Mübalağa sanatının oluşabilmesi için anlatılmak istenilen olayın çok fazla veya çok az olacak şekilde kullanılması gerekmektedir. Mübalağa sanatında bahsedilen durumun mantık sınırlarını zorlayacak derecede olması gerekmektedir. Ben senin aşkınla yandım, tutuştum. Günlerdir durmadan ağlıyor, gözyaşları sele döndü.
Mübalağa, bir olayın ya da durumun olduğundan çok daha fazla abartılarak anlatılmasıdır. Abartmanın olması için söz konusu olan özelliği akıl sınırlarını zorlayacak derecede büyütülmesi gerekir. Bu sayede de mecazi bir anlatım ortaya çıkar.
Abartma (Mübalağa)
Bir şeyin özelliklerini, bir olayı veya bir durumu olduğundan daha büyük veya daha küçük göstermeye abartma denir. Örnek: Çantayı taşımaktan kolum koptu. Karacaoğlan bu dörtlükte memleketinden ayrı olmanın verdiği acıyı abartarak anlatmıştır.
Türkçede abartma cümleleri genellikle benzetme yoluyla kurulur. Bu tür cümlelerde olaylar, nesneler ve kişiler okura abartılarak aktarılır. Abartı cümlelerinin diğer adı mübalağadır ve genellikle şiir türündeki eserlerde kullanılır.
Abartıcılık ya da mübalağacılık; bir şeyi olduğundan daha büyük, daha önemli, daha çok veya daha az, daha önemsiz gibi gösterme tutumu. Abartma kelimesi, bir düşünceyi aşırı derecede büyülterek ya da küçülterek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi olarak kullanılır.
İlgili 22 soru bulundu
Mübalağa Sanatı Örnekleri
Gözlerinden göğsüme sayısız yıldız akar. Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar. Şair, "göğsüne sayısız yıldız akması", "gülüşünün binlerce lambayı yakması" sözleri ile abartma yapmıştır.
Bir terim olarak mübalağa edebî dilimizde, sözün etkisini artırmak için, tas- vir olunan/ anlatılan herhangi bir şeyi, olduğundan çok farklı göstermek/ anlatmak anlamında kullanılıyor (Karataş 2011: 411).
Bir şeyi olduğundan daha fazla göstermeye abartı denir. Hem manzum eserlerde hem de düz yazılarda abartılı ifadeler kullanmaya mübalağa denir. Bu söz sanatının amacı, okuru etkilemek ve anlatımı zenginleştirmektir.
O söz sanatlarından biri olan abartma sanatına mübalağa adı verilir.
Söz sanatları ifade edilmek istenilen bir kelimeyi düz anlamının dışına çıkarak anlatmak manasına gelmektedir. Mübalağa yani abartma da edebiyatta yer alan söz sanatlarından birisi olarak bilinmektedir. Mübalağa sanatı ile anlatılmak istenilen düşünce aşırı derece de küçültülerek ya da büyütülerek söylenmektedir.
Konuşturma (İntak) İnsan dışındaki varlıkları konuşturma, onların ağzın¬dan söz söyleme sanatına intak(konuşturma) denir. İntak (konuşturma), genellikle teşhis (kişileştirme) sanatı ile birlikte kullanılır. Teşhis sanatı ile insan özelliği içinde gösterilen varlıklar konuşturulduğu zaman intak sanatı yapılmış olur.
Mübalağa sanatı aşırılığın derecesine göre tebliğ, iğrak ve gulüv olmak üzere üçe ayrılır. Mübalağa akla ve göreneğe uygun ise tebliğ; akla uygun fakat göreneğe uygun değilse iğrak; hem akla hem de göreneğe uygun değilse gulüv olarak adlandırılır.
Kişi, mübalağa ederken yani bir hususu abartırken aslında olmamış bir şeyden bahsediyordur. Benzetme (Teşbih): Benzetme sanatı sayesinde anlatımı kuvvetlendirerek sözün etkisini büyütmek mümkündür. Bu nedenle iki veya daha fazla unsurun benzetilmesine benzetme yani teşbih denmektedir.
Histriyonik kişilikler çekici, baştan çıkarıcı, dikkatleri üzerine çekmek için çaba gösteren ve duygularını aşırı abartarak gösteren kişilerdir.
Sevmek; Mübalâga sanatıdır Abartın İsmet Özel | Teksten.
Abartma (Mübalağa)
Bir varlığı, olayı ya da düşünceyi olduğundan daha küçük veya daha büyük gösterme sanatıdır.
Bir durum, olay ya da varlığın olduğundan daha az ya da fazla gösterilmesidir. Genellikle benzetme ifadeleriyle oluşturulan abartma cümleleri sayesinde içinde bulunduğumuz duygu hali ya da durumunu aşırı biçimde anlatmış oluruz.
Kompulsif konuşma olarak da bilinen konuşma bağımlılığı, isminden de anlaşılabileceği gibi sosyal olarak kabul edilebilir olan sınırın üzerinde süreler boyunca karşıdakiyle konuşma eğilimine verilen isimdir.
Bazen cümlelerimizde abartılı ifadeler bazen de duygusal ifadeler kullanırız. Söyleyenin kişisel görüşlerini, beğenilerini, duygularını vb. ifade eden anlatımdır. Bu yüzden öznel yargılı cümleler kanıtlanamaz ve ölçülemez.
Hüsnü Talil söz sanatı, kısaca güzel nedene bağlamak anlamına gelir. TDK'ye göre, nedeni bilinen bir olay, olgu veya durumun gerçek nedenini bir tarafa bırakıp, onu hoşa gidecek hayali bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır. Bu söz sanatı olayları veya olguları güzel bir nedene bağlar.
Hüsn-i ta'lil, nedeni bilinen bir olay, olgu ya da durumun gerçek nedenini bir yana bırakıp; onu hoşa gidecek hayalî bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır. Her olayı veya olguyu güzel bir sebebe bağlama sanatı da denilebilir.
Teşbih, "benzetmek" manasına gelir. İfadeyi kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki kavramdan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir. Dinî kavramlarda ise Teşbîh, Tanrı'nın şeklen insana benzetilmesi mânâsına gelmektedir.
Bir kimseyi iğnelemek, uyarmak veya dikkatini çekmek amaçlı yapılan söz sanatı da denilebilir. Örnek: Kendi kurduğu şirketin başarılarını ballandıra ballandıra anlatan arkadaşıma: "Bu ne tevazu arkadaşım!" dedim.
Tenasüp ya da yakışma, tezat olmayarak anlamca birbirine uygun birden fazla şeyi bir araya getirmektir. Anlamca birbiri ile ilgili kelimeleri bir arada kullanmaktır. Karşıtlık ilgisi, bunun dışındadır. "Müraat-ı nazir" adıyla da bilinen tenasüp, mânaca birbiriyle alâkalı kelimeleri bir arada kullanma sanatıdır.
Kinâye veya alegori, bir fikri kapalı, dolaylı olarak anlatan üstü örtülü söz. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır. Bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme gayesi gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı anlamda kullanmak olarak da tarif edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri