Sonuç olarak psikiyatrik hastalıklar ömür boyu süren hastalıklar değildir. Bu nedenle tedavileri de ömür boyu değildir. Kısa dönem ilaç tedavilerinin psikoterapiler ile desteklenmesi hem tedavi sürecini kısaltmakta hem de iyilik sürecini uzatmaktadır.
Psikiyatrik bozukluklarda iyileşme olasılığı yüksektir. En ağır psikiyatrik bozukluklar da bile iyileşme %50'den az değildir. Şüphesiz iyileşme olasılığı ve iyileşme oranı psikiyatrik bozukluğun tipine göre değişmektedir. İyileşmenin süresi de farklılık gösterir.
Kişinin yaşadığı problemlere göre alacağı danışmanlık süresi değişmektedir. İnsanların bir şekilde başladığı psikolojik danışmanlık süreçleri bazen ilk seanstan kişinin kendisine destek vermemesinden dolayı bitmektedir bazen de ağır travmaların çözümü için 6-9 aylık bir sürece karşılık gelebilmektedir.
Genel olarak, çoğu psikoterapi hastası 3 ay sonra daha iyi hissettiklerini bildirir. Bununla birlikte, depresyon ve anksiyetesi olan kişilerde daha kısa ve daha uzun süreler görülmüştür. Genellikle 1-2 ay içinde ve 3-4 kez belirgin düzelme görülür.
Başlama yaşı yönünden aynı aile bireyleri arasında ilişki vardır. Erken başlayanlarda yineleme olasılığı daha yüksektir. Stres etkenleri ile başlaması arasında bir ilişki olabilmekle birlikte bu zorunlu değildir. Depresyon yaşam boyu ataklar ve yinelemelerle sürer.
İlgili 35 soru bulundu
Sonuç olarak psikiyatrik hastalıklar ömür boyu süren hastalıklar değildir. Bu nedenle tedavileri de ömür boyu değildir. Kısa dönem ilaç tedavilerinin psikoterapiler ile desteklenmesi hem tedavi sürecini kısaltmakta hem de iyilik sürecini uzatmaktadır.
Depresyonun kronikleşmesi (yaşam boyu devam etmesi) durumunda hastaların ömür boyu antidepresan kullanması da önerilebilir.
İnsan psikolojisi, belirli etkenlere bağlı olarak bozulabilmektedir. Psikolojik bozulmalar sonucu en sık rastlanan durum ise hastaların ilaç kullanmayı istemeyerek tedaviyi reddetmesidir. Bu durumda ilaçsız psikolojik tedavi yöntemleri uygulanarak psikolojinin iyileştirilmesi mümkün olmaktadır.
Bazı hastalıklarda sadece ilaç, bazı hastalıklarda sadece psikoterapi yeterli olabilirken, bazı durumlarda ise psikoterapi ve ilaç kombinasyonu gerekmektedir. Psikotrop ilaçların psikoterapi ile birlikte kullanımı günümüzde birçok psikiyatrik bozukluk için yaygın kullanılan bir tedavi yöntemidir.
Özetle panik atak; koşullar, kişilik yapısı gibi birçok faktörden etkilenir. Kimi zaman yoğun kimi zaman aralıklarla tekrarlar. Uygun yaklaşım ve doğru terapi uygulanmaz ise hafiflese de yaşam boyu sürebilir. erken tanı, iyi bir psikoterapi zamanında uygulanırsa panik atak kalıcı olarak iyileşebilen bir rahatsızlıktır.
Dolayısıyla alacağınız tedavi süreci hiçbir surette e-devlet gibi benzeri resmi sistemlere işlenmemektedir. Aynı durum özel kliniklerde hizmet veren psikiyatristler için de geçerlidir. Özel kliniklerdeki psikiyatriste gidiyorsanız tanı, teşhis ve tedavi süreci yine hiçbir şekilde sicile işlenmez.
Anksiyete Kendiliğinden Geçer mi? Anksiyete tipik olarak tedavi olmadan kendi kendine geçmez. Bazı kişiler semptomlarda geçici iyileşme yaşayabilirken, uygun tedavi olmaksızın kaygı devam eder ve hatta anksiyete tedavi edilmezse zamanla daha da kötüleşir.
Stresin tamamen olmadığı bir hayat mümkün değil. Ancak kaliteli yaşam ve ruh sağlığı için stres faktörlerini mümkün olduğunca azaltmaya çalışmak gerekir. Stresinizi kontrol altında tutmak için birçok stresle başa çıkma yöntemi mevcuttur fakat bazen başa çıkamadığınızda uzman desteğine başvurmanız gerekebilir.
Ruh sağlığına yönelik rahatsızlıklar, kişilerin hayatını tamamı ile etkileyen, fark edilip çözülmesi gereken sağlık problemleridir. Değişmekte olan hayat şartlarının da bu hastalıklara zemin hazırlaması ile birlikte görülme olasılığı yükselen ruhsal hastalıklar tedavi edilmediği sürece ilerler.
Sanılanın aksine psikoloğa gitmek ve psikologdan terapi hizmeti almak sicile işlenmemektedir. Sicile işlenme durumu, psikiyatri polikliniklerinden veya psikiyatri hastanelerinden alınan rapor veya yatış kararı sonrası gerçekleşir.
Depresyon tedavi edilmediği takdirde en az 6 ila 24 ayda kendiliğinden düzelir. Hastaların % 5-10'unda ise iki yıldan fazla sürer. Ancak bu süre 6 ay için bile yaşayan kişi için çok zor ve uzun bir süredir. Bu süre içinde kişinin hayatı ve çevresindeki insanlar ile olan ilişkileri olumsuz etkilenir.
Lustral antidepresanının çözüm bulduğu bir çok ruh hali şikâyeti vardır. En yaygın kullanılan ve en zararsız olan antidepresan olarak bilinir. Tablet ya da kapsül halinde satışı bulunan bu ilaç tok karın ile alınması gerekir.
Terapi 6-12 seans kadar sürmektedir. Bilişsel davranışçı terapide hasta öncelikle hastalığının ne olduğu ve sebepleri konusunda eğitilmektedir. Bunun yanı sıra nefes alma ve çeşitli gevşeme egzersizleri, stresle başa çıkma yöntemleri ile kişinin rahatlaması sağlanır.
Depresyonun ilaçsız tedavisinde ve kalıcı tedavide bir diğer alternatif ise psikoterapidir. Hasta ile terapist arasında güvene dayalı empatik bir ilişkinin sağladığı destekleyici psikoterapi, depresyon tedavisinin vazgeçilmez bir parçasıdır.
Ancak depresyon ve anksiyetesi olan kişilerde daha kısa ve uzun zaman aralıkları gözlemlenmiştir. Genel olarak 1-2 ay ve 3-4 gibi sürelerde belirgin iyileşmeler yaşanmaktadır. Travma sonrası stres bozukluğu gibi durumlar, hastaların % 50'sinin iyileşme hissetmesi için yaklaşık 15-20 seans sürer.
Depresyon tedavisinden sonra kişide ilk önce fiziksel belirtilerde iyileşme görülebilir. Uykusuzluk, iştahsızlık, halsizlik, vücut ağrıları gibi belirtiler erken evrede düzelebilir. İç sıkıntısı, çöküntü hissetme, moralsizlik, isteksizlik gibi ruhsal belirtiler de 3'üncü haftadan başlayarak azalabilir.
Anksiyete tedavi süresi, kişinin beynindeki kimyasal bozuklukların ne derece olduğuna göre değişmektedir. Anksiyete tedavi süresi, 4 ila 8 hafta olabileceği gibi kişinin yaşantısına ve anksiyete derecesine bağlı olarak daha fazla sürebilir.
Diğer ilaçlar gibi antideprasanlar aniden bırakılırsa yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. En sık görülen belirtiler baş dönmesi, dengesiz yürüme, yorgunluk ve baş ağrısıdır. Ayrıca hastalık kısa bir süre tekrar nüksedebilir. Depresyon ve aşırı sinirlilik görülebilir.
Hayır, (kategorize edip, ölçebildiğimiz kadarıyla) antidepresanların zeka üzerinde doğal olarak yararlı veya zararlı bir etkisi yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri