Gerçekten hiçbir çıkar gözetmeden, iyi niyet ve temiz kalple sadakada bulunulmalıdır. Sadaka yalnızca Allah'ın rızasını gözeterek, fakire minnet etmeden ve riyadan uzak bir şekilde verilmelidir. Yine, başa kakmak ve incitmek suretiyle sadakaları boşa çıkarmamak gerekir.
Genel ve en çok tercih edilen sadaka çeşidi, ihtiyaç sahiplerine mali bir yardım olarak nakit para vermektir. Bu yardım, doğrudan, elden olabildiği gibi yardım kuruluşlarına bağış yapılarak da olabilir. Fıtır Sadakası (fitre) ve Sadaka-i Cariye (vakıf, okul, cami, çeşme, kuyu vb.) de birer sadaka verme yoludur.
Sadaka verirken okunması gereken Sadaka duası ise şu şekildedir: “Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entessemiulalim.” Türkçesi ise: “Ey Rabbimiz bizden bunu kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin.”
Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.
İlgili 31 soru bulundu
Farz olan zekatta ne kadar miktarda verilmesi gerektiği bütün detayları ile belirlenmiştir. Ancak nafile sadakalarda verilen miktarın herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Önemli olan Allah rızası için cüzi miktarda da olsa sadaka olarak bir şeyler yapmaktır.
Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?" Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurdu: «Güçlü kuvvetliyken, sağlığın yerinde olup malına düşkün olduğunda, fakir düşmekten korktuğun ve daha çok zengin olmayı düşlediğin bir sırada verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür.
Şu halde “En faziletli sadaka Ramazan'da verilendir.” mealindeki hadisi, hem Ramazan'da verilen fıtır sadakası olarak anlamak hem henüz farz olmayan zekatı önceden Ramazan'da vermek hem de farz ve vacip olmayan sadakanın Ramazan'da daha çok yapılmasına teşvik etmek anlamında değerlendirmek mümkündür.
Ayrıca zekât verilecek kişi, bu şartları taşısa bile zekât mükellefleri; 1) ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, 2) oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına, 3) Müslüman olmayanlara, 4) karı-koca birbirlerine zekât veremez.
Zekat veya fitre verirken verilen kişiye söylemek gerekir mi? Zekat veya fitre verirken verilen kişiye söylemeye gerek yoktur. Fakat hayır kurumlarına verilirken ne olarak verildiği mutlaka bildirilmelidir.
Sadaka olacak şekilde yapılan adaklar bütün müctehidlere göre adak şartını sağlar. Bu itibarla fakirlere yemek yedirmek sadaka türünden sayıldığı için adağın diğer şartlarını da taşıması hâlinde yerine getirilmesi gerekir.
"Sadakada esas olan iyi niyet, ihlas ve samimiyettir." diyen Keleş, şu ifadelere yer verdi: "Sadakada esas olan iyi niyet, ihlas ve samimiyettir. Sadakanın gösterişten uzak olarak icra edilmesi gerekiyor. Ben sadaka veriyorum, sadaka gerçekleştiriyorum diyerek ve bunu ilan ederek sadaka verilmez.
Zira duadan önce sadaka vermek, duanın kabulüne vesiledir.
Yol üzerinde, kemiği taşı kaldırıp atman sadakadır. Gözü görmeyene yol göstermen sadakadır. Sağıra, dilsize, seni anlayana kadar anlatmaya çalışman sadakadır. Aradığı sorduğu bir şeyi nerede bulacağını bildiğin kimseye yardımcı olmak sadakadır.
Yakın akrabası veya uzak birisinin ölen kimse adına verdiği sadaka sahihtir.
Peygamber (s.a.s.), “Fakire verilen sadaka için bir ecir vardır. Sadakasını hısımına veren için iki ecir vardır: Hısımlık ecri ve sadaka ecri.” (Nesâî, Zekât, 82 [2582]; İbn Mâce, Zekât, 28 [1844]; bkz. Buhârî, Zekât, 44 [bâb başlığı]) buyurarak bunu teşvik etmiştir.
Kişinin usulü olan kimseler; babası, annesi, dedesi ve anneannesi olarak belirtilebilir. Yine sadaka verilemeyecek kişileri ifade eden füruu da çocukları, torunları ve onların torunlarını kapsar. Bununla birlikte eşlerin de birbirlerine sadaka vermeleri doğru değildir.
Her kim, aylık maaşını âilesine veya başka bir yere harcıyor ve ayın sonu gelmeden maaşı bitiyor ve maaşından bir şey biriktiremiyorsa, ona zekât gerekmez. Çünkü zekâtın verilebilmesi için, nisab miktarına ulaşan malın üzerinden bir tam hicrî yılın geçmesi gerekir.
Yine hadis-i şeriflerde peygamberimiz “Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır” (Heysemî, Mecmaü'z-Zevâid,3/63) olarak ifade etmektedir Allah rızası için infakın faziletini. Verilen sadakalar, bir takım belalardan uzak kalma vesilesidir.
Kişinin çocuklarını alıp parka oynamaya götürmek de sadakadır. Ayakkabı da sadaka, harçlık da sadaka, simit de sadaka, Güzel bir tebessüm de sadakadır. Bunun için bir erkeğin evine gelip hanımıyla şakalaşmasını, hanımına espriler yapmasını da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz sadaka olarak görüyor.
Şöyle ki: - Allah-ü Teâlâ, sadaka verenin malına ihsan eyler. - O, sadaka veren kimseyi halkına sevdirir. - Allah-ü Teâlâ, onun verdiği sadakayı, cehennemle arasında bir perde yapar.
Sadaka vermenin fazileti
Sadaka, sadaka veren kişinin imanına delildir. Zira sadaka, hem zekât hem de hayır-hasenât anlamına gelir. Bunları yerine getirmek de imandan kaynaklanır. Şefkat, yardım, çevreye karşı duyarlılık, zayıf ve kimsesizleri korumak hep iman alâmetidir.
Nafile sadaka zengine de verilebilir, gayr-i müslime de verilebilir. Müslüman olmayana da sadaka verilebilir. Çünkü sadaka farz olmadığı zaman, nafile olduğu zaman insani yardımlaşma anlamına gelmektedir. İnsani yardımlaşma zengin arasında da olur.
Müminlerin, ölüler adına verdikleri sadakalar, onların günahlarına keffâ- ret olur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri