Fransız edebiyatında Flaubert ile Zola'nın yanı sıra Honore de Balzac, Stendhal, Rusya'da Lev Tolstoy, İvan Sergeyeviç Turgenyev, Dostoyevski, İngiltere'de Charles Dickens ve Anthony Trollope, Amerika'da Theodore Dreiser, Ernest Hemingway, John Steinbeck İrlanda'da James Joyce realizmin önemli temsilcileridir.
Her ne kadar Gerçekçilik teriminin ilk görüldüğü yer, kelimenin bir doktrini tanımlamak için kullanıldığı 1826'da Mercure français du XIXe siècle'de olsa da sanat alanında Gustave Courbet, gerçekçi estetiği bilinçli olarak ilan eden ve uygulayan ilk sanatçıydı.
Realizm akımının kurucuları Gustave ve Flaubert'tir. Bu akım, romantizme ve pozitivizm düşüncesine tepki olarak ortaya çıkmıştır.
İlgili 18 soru bulundu
Realizm, uluslararası ilişkiler teorisi geleneklerinden biridir. Uluslararası anarşi ve güç politikası konularını merkeze alan Realizm felsefi olarak temelde Thomas Hobbes ve Niccolo Machiavelli'nin çalışmalarına dayanmaktadır.
Sanatta ve edebiyatta Realizm, yaşamı olduğu gibi tasvir etme girişimidir. Realistlere göre, sanatçıların sınırlarını, izlenenleri makul olduğu kadar dürüst bir şekilde tasvir etmek belirler. Hayatı gerçeklikle gösterir, korkunç veya acı veren hiçbir şeyi atlamaz ve hiçbir şeyi idealleştirmez.
Gerçekçilik olarak Türkçeye çevrilen realizm, genel anlamı itibarıyla zihinde var olanların dışında zihinden ve zihindekilerdeki idelerden bağımsız olarak dış dünyada kendi başına var olan bir mevcudiyetin kabul edilmesidir. Felsefede yaygın biçimde kullanılan bir kavramdır.
19. yüzyılda bilim alanında yaşanan önemli gelişmelerle birlikte, sadece gözlenene ve gerçeğe önem verilmeye başlanmış; bu durumun da edebiyata Realizm akımı vasıtasıyla bir yansıması olmuştur. Realizm'de duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır. Konular gerçekten alınır.
Ortaya çıkışı romantizm akımına tepki niteliği taşımaktadır. Realizm diğer adıyla sanatta gerçekçiliktir. Gerçekçilik akımının uygulandığı sanat dalı edebiyat olmakla birlikte roman ve hikaye türlerinde baskın olarak etkisini göstermiştir.
Realizmin temel varsayımı, uluslararası politikanın güç ve çıkar mücadelesi olarak tanımlanabilecek bir siyasal süreç olduğudur. Realistlere göre devletlerin sahip oldukları kapasiteler uluslararası çatışmaların sonuçlarının belirlenmesinde ve devletlerin davranışlarını etkileme konusunda büyük bir öneme sahiptir.
Ülkemizde ise realizm akımının temsilcisi olarak Recaizade Mahmut Ekrem kabul edilmektedir. Bilinen ilk Türk realist roman ise Recaizade Mahmut Ekrem tarafından kaleme alınmış olan Araba Sevdası'dır.
Realizm, güç politikaları ve ulusal çıkarları savunma konusunda belirgin görüşlere dayanmaktadır. Realizme göre, devletin üstünde hiçbir şey yoktur. Realizm ve neo-realizm, yapısal gücü bir devletin sahip olduğu toplam yetenek miktarı olarak kavramsallaştırmaktadır.
Realizmin asıl amacı, günlük yaşamın ve toplumsal sınıfların bilimsel bir nesnellikle incelenmesi ve bir bilim insanının klinik bulguları gibi nesnel bir bakış açısı ile ortaya koymayı amaçlar. Realizm akımının ki başlıca temsilcileri; Coutbert, Millet, Balzac, Tolstoy ve Daumier'dir.
Realist kavramının ilk anlamı, kelimenin gerçek anlamı olarak kullanılan "gerçekçi olma" anlamıdır. Bu anlama göre realist insan; toplumsal gerçekleri bütün açıklığıyla ve olduğu gibi kabul eder.
Realizm akımı, gerçekçi betimlemeriyle tanınır. Sanatçılar ve yazarlar nesneleri, hem kişileri hem de olayları mümkün olduğunca gerçekçi bir şekilde tasvir etmeye çalışır. Detaylara önem verilir ve objektif bir bakış açısıyla olaylar resmedilir.
Realizmin amacı, sanatı romantik ve gerçekçi olmayan düşüncelerden arındırmaktır. Çünkü realizm akımının ortaya çıktığı 19. yüzyılın ilk yarısından sonra bilim hızlı bir yükselişe geçmiştir ve insanlar, eskiden pek yakın olmadıkları bilime güvenmeye başlamışlardır.
REALİZM (GERÇEKÇİLİK)
1857 yılında Gustave Flaubert'in "Madame Bovary" adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısındaüstünlük sağladığı kabul edilmektedir. Realizmde, duygu ve hayaller yerini, toplum ve insan gerçeklerine bırakır. Konular gerçekten alınır. Yaşanan ve gözlenen gerçek bütün çıplaklığıyla anlatılır.
Klasisizm akımının öne çıkan temsilcileri; François de Malherbe, Pierre Conhielle, Jean de La Fontaine, John Milton ve Moliere olarak ifade edilebilir.
Realizm, 19. yüzyılın ortalarında Avrupa'da ortaya çıkan bir sanat ve edebiyat akımı. Bu akım; gerçekliği objektif bir şekilde yansıtmayı amaçlayan bir yaklaşımı ifade ediyor. Romantizmin aşırılıklarına bir tepki olarak doğan realizm toplumsal konulara daha gerçekçi bir yaklaşım getirmeyi hedeflemiştir.
REALİZM(19.yy 2.
19.yy'lın 2.yarısında buhar makinasının bulunması,endüstriyel gelişmeler, toplumsal sınıfların oluşması ,duygular dünyasından insanı gerçekler dünyasına iter. İşte sanatçılar da bu gelişmelere tepki olarak Realist (gerçekçi)çalışmalara imza atarlar.
Gerçekçilik kavramı Fransızca realite kavramından türetilmiş, bir sanat akımı olarak ortaya çıkışı ise 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Realizm, (gerçekçilik) bir sanat akımı olarak, kendisinden önce doğmuş olan romantizme bir başkaldırı olarak ortaya çıkmıştır.
Klasik realizmin fikir babaları E. H Carr ve Hans Morgenthau'dur. Buna karşılık olarak neorealizmin fikir babası Kenneth Waltz'dır. E. H Carr'ın The Twenty Years Crisis (1939) kitabı bir teori kitabı olmamasına rağmen yazıldığı zamana ve sürece ışık tutan bir eserdir.
Gerçekçilik, çıkarlarını gözeterek devletlerin kaynak biriktirdiğini ve devletlerin etkileşiminin daha fazla doğasının birikmiş kaynakların miktarıyla belirlendiğini iddia eder. Bu, devletin güç seviyesini belirler. Devletin gücü de buna karşılık askeri, ekonomik ve politik yeteneklerle belirlenir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri