Ragıb el-İsfehanî'ye göre, bilinenden ilme varma kuvvetine fikr, bu kuvvetin faaliyetine de tefekkür denir. Tefekkür, günahlarını, mahlukatı ve kendini düşünmek Allah teâlânın yarattığı şeylerden ibret almaktır. Tefekkür, varlıklara bakarak Allah'ı görmektir. Her şeyde O'nun bir olduğunu gösteren delil vardır.
İnsan kendi yaratılışına bakarak Allah'ı düşünmesi O'na şükretmesi tefekkürdür. Allah'ın mahlûklarındaki güzellik ve faydaları düşünmek bir tefekkürdür. Bitkilerin, meyvelerin yaratılışını düşünmek ve şükretmek tefekkürdür. Kainatın, dünyanın, yıldızların, gezegenlerin bir ahenk içinde oluşunu düşünmek tefekkürdür.
Tefekkür, herhangi bir mesele hakkında derin düşünmek, fikretmek ve işin şuuruna varmaya çalışmak anlamlarına gelir. İnsan aklının en önemli ve gerçek görevi tefekkürdür. Tefekkür en kıymetli, faydalı ve bereketli bir nimet ve ibadettir.
Bir şey hakkında iyice düşünmek, bir işin sonucunu hesaplamak anlamında terim.
Tefekkür, İslam dininde günahlarını, evreni, varlıkları, doğayı, yaratıkları, kendini ve Allah'ı düşünmek; Allah'ın yarattığı varlıklardan, evrendeki düzenden ders çıkarmak demektir.
İlgili 37 soru bulundu
Tefekkür insana her an Allah'ın murakabesi/ gözetmesi altında olduğunu hatırlatarak, dünya ahret muhasebesini kuvvetlendirir, imanda ihsan kıvamında bir şuur kazandırır. Tefekkürde bulunmak müminin kalbine geniş zamanlarda şükür bilincini, zor ve sıkıntılı anlarda sabır bilincini öğretir.
“Bir saat tefekkür, gece ibadetinden daha hayırlıdır.”[2] Ariflerden biri şöyle der: “Tefekkür, ya Allah'ın âyet ve sanatı hakkında olur ki bundan ma'rifet doğar. Ya azamet ve kudret-i ilâhiyye hakkında olur ki bundan hayat doğar.
İmanın kemale ermesinin yolu tefekkürden geçer. Hiç şüphesiz imanı kemale erdiren tefekkür önemli bir düşünce disiplinidir ve önemli bir ibadettir; imanı arttıran önemli bir fikir eylemidir.
Fikr kökünden türeyen tefekkür de aynı anlamdadır (Lisânü'l-ʿArab, “nẓr”, “fkr” md.leri). Buna göre nazar ve tefekkür “bir işin âkıbeti konusunda düşünmek”, tedebbür ise “bir işin sonucunu başından hesap etmek” anlamına gelir. Aynı kökten gelen tedbir, tedebbürün sonucu olarak “gereken önlemi almak” demektir.
Evet, düşünmek farzdır. Herkesin kendi kapasitesine, bilgi seviyesine göre, düşünmesi farzdır. Ancak herkesin Kur'an'ı tefekkür edecek bir allame olması farz değildir. Ayrıca, herkesin kâinat çapındaki değişik ontolojik deliller üzerinde düşünmesi de farz değildir.
Dilin zikri, sahibini kalbi zikre ulaştırır. Ki kalbi zikir, Allah'ın kudretini tefekkürdür.
Tefekkür kelimesi Arapça olup “fekera” ( ف-ك-ر ) fiili kökünden ve “Tefa'ul” babından gelmektedir. Sözlükte; herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma gibi anlamlara gelmektedir.
Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma. Tefekkere fiili, üç harfli olan "fekere" fiilinden türemiştir. Fekere kök fiili ve ondan türemiş olan tefekkere, efkere, fekkere ve iftekere fiilleri aynı anlamdadırlar. Tefekkürün zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir.
Arapça bir sözcük olan tefekkür, fikir kökünden türetilmiştir. Anlam itibariye fikir etmek yani düşünmek demektir.
Tahayyül etmek kelimesi, hayal etme ve zihinde canlandırma anlamlarına gelen bir kelime çeşididir. Arapçadan dilimize geçen bir kelimedir.
İnsan irade ve kader ilişkisini tefekkür etmeyi içselleştirince, ondan sonrasında tevekkül etmeyi de gerektiği şekilde bakış açısı içine alır. Elden gelenin yapıldıktan sonra başa gelen durumları sabırla yorumlayabilmek, umudu elden bırakmamak hayatın yarınlara taşınmasında önemli destek olur.
Bir düşünceyi veya teklifi kabul ya da reddetmeden önce onu iyice değerlendirme anlamında terim.
Tefekkürü, sükûnet ve hayret ile yapmalıyız. Gördüğümüz ve şahit olduğumuz doğa olaylarını yaşanan ibret verici hadiseleri hayret duyguları ile görmeli her şeyi Allaha bağlamalıdır. Sukunet, tefekkürü yapılmasını sağlar boş işler ve sözlerden uzaklaşmak tefekkürün daha anlamlı kılacaktır.
Tefekkür: Îmânı fikretmek, düşünmek demektir. Düşünen bir kişinin ulaşacağı hudutları, o hudutlar içerisinde hareket etmeyi mümkün kılan bir seviyedir. Tezekkür: Konularını Allah ile tezekkür edebilecek seviyeye ulaşmış olan birisinin, ulûl'elbabın durumudur. Tezekkürde, konuları Allah ile müzakere etmek söz konusudur.
Kısaca hatırlatıvereyim: Meselâ, tefekkür sevap. Allah Allah, düşünmek, tefekkür etmek İslâm'da sevap.
Hadis, "seksen sene" ve "bin sene" şeklinde de rivayet edilmiştir. Hadis Nur Risaleleri'nde devamlı "Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten hayırlıdır." şeklinde nakledilmiştir. Bu ise, Hz. Peygamber 'in değil, Sırr-ı Sakatî veya Hasan el-Basrî'nin sözüdür.
Öz: Tefekkür, f-k-r kökünden tefe'ul vezninde türetilmiş bir mastardır. Bir şey hakkında fikir imal etmek manası- na gelmektedir. İnsana özgü bu kabiliyetin gelişme ve beslenmesini sağlayan sebep ve unsurlar olduğu gibi onun güdük ve cılız kalmasına sebep olan unsurların da olması kaçınılmazdır.
40 gün teheccüd namazı farz olmayan namaz çeşitleri arasında en faziletli namaz olarak kabul edilmektedir. Çünkü ne kadar faziletli bir namaz olduğu Kur'an-ı Kerim'de yer alan ayetler, Peygamber Efendimizin buyurmuş olduğu hadis-i şerifler ve sünnet ile de birçok defa belirtilmiştir.
ADR MEDYA on X: "'' İlimle geçen bir gece, ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır. ” / Hz. Muhammed" / X.
- İlmin amelden daha üstün olduğu hakikati aslında çok açıktır. Çünkü, ilimsiz hiç bir amel olamaz. Her ibadet ilme muhtaçtır. Bu sebeple önce ilim sonra amel gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri