Maslahat; sözlükte menfaat ve fayda anlamına gelir ki karşıtı mefsedet/zarardır.10 Menfaat ise lezzet ve lezzete ulaştıran yol, mazarrat (zarar, mefsedet) da elem ve eleme ulaştıran şey demektir.
Sözlükte “itidal çizgisinden sapmak, bozulmak” anlamına gelen ve salâhın karşıtı olan fesâd kökünden türetilmiş olup “bozulmaya sebebiyet veren, fesat ve zarar içeren” demektir; isim olarak çoğulu mefâsid, karşıtı maslahattır (Lisânü'l-ʿArab, “fsd” md.; Zemahşerî, s. 341).
Genelde dinin, özelde ibadetler ve hukuk alanındaki dinî hükümlerin gayeleri anlamında bir tabir. Bir aynın kullanılmasıyla meydana gelen fayda, iyi olana ulaştıran şey, zararın karşıtı anlamında İslâm hukuk terimi.
Maslahat terimi Türk Hukuk Lügatinde zorunlu, gereken menfaat veya kamu faydası olarak tanımlanmıştır.
Faydalı olanı elde edip, zararlı olanı defetme. İslâm dininin maksadı; insanların faydasına olanları gerçekleştirmek, bunları korumak ve insanlardan zararı uzaklaştırmaktır. Buna maslahat denir.
İlgili 30 soru bulundu
Önem verilen iş ve meseleler ile ilgili olarak maslahat kelimesinin kullanımına rastlanmaktadır. Aynı zamanda uygun, elverişli gibi anlamlara da gelmektedir.
Masıahat yarar, iyi ve faydalı olan, kamunun menfaatine olan şey anlamla rına gelen Arapça bir kelimedir. Hukuk terimi olarak ise hukuki hükümlerin ama çlarını vurgulamakta ve hukukun yararını amaç edinmeyi ifade etmektedir.
Ayrıca Mecelle'nin sisteminin, fıkıh kitapları sistemi olduğunu ve kazuistik/meseleci olmadığını, belki o devrin tedvin geleneğine uyarak, bazı konularda ayrıntılara gidildiğinden soyut- kazuistik denilebilecek karma bir metoda sahip olduğunu söylemektedirler.
maslahat - Nişanyan Sözlük. Arapça ṣlḥ kökünden gelen maṣlaḥa(t) مَصْلَحة “iş, umur, meşgale” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ṣalaḥa صَلَحَ “iyi oldu, sağlandı, (iş) yürüdü” fiilinin mafˁala(t) vezninde masdarıdır.
Maslahat, şer'i bir delil olarak kabul edilmesi hasebiyle karşılaşılan meselelerde İslam âlimlerinin başvurduğu özel hüküm çıkarma yöntemlerinden bir tanesidir. İslam hukuku tarihinde kapsamı ve hukuk içerisindeki yeri açısından uzun uzun tartışılan maslahat kavramı hakkında birçok çalışma yapılmıştır.
Sözlükte “göndermek, salıvermek, bırakmak” anlamındaki irsâl masdarından türeyen mürsel kelimesi terim olarak “tâbiînden bir râvinin, kendisiyle Hz. Peygamber arasındaki sahâbînin ismini atlayarak naklettiği hadis” mânasına gelir.
İslam hukukundaki maslahat türlerinden olan mesâlih-i mürsele tam karşılığına gönderilmiş maslahat denilebilir. Mesâlih-i mürsele, 'aslî deliller'den (Kur'an, Sünnet, icmâ ve kıyas) lehinde veya aleyhinde delil bulunmayan maslahatlara verilen isimdir.
İslam tarihinde çok fazla kadınla evlenmenin yasaklanması ise toplumun faydası olarak görülerek bir istislah örneğidir. İstislah örnekleri malların yok olmasını, toplumun değerlerinin yok olmasını, kadınlara arasındaki çekişmenin ortadan kaldırılması gibi pek çok amaca hizmet etmektedir.
Naslardan hüküm çıkarma anlamında fıkıh usulü terimi. Bir veya birden çok önermeden başka bir önerme çıkarma, akıl yürütme anlamında mantık terimi.
Sözlükte “bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak” mânasına gelen fıkıh kelimesi ilim, fehim gibi yakın anlamlı diğer kavramlara göre daha özel bir anlam taşır. Fakīh de (çoğulu fukahâ) “bir konuyu derinden kavrayan, ince anlayış sahibi kimse” demektir.
Dört büyük Sünnî fıkıh mezhebinden biri. Bir veya birden çok önermeden başka bir önerme çıkarma, akıl yürütme anlamında mantık terimi. Gazzâlî'nin (ö. 505/1111) fıkıh usulüne dair eseri.
Fıkh sözlükte “bilmek, bir şeyi iyi anlamak, bir konuda derin bilgi sahibi olmak” anlamında olup bu kökten türeyen fakīh de “bir şeyi iyi bilen, iyi anlayan kimse” demektir.
İcmâ İslam hukukuna göre, herhangi bir çağ veya dönemde yaşamış İslam bilgini ve müctehidlerin kitap (Kur'an), Sünnet ve bazı mezheplere göre kıyasın delillerine dayanarak, şeriatın (İslami hükümlerin) konuları hakkında hüküm vermeleri veya benzer diğer hükümler arasında birleşmeleridir.
Türkiye'de 1926'ya kadar (Türk Kanunu Medenisi Mecelle'nin yerini aldı.)
Geniş anlamıyla fıkhın ibadetler dışında kalan kısmını, dar anlamıyla daha çok mal varlığına ilişkin hükümleri ifade eden terim.
Mecelle'nin konuları; Kira, Kefalet, Havale, Rehin, Emanet, Vekâlet, Sulh ve İbra, Hibe, Gasp ve İtlaf, Hacir, Kanıt ve Delil, Yargı, Ortaklık Çeşitleri, Dava ve Beyyinat. Mecelle'nin hazırlanması, 1868'de sadrazam Âli Paşa, Fransız Medeni Kanunu'nun benimsenmesini önermiş ve çeviri için bir komisyon kurulmuştu.
Hayatı güzelleştirmeyi hedefleyen ve insanı mükemmeli aramaya teşvik eden -zarûriyyât ve hâciyat düzeyine çıkmamış- düzenlemeleri ve bunların sağladığı faydaları ifade eden fıkıh usulü terimi.
Mürsele kelimesinin manası ise; salıverilen, serbest bırakılan, ne olduğu hakkında nas bulunmayan demektir.
14. yüzyılda literatüre giren mevhum kelimesi vehmetmek sözcüğünden türetilmiştir. Vehmetmek, gerçekte var olmayan bir şeyi gerçek zannetmek, sanmak ve yanılmak anlamına gelir. Mevhum kelimesinin sözlük anlamı ise kuruntudur. Gerçek hayatta bir karşılığı olmayan, tamamen hayali şeyler için de bu kelime kullanılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri