Hz. Peygamber‟in, Uhud Gazvesi‟nde Hz. Ali‟ye, Zülfikar‟ı hediye ettiği ve bu esnada “Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ Zülfikâr” (Ali‟den başka yiğit, Zülfikar‟dan başka kılıç yoktur) dediği rivayet edilir (Öz, 2013, s. 554).
Ayrıca “Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār” (Ali'den başka yiğit, zülfikardan başka kılıç yoktur) ibaresi pek çok şair tarafından nazma çekilmiş, özellikle musammatların mütekerrir mısraı olarak kullanılmıştır.
Ali'nin Uhud Savaşı'nda Kureyş'in önde gelen savaşçılarından dokuz kişiyi öldürdüğü, bu savaşta bedeninden yetmiş yara alarak son ana kadar Muhammed'i savunduğu, bu sebeple de Cebrail'in, “Zülfikar'dan keskin kılıç, Ali'den büyük yiğit yoktur.” (“Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfikār”, Arapça لا فتى الا على لا سيف ...
Ali'ye hediye edildiği ve Hz. Muhammed (sav)'in bu esnada “Ali'den başka yiğit, Zülfikardan başka kılıç yoktur” manasına gelen “Lâ fetâ illâ Alî, lâ Seyfe illâ Zülfikar” şeklinde bir nidâda bulundu- ğu kabul edilmektedir (Hathaway, 1999: 148; Topuzoğlu, 1986: 650; Öz, 2013: 553; Güneş, 2018: 14).
Nefsine hâkim olma konusunda yiğitlik gösteren veya fütüvvet teşkilâtına mensup olan kişi anlamında tasavvuf terimi.
İlgili 40 soru bulundu
Zülfikar, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye hediye edilen ve onunla birlikte efsaneleşen kılıcın adıdır. Hâkimiyet, güç ve iktidar sembolü olarak görülen kılıcın Hz.
Fetâ kelimesi Arapça'da çocukluk yıllarını geride bırakıp, gençlik çağına giren kimseye denilmektedir. Lügatlerde bu kelime cevaıımertlik ve erkeklik anlam larına kullanılmaktadır.
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Topkapı Sarayı Müzesi'nde Osmanlı padişahlarının, üst düzey devlet adamlarının kullandığı, diplomatik hediye olarak gönderilen 1300 yıllık paha biçilemez kılıç, kalkan, miğfer, hançer gibi silahlar restore ediliyor. İç Hazine Binası, Mukaddes Emanetler'den sonra müzenin en çok ziyaret edilen mekanlardan biri.
Türk edebiyatında ve özellikle Alevi-Bektaşi şiirlerinde daima Hz. Ali'ye izafe edilerek anılan Zülfikar, Düldül'le birlikte ona Allah tarafından bahşedilen efsanevi bir kılıç olarak yer alır.
Ali'nin Zülfikar ismi verilen kılıcını yaptı. 4 kilo 820 gram ağırlığındaki kılıcın boyu 185 santim, eni 24 santim. Üzerinde 'Ali'den daha yiğit yoktur, Zülfikar'dan daha keskin kılıç yoktur' yazılı kılıç görenlerin ilgisini çekiyor.
Zülfikar Kılıcı'nın Mekkeli müşriklerden Haccac oğullarından Münebbih veya oğlu As'a ait olduğu, 624 yılı Bedir Savaşı'nda ganimet olarak ele geçirildiği ve Hz. Muhammed'in onu damadı, 4. Halife olan Hz. Ali'ye verdiği veya hediye ettiği birçok İslami kaynaklardan çoğu kişinin okuyup bildiği hikayedir.
Adaletin simgesi olarak bilinen bu figür, adaleti benimseyen ve anlamını ön planda tutmak isteyen birçok kişi tarafından tercih edilir. Sembolünde doğruluk anlamı da bulunan Zülfikar kolyeler, geçmişten günümüze gelmeyi başaran takı sembollerinden biridir.
Hz. Muhammed(s.a.v)'ın damadı ve 4 büyük İslam halifesinden biri olan Hz. Ali'nin çift başlı kılıcıdır. Kılıcın ismi Arapça'da sahip anlamına gelen "zü" ve boğum anlamına gelen "fekar" kelimelerinden oluşmuştur.
Adaleti simgeleyen bu model isteyen herkesin kullanabileceği bir semboldür. Gerçek Zülfikar kılıcının uzunluğu ve ağırlığı günümüzde halen daha bilinmez. Ancak söylenenlere göre Zülfikar kılıcı ölçüleri 3 metre 15 kilogram ağırlığındadır.
Ya Fettah Allah'ın gücüyle ilgili bir isimdir. Bu güç onun açamayacağı kapı çözemeyeceği sorun aşamayacağı engelin olmadığı anlamına gelmektedir.
Muhammed'i (s.a.v) savunduğu ve bu sebeple Cebrail'in “Zülfikar'dan Keskin Kılıç! Ali'den Büyük Yiğit Yoktur ” ("Lâ Fetâ İllâ Ali, Lâ Seyfe illâ Zulfikâr") dediği rivayet olunur.
Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesi'nde muhafaza edilen bu kılıcın Hz. Dâvud'un bizzat kendi eliyle yaptığı kılıç olduğunu nice peygamberlerin, hükümdarların elinden geçtiğini biliyor muydunuz? İlginç olan ise bu kılıcın kıyamet yaklaştığında bir kez daha kullanılacak olması...
Adalet ile birlikte doğruluk ve mertlik anlamına da gelen Zülfikar kılıcı günümüzde bir savaş aracı olarak görülmüyor. Aynı zamanda ülkemizde Zülfikar kılıcının alevi inancını da sembolize ettiğini belirtebiliriz.
Gusül ve abdest, Alevi inancında önemli bir yer tutar. Alevilikte vücudu yıkayıp temizlemek dışında iç temizliğinin şart olması gerektiğine önem verilir. Eline, diline, beline sahip olmak ilkesine bağlı kalmaya özen gösterir. O bakımdan ''tarikat abdesti'' alarak ikrarını devamlı kılmaya çalışır.
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Örneğin Şiilik Müslümanlığın farklı bir koludur ve onlar da kendi mezheplerine ait camiler bulunur. Oysa Alevilerde camide ibadet etmek gibi bir şey söz konusu değildir çünkü onlar namaz kılmazlar. İbadetlerini cem dönerek yaparlar.
yüzyıldan itibaren tasavvufi kaynaklar içerisinde bir bölüm olarak yer almışsa da mutasavvıflar fütüvvet kavramıyla tasavvufu ve çeşitli anlamlarını açıklamışlardır. Bu türden fütüvvet-nâmelerin ilki ve en çok bilineni Muhammed b. Hüseyin es- Sülemî (ö. 412/1021) tarafından kaleme alınan Kitâbü'l-Fütüvve'dir.
Fütüvvet veya ahilik, İslami çerçevede 'iyi olan şeyleri yapma, kötü olan şeyleri de yapmama ya da engelleme' esasına dayalı ahlaklı bir hayat ve toplum inşa etme idealinin kurumsallaşmış adıdır.
Fütüvvet sözlüklerde “gençlik, kahramanlık, cömertlik” anlamlarına gelmekte, “genç, yiğit, cömert” anlamlarını karşılamak üzere ise fetâ kelimesi kullanılmaktadır. İbn Haldun Üniversitesi, eğitimlerinin temeline fütüvveti koymuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri