Bir kişi abdest aldıktan sonra hapşırırsa abdesti bozulmamaktadır. Yalnız hapşırma esnasında idrar kaçırma yaşanıyor ise o halde abdest bozulmuş sayılır. Bu hal kişiden kişiye değiştiği için özel nitelikte olmaktadır. Genel kaidede ise hapşırmak abdeste mani değildir.
Öyleyse sizden biri hapşırır ve Allah'a hamdederse, bunu işiten her Müslüman üzerine, 'yerhamukâllah' demesi hak (bir vazife) dir. Ancak esnemeye gelince, işte bu, şeytandandır. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkân nisbetinde kendini tutsun ve 'hah' diye ses çıkarmasın.
Diğer türlü gaz çıkarma, kanama, uyku, kusma ya da diğer türlü vücuttan (tuvalet ihtiyacı) dışarı beden sıvılarının çıkması abdesti bozmaktadır. Ancak burun akması, hapşırmak, öksürmek, tükürmek veya ağlamak abdesti bozan durumlara dahil değildir.
Rivâyette “Gözyaşından ve burun akıntısından dolayı abdest gerekmez.” denilmiştir (Abdürrezzâk, el-Musannef, 1/146 [559]).
İdrar, dışkı, meni, kan gelmesi ve gaz çıkarmak abdesti bozar. Vücudun herhangi bir yerinden kan ya da irin gelmesi, çıktığı yere dağılması abdesti bozar. Eğer vücuttan çıkan kan ya da irin dağılmazsa ve nokta şeklinde kalırsa o zaman abdest bozulmaz.
İlgili 29 soru bulundu
el Cevab: Avretin bir şekilde görülmesi sebebiyle abdest bozulmaz.
Cevap metni. Allah'a hamd olsun. Elbiseyi değiştirmek, abdesti bozan şeylerden değildir.
Temiz sayılan akıntı abdesti bozmadığı gibi çamaşıra bulaşması da namaz için herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Arınmak ve temizlenmek için alınan gusül abdestindeki temel amaç, hükmi kirlilikten kurtulmak olmaktadır.
Şâyet özür hâli söz konusu değilse idrar sızıntısı olması durumunda abdest geçerli olmaz. Bunun için de idrarın vücuttan iyice çıkmasını beklemek, bu amaçla biraz hareket etmek, yürümek veya öksürmek gerekir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, 1, 344-345).
Namaz Kılarken Akan Burnu Silmenin Hükmü
Namaz bozulmaz. Ek: Burun sıvısı necis değildir. Sadece müneffir (hoş olmayan, beğenilmeyen)dir.
Namazı bozan haller arasında gülmek, konuşmak vs. haller yer alırken esnemek, hapşırmak ve öksürmek namazı bozmamaktadır. Öksürmek ister istemez kişinin kendi tutamayacağı bir hal olduğu için namazı bozmamaktadır. Hapşırmak ve esnemek de aynı şekildedir.
Burnun koku hissetmesi veya kulağın bir ses duymasından maksat, abdestin bozulduğunu kesin olarak bilmektir. Yoksa ses duymadığı veya koku hissetmediği halde yel çıkardığını bilen bir kimsenin abdesti bozulur.
Fetvalara göre, yellenmek veya osurmak tuvalette yapılan şeylerden biri kabul ediliği için abdest bozulur ve yeniden abdest almak gerekir.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), yanında hapşıran diğer kişiye herhangi bir karşılık vermemiştir. Neden diğerine de "Yerhamükellah" demediği sorulduğunda Efendimiz: "O kişi hapşırdığında Elhamdulillah demedi, diğeri ise Elhamdulillah demişti" karşılığını vermiştir.
İslâm âlimleri bu hadisi şeriften hareketle namazda, akla ve kalbe gelen düşüncelerden dolayı, namazın bozulmayacağını ifade etmişlerdir (Kâsânî, Bedâî', 1/215; Şevkânî, Neylü'l-evtâr, 2/397-398 [861]).
İslam'da hapşıran bir bireye Yerhamükellâh denilmekte ve hapşıran birey ise cevap olarak Elhamdülillah demesi gerekmektedir. Bu dinimize göre sünnettir.
Tuvalet ihtiyacı da, namazda huşûyu engelleyen ve dikkati dağıtan bir etki yapacağından bu hâlde iken namaz kılmak mekruhtur. Hz. Peygamber (s.a.s.), idrarı sıkışık durumda olan veya yemek hazırken namaza duran kişinin namazının faziletinin tam olmayacağını belirtmiştir (Müslim, Mesâcid, 67 [560]).
Binâenaleyh söz konusu “vedi” ve “mezi”den dolayı gusül gerekmez. Şehvetten dolayı kadından gelen ıslaklığa ise "kazi" denilmektedir. Bundan dolayı sadece abdest bozulur, ancak orucu bozmaz ve gusül gerekmez. Kişiden gelen sıvı meni ise gusül abdesti alması gerekir; mezi veya vedi ise abdest bozulsa da gusül gerekmez.
İşte elbiseye bulaşan meni için de durum aynı olup kişi isterse elbisesine bulaşan meniyi ovalayıp/çitileyip namazını kılar; dilerse yıkayıp namazını kılar. Her iki durum birbirinin zıddı durumlar olmayıp ikisinde de kişinin namazı sahihtir.
Düzenli âdeti olan bir kadının âdet dönemi öncesinde gördüğü lekelenmeler âdet hükmünde kabul edilir ve o andan itibaren âdet günü sona erene kadar âdetli sayılır. Dolayısıyla lekelenmelerin olduğu günlerde de namaz kılınmaz ve oruç tutulmaz.
Nitekim İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi'ne, namaz sırasında kadının fercinden yel çıkmasının hükmü sorulmuş, bunun üzerine komite şu cevabı vermiştir: "Bu durum, abdesti bozmaz.
Erkeklerde bu durum 'Mezi' iken kadınlardaki karşılığı ise 'Kazi'dir. Dini kaynaklarda belirtilen bilgilere göre; bu sıvının gelmesi nedeniyle gusül şartı aranmaz namaz abdesti yeterlidir.
Cinsel organların birbirine değmesi halinde (sadece değmekle) Imam-i A`zam ve Ebû Yusuf`a göre her ikisinin de abdesti ve oruçlu iseler oruçları bozulur, gusletmeleri yine gerekmez. Sünnette kesilen deriye kadar duhul olması halinde ise, boşalma olsun olmasın, her ikisine de gusül gerekir.
Kadın kendi tenasül uzvuna dokunsa veya bir başkası kadının tenasül uzvuna dokunsa abdesti bozulur. Elin ve parmakların aralarıyla ve yan taraflarıyla dokunması bozmaz. Makadın halkasına dokunmak bozar. Dokunulan başkası ise bunun abdesti bozulmaz.
Cinsel organ görmek gusül gerektirir mi? Karşı cinsin cinsel organını görmek gusül gerektirir mi diyanet açıklamasında kişiden meni gelirse gusül gerekir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri