Sözlükte “öncekiler” anlamına gelen mütekaddimîn (mütekaddimûn) ve “sonrakiler” mânasındaki müteahhirîn (müteahhirûn) kelimeleri, İslâm düşünce ve ilimler tarihinde bazı dönüşümlerin öncesini ve sonrasını belirten bir kavram çifti oluşturmakla beraber bunlarla kastedilen devirler ilim dallarına ve kullananlarına göre ...
Osmanlı dönemi ilim çevresi, genel hatlarıyla müteahhirîn dönem İslam düşüncesinin devamı, bu dönemde geliştiği şekliyle İslamî ilimlerin varisi konumundadır. Müteahhirûn dönemi genellikle Fahreddin er-Râzi ve Âmidî nesliyle başlatılır.
Müteahhit, inşaatın tüm yapım sürecini baştan sona koordine eder. Proje için gerekli tüm çalışanları işe alır. Denetimlerin zamanında planlanmasını ve yürütülmesini denetler.
1 Buna göre İslâm'ın başlangıcından IV. (X.) yüzyılın başlarına kadar devam eden zaman dilimi İslâm ilimleri tarihinde genellikle mütekaddimûn devri olarak adlandırılmaktadır.2 Ancak iki dönemi ayıran geçiş süresi bazen bir asrı bile aşabilmektedir.
O halde müteahhirûn dönemini kelam ve felsefe söz konusu olduğunda on ikinci yüzyılda Fahreddîn er-Râzî, tasavvuf söz konusu olduğunda ise on üçüncü yüzyılda, İbnü'l-Arabî ve Konevî ile başlatmak mümkündür.
İlgili 19 soru bulundu
Mütekaddimûn dönemi felsefe ve mantığın henüz etkisini göstermediği, buna karşın kendi iç dinamiklerinin etkili olduğu bir dönem olarak bilinir. Mütekaddimûn dönemi kelamının özelliklerini maddeler halinde şu şekilde özetleyebiliriz: Ehl-i Sünnet kelamının özgün görüş ve eserlerinin verildiği dönemdir.
Mütaahhirun'a "Halef", Mütakaddimun'a "Selef" ismi de verilmektedir. Bu ayırım daha çok Ehl-i Sünnet mensupları hakkında kullanılmaktadır. Müteahhirun tabiri genelde hicrî üçüncü asırdan ve özellikle beşinci asırdan sonra gelen âlimler hakkında kullanılır.
Ferd veya garîb olduğu sanılan bir hadisin başka isnadlarla nakledildiğinin ortaya çıkması anlamında hadis terimi.
Abd al-Hâdî al-Fadlî tarafından girişinde, Kitab-ı Ali, Peygamber'in yetkisiyle yazılan ilk "Ehl-i Beyt hadis kitabı" olarak anılır.
İmam Maturidi ve Mutezile mezhebi kelamcıları akılcı-nakilci tartışmalarında aklı esas alan yaklaşımları ile öne çıkmışlardır. Sünni itikad mezheb imamlarından Ebü'l Hasan Eş'arî Sünni kelam ilminin kurucularından sayılır; akıl ve nakili birlikte kullanır.
bilginler ve onların ortaya koyduğu risaleler Tevhid Risaleleri olarak anılmıştır. Kelamın geçirdiği evrelerin belli bir aşamasında kelamcılar, inanç esaslarını ve kelamın ilgi alanına giren konuları, İlahiyyat, Nübüvvat ve Semiyyat olmak üzere üç ana başlık altında ele almışlardır.
“Kelâm, İslâm dininin iman esaslarını ve amellere ilişkin temel ilkeleri naslardan hareketle belirleyen, onları nasların bütünlüğü çerçevesinde temellendirip aklî yöntemlerle destekleyen ve karşı fikirleri eleştirip cevaplan- dıran bir ilimdir”.
Mâtüridîlik (Arapça: الماتريدية), Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.
İslâm dininin iman esaslarını ana hatlarıyla ifade eden terim. Sübûtu ve delâleti kesin nasla sabit olan dinî hususlar. İslâm inancının üç ana esası ve akaidle kelâm kitaplarının içeriğini oluşturan üç temel bölüm anlamında tabir.
Bununla birlikte literatürde Şîa'ya nisbet edilen ilk kelâmcı Hişâm b. Hakem'dir.
Sözlükte “göndermek, salıvermek, bırakmak” anlamındaki irsâl masdarından türeyen mürsel kelimesi terim olarak “tâbiînden bir râvinin, kendisiyle Hz. Peygamber arasındaki sahâbînin ismini atlayarak naklettiği hadis” mânasına gelir.
Bir nesneyi veya bir kavramı ifade etmek için kullanılan lafzın o nesnenin veya kavramın bütün varlığına ve unsurlarına delâlet etmesi anlamında mantık terimi. Zihnin bir şey hakkındaki bilgiden başka bir şeyin bilgisine ulaşması anlamına gelen mantık ve fıkıh terimi.
Bu iki terime farklı mânalar yükleyen İbn Hacer el-Askalânî musahhafı yazılışları birbirine benzeyen harflerde nokta değişikliği, muharrefi de kelimelerde hareke, harf ve hat değişikliği yapılarak nakledilen hadis şeklinde tanımlamıştır.
Günümüze ulaşan ilk Hadis Usûlü kitabı, Râmhürmüzî'nin (ö.360-971) el-Muhaddisü'l-fâsıl'ıdır.Hadis usûlü kitapları Mütekaddimûn ve Müteahhirûn dönemleridenilen iki dönemde ele alınırlar.
Allah'a nisbet edilen sübûtî sıfatlardan biri. Allah'ın insanlarca bilinebilmesi için zâtına nisbet edilen mâna ve mefhumlar anlamında kelâm terimi. Kur'an'da Allah'ın sözü anlamında, ayrıca Hz. Îsâ'yı tanımlamakta kullanılan terim.
726/1325) nisbet edilen bu tasnife göre hadisler sahih, hasen, müvessak ve zayıf diye dörde ayrılır. Senedindeki bütün râviler âdil İmâmî ise hadis sahih sayılır.
Muhammed el-Buhârî İslâm dininin en büyük muhaddistir.
Hadis usulü veya onun alt disiplinleri anlamında terim. Bu form aracılığıyla, sadece OSMANLILAR//8-mali-yapi maddesi ile alakalı mesajların iletilmesi rica olunur. TDV İslâm Ansiklopedisi'nin elektronik sürümü hakkındaki diğer hususların ise İletişim Formu aracılığıyla iletilmesi rica olunur.
Sözlükte “vermek” anlamına gelen münâvele kelimesi, hadis terimi olarak “hocanın kendi rivayetlerini içeren nüshayı rivayet etmesi için öğrencisine vermesi veya o nüshanın kendine ait olduğunu onaylaması” demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri