Vücudun yağları parçalamak için safraya ihtiyacı olduğu esnada, safra kesesi safrayı ince bağırsağa bırakır. Ancak ince bağırsağa giden yol tıkandığı takdirde, safra hapsolur ve bu da safra kesenizin tahriş olmasına ve safra kesesi iltihabının ortaya çıkmasına neden olabilir.
Safra kesesi iltihabı için en sık karşılaşılan neden, safra kesesinde taş oluşmasıdır. Safrada taş oluşması, yani literatürde kolelitiazis olarak geçen durumda, sistik kanalda taşlar nedeniyle tıkanma olur.
Kolesistit çoğunlukla ani karın ve sırta vuran ağrılar şeklinde ortaya çıkar. Fakat bu belirtiler birçok hastalıkta görüldüğü için belirtileri yaşayan kişilerin kısa sürede uzmana başvurarak muayene ve ultrason ile teşhisinin konulması gerekir. Safra kesesi iltihabı tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabilir.
Genellikle safra kesesi iltihabının tedavisinde ağrı kesici ilaçlar, antibiyotikler ve sıvı tedavisi kullanılır. Bu tedavilerin yanı sıra diyet de önemlidir. İltihap sırasında safra kesesine hafif yük bindirilmesi gerekir. Bu nedenle sıvı alımı önemlidir ve yüksek yağlı yiyecekler tüketilmemelidir.
Safra kesesi iltihabının tedavi edilmemesi ile birlikte safra kesesi dokusunun canlılığı etkilenmeye başlar; daha sonrasında safra kesesi çürüyerek (nekroz) patlayabilir ve iltihap tüm vücuda yayılabilir.
İlgili 41 soru bulundu
Safra Kesesi İltihabı Komplikasyonları
Safra, safra kesesinde birikerek kolesistite neden olursa, bu safranın enfekte olması manasına gelir. Kolesistit tedavi edilemezse, safra kesesi dokusunun ölmesine sebep olabilir. Ve bu safra kesesinde yırtılmaya veya safra kesesinin patlamasına sebep olabilir.
⇒ Kısa sürede hızla gelişen, ilaç tedavisine yanıt vermeyen safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) olan hastalara acil ameliyat gerekir. ⇒ İlaç-serum tedavileriyle şikayetleri yatışsa dahi tekrar tekrar ortaya çıkan ataklar nedeniyle süregen iltihap (kronik kolesistit) gelişen hastalara da ameliyat gereklidir.
Pasta sosları, çikolata, mayonez, krema, kaymak, etlerin yağlı kısımları, tavuğun derisi, sakatatlar, sosis, salam, pastırma, sucuk, iç yağı, kuyruk yağı gibi besinler mümkün olduğunca sınırlandırılmalıdır. Doymuş yağ asidi alımının safra kesesinde kasılmalara sebebiyet vereceği unutulmamalıdır.
Özet olarak ana safra kanallarındaki taşlar ameliyatsız tedavi edilebilir, ancak kese içindeki taşlar için laparoskopik ya da açık cerrahi ameliyat ihtiyacı vardır.
Bu suruma safra kesesi iltihabı (akut kolesistit) adı verilir. İltihap geliştikten sonra bunu geri çevirmek çok zordur. Bakteri varlığından dolayı hastanede antibiyotik tedavisi gerekir ancak yeterli değildir. Safra kesesi iltihabın kaynağı olduğundan dolayı ortadan kaldırılması, yani ameliyatla çıkarılması gerekir.
Yağsız süt, yağsız beyaz peynir, yağsız yoğurt tüketilebilir. Kurubaklagil içeren çorbalar tüketilmemelidir fakat süzgeçten geçirilmiş sebze çorbaları, şehriye ve pirinç ilave edilmiş çorbalar, yayla çorbası tüketilebilir. Çiğ ve kabuksuz muz, kayısı, çekirdeksiz üzüm ve elma gibi meyveler tüketilebilir.
Erken teşhiste safra kesesi laparoskopi ile alınır, gecikmiş safra kesesi iltihabı teşhisi durumlarında hastaya damar yolu ile sıvı ve antibiyotik verilir ve iltihabın ilerlemesi engellenmeye çalışılır, 3 aylık tedavinin ardından safra kesesinin çıkarılması gerekir.
Tedavi edilmezse safra kesesinin delinmesi, enfeksiyonun kana yayılması gibi ciddi problemlere yol açabilir. Sarılık: Ana safra kanalının safra taşıyla tıkanmasına bağlı olarak gelişir. Bu komplikasyon tıkanma sarılığı olarak adlandırılır.
Alkali bir sıvı olan safrayı, limon ile sağlıklı bir konuma getirebilirsiniz. Bunun için; 1 adet limonu bir bardağa sıkın ve içerisine bir tutam karbonat ilave edin. Karbonat ekledikten sonra bir kabarma meydana gelir. Kabarma söndükten sonra şiddetli ağrılarda günde 2 defa, hafif ağrılarda günde 1 defa içebilirsiniz.
Safra kesesinde ortaya çıkan herhangi bir rahatsızlık durumunda kişide sarılık, koyu idrar rengi, açık renk dışkı yapma, kan basıncı düşüşü, bulantı ve kusma, hazımsızlık gibi sindirim sorunları, ateş, titreme ve karnın sağ üst kısmında şiddetli ağrı gibi belirtiler görülür.
Elma marmelatı ya da yoğurt ve kefir gibi birçok farklı kaynak safra kesesi problemine karşı etkilidir. Safra kesesi taşı problemi olarak da bilinen bu sorun, fırında patates ya da ızgara balık gibi hafif kaynaklarının tüketilmesi gerektiğini gösterir.
Safra kesesi çamuru söz konusu olduğunda cerrahi yöntem en etkilisidir. Eğer bir hastanın safra kesesinde çamur tespit edilirse en kısa zamanda kesesinin alınması gerekir. Ameliyat öncesinde ERCP olarak adlandırılan ve uyutularak uygulanan endoskopi yöntemiyle safra kesesi temizlenebilir.
Tüm bu besinler, safra kesesi taşı olanlar ne yemeli sorusuna en iyi cevabı vermektedir. Bu besinlerin yanında tahıl, ekmek, makarna ve pirinç gibi besinler de yağlı bir şekilde hazırlanmadan tüketilebilir. Kahvaltıda çay ve kahve gibi içeceklerin yerine sıcak suda limon suyu içebilirsiniz.
Safra kesesi iltihabı düşük oranda tedavisiz bir şekilde kendiliğinden geçer.
Günde 30-40 gram bitter çikolata ve 1 fincan kahve, safra kesesi taşı oluşma riskini azaltıyor. Düzenli spor yapanlarda bu risk yüzde 30 daha azalıyor. Safra kesesi taşı oluşumu, en sık görülen sağlık problemleri arasında yer alıyor.
Limonlu su safra kesesi taşından şikayetçi olanların elinden düşürmemesi gereken bir içecektir. İçme suyuna eklenen limon dilimleri safra kesesi taşının büyümesini ve vücuda zarar vermesini önlemektedir.
Taşın safra kanalını birkaç saat süre ile tıkaması sonrasında bu bölgede enflamatuar (iltihabi) değişiklikler meydana gelir ve bu durum kolesistit olarak isimlendirilir. Eğer bu tabloya enfeksiyon da eklenirse hayatı tehdit edecek çok ciddi problemlere neden olabileceği için dikkatli olunmalıdır.
Safra kesesi ameliyatı riskleri düşünüldüğünde tedavi edilmediği zaman oluşabilecek risklere göre oldukça düşüktür. Her ameliyatta olabileceği gibi ameliyat bölgesinde enfeksiyon riski vardır. Ancak bu oran oldukça düşüktür. Ciddi risk olarak iç organlarda enfeksiyon oluşması sayılabilir.
Safra Kesesi Taşlarında Tanı Nasıl Konur? Safra sistemi hastalıklarında doğru tanıya varabilmek için ayrıntılı tıbbi öykü ve fizik muayene yapılması gerekir. Ardından tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, bilirubin, amilaz ve idrar tahlili ve detaylı görüntüleme için batın ultrasonografisi (USG) yaptırılır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri