Cinsel kimlik bozukluğu bir diğer adıyla cinsiyet disforisi; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını hissettikleri bir durumdur. Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamasını içerir.
Kişinin cinsel kimliği ile biyolojik cinsiyetinin örtüşmediği bu duruma 'transseksüalite' denir. “Transgender” kavramı 1970lerde ilk kez Virginia Prince tarafından, “sahip oldukları üreme organlarına göre beklenilenin dışında cinsiyet kimliği özelliklerini tam zamanlı sergileyen kişiler” olarak tanımlanmıştır.
Cinsiyet disforisi: Kişinin biyolojik cinsiyetiyle cinsiyet kimliği arasında uyumsuzluk yaşaması, bedeninden hoşnut olmaması, karşı cinsin beden özelliklerine sahip olmaya yoğun arzu duyması ve kendisine karşı cins gibi davranılma isteğini belirten kavramdır.
Erkek çocuklar erkeklerle ,kız çocuklarda kızlarda oynamayı tercih etmezler. Erkek çocuklar kız kıyafetleri giymeyi, kız davranışlarında bulunmayı tercih ederler. Kızlar ise erkek kıyafeti giymeyi, erkek davranışlarında bulunmayı tercih ederler. Kız çocuklarda oturarak idrarını yapmayı reddedebilirler.
Cinsiyet disforisi, bireyin kendisini tanımladığı cinsiyet ile biyolojik cinsiyetin örtüşmemesinden kaynaklanan stres ve rahatsızlık halidir. Toplumun seni nasıl gördüğü, nasıl doğduğun, kendini fiziksel ve zihinsel olarak nasıl hissettiğin arasında kopukluklar olabilir.
İlgili 30 soru bulundu
Çocuklar cinsel kimliklerini erken yaşta oluştururlar. 2 yaş civarında, kendi cinsiyetlerini fark edecek döneme girerler. Çoğu çocuk 3 yaşına geldiğinde, cinsiyetinin kız veya erkek olduğundan emin olur. Çocuk 4 yaşına geldiğinde ise, kendi cinsel kimliğini anlamlandırmaya başlar.
6-7 yaşına kadar mastürbasyonun gözlenmesi normaldir. 5-6 yaşından itibaren cinsel kimliğin süreklilik gösterdiğini anlamaya başlarlar. Cinsiyetin değişmeyeceğini anlayabilirler.
Biseksüellik, yazılı tarih boyunca çeşitli insan toplumlarında ve hayvanlar aleminin başka yerlerinde gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, biseksüellik terimi, hetero- ve homoseksüellik terimleri gibi, 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Cinsel kimlik bozukluğu bir diğer adıyla cinsiyet disforisi; kişilerin kendilerini hissettikleri cinsiyet ile biyolojik cinsiyetlerinin uyumlu olmadığını hissettikleri bir durumdur. Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak tanımlamasını içerir.
Cinsellikle ilgili her şey çocuğun anlayabileceği düzeyde açıklanmalıdır. Bununla birlikte açıklamaları kısa, gerçekçi ve olumlu tutmak en sağlıklısıdır. Penis, testisler ve vajina gibi vücudun cinsel kısımlarından bahsederken doğru isimleri kullanmak önemlidir.
Cis (kimi zaman cisseksüel), biyolojik cinsiyeti ile cinsiyet kimliği eşleşen kişileri ifade eder. Mesela, birisi biyolojik olarak kadınsa "cis" kadındır. Bu terim transın zıttıdır.
Reddedilme, dışlanma, olumsuz düşünceler veya alay edilme gibi durumlara karşı aşırı duygusal tepki veren bu kişilerin yaşadıkları durum reddedilmeye duyarlı disfori olarak adlandırılır. Depresif duygulara ve benlik saygısında azalmaya yol açabilen önemli bir bozukluktur.
Beden dismorfik bozukluğu, temelde bir fiziksel kusuru olsun olmasın, veya hafif derecede bir fiziksel kusuru olduğu durumlarda, kişinin bu dış görünümü ile zihinsel olarak aşırı derecede uğraşması ve meşgul olması hali olarak tanımlanabilir (dismorfofobi).
Hermafrodit, belirgin bir şekilde erkek veya kadın cinsiyete özgü cinsiyet özelliklerinin herhangi birine tam olarak uymayan bireyler olarak tanımlanabilir. Daha farklı bir anlatımla hermafrodit bireylerin cinsel organları, hormonal yapıları ve dış görünüşleri kadın ve erkek özelliklerini bir arada barındırır.
Transseksüalite de onun gibi tıbbi bir durum. Kesinlikle 'ruhsal bir hastalık' değil.
Biseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak her iki cinse de ilgi duyan kadın veya erkektir.
Birçok kadın, ilk kez cinsel deneyim sırasında acı hissedip hissetmeyeceği, ne kadar acı verici olacağı, ilk seferinizden sonra ne kadar süre acı verdiği vb. konularda endişelenir. Bu tamamen bir kadından diğerine değişir. Bazı kadınlar hiç acı hissetmezken bazıları da bunu bir iğne batması gibi hisseder.
Cinsel anlamda aktif bir erkeğin sperm üretim döngüsünün devamlılığı için haftada en az 3 kere boşalması gerekir. Düzenli bir cinsel hayatı olmayan erkekler; mastürbasyon yaparak sperm üretim döngülerinin devamlılığını sağlayabilirler. Erkeklerde mastürbasyon yapmayla ilgili bir sınır bulunmamaktadır.
Uzmanlar kadınların seks sırasında yaşadıkları hormonal değişimlerin ağlamalarına sebep olabileceğini söylüyor. Ya da bazen aniden bastırılmış cinsel enerjiden kurtulmak da ağlamaya sebep olabiliyor.
Gerçekte ergenliğin sancılı bir döneminde, biseksüel eğilimlerin baskınlaştığı geçici bir evredir. Kısaca özetlersek cinsel gelişim aseksüel, biseksüel ve heteroseksüel bir sıra izlemektedir. Aseksüel ve biseksüel evrelerdeki sorunların aşılması, heteroseksüel kimlik kazanımı için şarttır.
Kendilerini demiseksüel olarak tanımlayan insanlar genellikle belli bir cinsiyete sahip bireylere veya genel olarak cinselliğe ilgi duymuyorlar. Bunun yerine, ancak gerçekten derin ve duygusal bir bağ kurabildikleri kişilere karşı cinsel bir çekim hissedebiliyorlar.
Biseksüellik, eşcinsellik ve heteroseksüellik gibi cinsel keşif sürecinde geçici bir basamak olabilir ya da uzun dönemli kalıcı bir kimlik de olabilir. Biseksüellik eşcinsellikten daha yaygındır. Biseksüellik kadınlarda daha yaygındır. Ya da kadınlar daha kolay biseksüel olduklarını kabul etmektedir.
Normalde sünnet derisi erkek çocuklarının ortalama %50'sinde 1 yaş civarında geri çekilebilirken bu oran üç yaşını geçtikten sonra yaklaşık olarak %89'a kadar çıkar. 6-7 yaş ortalamasında erkek çocuklarda %8, ergenlik çağında ise %1'dir. Büyük bir kısmı müdahale gerektirmezken az bir kısmı da müdahale gerektirir.
Erkeklerde ergenliğin ilk aşamasında cinsel gelişimin ortaya çıkması 11-12 yaş civarlarında olur. Erkeklerdeki üreme organları olgunlaşır ve erkek çocuklarda geceleri boşalma başlar. Erkek çocuklar eğer bu duruma hazır değilse korkabilirler. Bir yıl boyunca gece boşalmaları olabilir.
Üç yaş civarında çocuk, kendi bedenini keşfetmeye yönelir. Tesadüfen cinsel organını ellemek ya da sürtmek suretiyle tamamen fizyolojik temelli bir haz duygusu yaşar. Cinsel düşünce ve hayallerden arınmış bu duygu, insan biyolojisinin gereğidir ve parmak emmekten farklı bir eylem değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri