6-12 saat içinde meydana gelir. Diğer türlerde ise belirtilerin görünmesi için birkaç gün ile bir haftaya kadar süre geçmesi gerekir.
Bunun en önemli nedeni küflü ekmeğin üzerinde bulunan milyonlarca mantar ve benzeri canlılar tarafından işgal edilmiş olması. Bu mantarların pek çoğu zamanla zehirli atık maddeler üretmeye başlıyor. Küflü besinler ilerleyen zamanlarda vücudunuzda kanser gelişebilme riskini büyük ölçüde arttırıyor.
Gıda zehirlenmelerinde vücutta meydana en önemli değişimlerden biri kusma ve ishale bağlı su kaybı olduğu için, bol su ve yağsız sıvı alımı vücudun kaybettiği suyu geri getirmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca kusma için de bulantıya iyi gelen ilaçlar tercih edilebilir.
Gelelim ekmeğin üzerinde oluşan küf türüne.
Etkisini hemen göstermeyen aflatoksin, zamanla vücudun bağışıklık sistemini çökerterek, iç organlar ve özellikle de karaciğerde tahribata yol açar.
Bununla birlikte, kontamine gıda maddelerinden hastalanma riski daha yüksek olduğundan ve sağlığınız için riske atılmaya değmeyeceğinden, küf bulunduğunda diğer herhangi bir yiyecek türü atılmalıdır. Sonuç olarak, herhangi bir türden küflü yiyecek tüketmek için kendi yolunuzdan çıkmamak en iyisidir.
Ekmeğin üzerinde küf veya beyaz noktalar oluştuysa bu bozulduğunu gösterir.
Ve küfün vücut üzerindeki zararı yavaş ama öldürücü olabilmektedir. Gıdalar hazırlanırken hijyene dikkat edilmemesi, yeterince pişirilmemesi gibi yapılan dikkatsizlikler sonucu besinler vücuda yarardan çok zarar verebiliyor.
Bu nedenle yufka gibi yapısı katı olmayan, iç kısımlarına küf geçişi zor olmayan besin maddelerinde küflenme görüldüğünde tüketilmemelidir.
Küflerin rengi beyaz, sarı, yeşil, gri veya siyah renkte olan bu sporlardan gelmektedir ve oluşan mantarın türüne bağlı olarak değişir. Ekmek üzerinde gelişen küf türleri arasında Aspergillus, Penicillium, Fusarium, Mucor ve Rhizopus bulunmaktadır.
Dışarıda iki gün kalan ekmek küflenme eğiliminde olacağından bu süre zarfına kadar pek çok çeşitli faktörlere maruz kalacağından içerisindeki küf mantarlarının büyümelerine elverişli bir hale gelecektir. Nem, sıcaklık ve hava dolaşımı gibi dış unsurlar iki gün dışarıda kalan ekmeğin küflenmesine nende olmaktadır.
Küflenen gıda yumuşak yapıdaysa derhal imha edilmeli
“Eğer gıda sert bir yapıya sahipse küf mantarları gıdada derinlere doğru ilerleyemez. Bu nedenle küflü kısımların kesilip kullanılmasında herhangi bir sıkıntı bulunmuyor. Aksine gıda israfının önüne geçen bir yaklaşımla gıdalarımızı tekrar değerlendirebiliriz.
Uzmanlara göre küflenmiş ekmek tüketmek sağlığınız açısından oldukça zararlı. Yapılan araştırmalara göre, küflenmeye yüz tutmuş ve küflenmiş olan yiyecekler sağlığınız açısından ciddi risk faktörü oluşturuyor.
Sindirim yoluyla: En sık rastlanan zehirlenme yoludur. Sindirim yoluyla alınan zehirler genellikle ev ya da bahçede kullanılan kimyasal maddeler, zehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaç ve aşırı alkoldür.
Küflenmeyi önlemek için ağzı kapalı olarak oda sıcaklığında veya daha soğuk bir yerde muhafaza edilmelidir. Oda sıcaklığındaki ekmek, ev yapımıysa genellikle 3-4 gün, mağazadan satın alındıysa 7 güne kadar dayanır. Soğutma hem ticari hem de ev yapımı ekmeğin raf ömrünü 3-5 gün artırabilir.
Ekmeğin yanında tuz ve karbonat bekletin!
Ekmeklerinizi muhafaza ettiğiniz yerin yanına tuz ve karbonat koymak yapabileceğiniz en doğru şeylerden biri. Ekmeklerin yanına birer kap içerisinde koyacağınız tuz ve karbonat raf ömrünü oldukça uzatacak.
Bayatlamış küflü ekmekleri yemek insanlarda olduğu kadar tüm hayvanlar içinde çok tehlikelidir. Ekmekte veya diğer besinlerde küfü oluşturan mikroorganizmaların artıkları olan maddeler canlıların vücudunda toksik etki yapar.
Gıda zehirlenmesi, mikroorganizmalar ya da bakteri toksinleri nedeniyle bozulmuş yiyeceklerin tüketilmesi sonucu ortaya çıkar. Besin zehirlenmesi için tipik belirtiler mide ağrısı, ishal ve kusmadır. Hafif zehirlenmeler genellikle birkaç gün içinde kendi kendine iyileşir.
Besin zehirlenmesi belirtileri çoğunlukla 2-3 gün içinde kendiliğinden geriler ve herhangi bir tedavi gerektirmez. Bu süre içinde bol miktarda su ve yağsız sıvı alınması, ishal ve kusma ile kaybedilen sıvının yerine konması için gereklidir. Kusma var ise bulantı önleyici ilaçlar kullanılabilir.
Hafif Yiyecekler: Sindirimi kolay yiyecekler (pirinç lapası, muz, kraker) tüketmek sindirim sistemini rahatlatır. Probiyotikler: Yoğurt gibi probiyotik içeren besinler, bağırsak florasını dengeleyebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri