Bitkinizin yapraklarında sararma görüyorsanız, bu yaprakları dikkatli bir şekilde budamanız gerekir. Çünkü orta noktadan başlayan sararmalar, kısa süre içinde diğer yapraklara da yayılacaktır. Yaprağı budamak ise, hastalıkların bitkinin tamamına geçmesini engeller.
Bitkinin üzerinde kalan bütün ölü ya da ölmeye yakın olan yapraklar kesilip gövdeden ayrılmalıdır. Ancak bitkinin gövde kısmının 45 derecelik bir açı ile kesilmesi gerekmektedir. Ayrıca mümkün olabildiğince canlı bitki kısmının bırakılmaya çalışılması gerekmektedir.
Sararan yapraklar sadece hastalık durumunda kesilip atılmalıdır. Diğer durumlarda yaprağın kendiliğinden düşesi beklenmelidir. - Mevsimsel nedenlerden dolayı bir sararma görülüyorsa, bir müddet sulamayı azaltabilirsiniz. Örneğin; siklamen çiçeğinin kış sonunda ve bahar başında yaprakları sarabilir.
Massengena yapraklarında kahverengi lekeler oldu.
Eğer yaprakların sadece uçlarında kahverengi kurumalar ve sararmalar var ise yalnızca yaprak uölarını makas ile kesebilirsiniz.
Birçok ev bitkisi musluk suyundaki klor, tuz ve florür gibi maddelere karşı hassastır. Bu hassasiyetlerini de kimi zaman sararan yapraklarıyla belli ederler. Bu durumda en iyi çözüm bitkinizi sulayacağınız suyu bir gece öncesinden musluktan alıp bekletmeniz olacak.
İlgili 26 soru bulundu
Bitkinizin yapraklarında sararma görüyorsanız, bu yaprakları dikkatli bir şekilde budamanız gerekir. Çünkü orta noktadan başlayan sararmalar, kısa süre içinde diğer yapraklara da yayılacaktır. Yaprağı budamak ise, hastalıkların bitkinin tamamına geçmesini engeller.
Bu yüzden azot noksanlığında yapraklarda kloroz görülür. Kloroz yaprağın yeşil rengini kaybederek sararması anlamına gelmektedir. Azot noksanlığında yapraklarda görülen kloroz, bütün yaprağın homojen bir şekilde sararması şeklinde ortaya çıkar. Sararma ilk önce yaşlı yapraklarda görülür.
Kloroz olarak bilinen sararma, bir şey bitkinizin klorofil pigmentine zarar verdiğinde meydana gelir. Bu pigment bitkinin güzel yeşil renginin sağlayan pigmenttir. İyi haber şu ki, sarı yapraklar bitkilerin yardıma ihtiyacı olduğunu size bildirir.
Ancak, sonbahar ve kış aylarında fotosentezin gerçekleşmesi için yeterli ışık ve su bulunmadığından yapraklardaki klorofil seviyesi azalır ve diğer renk pigmentleri açığa çıkmaya başlar. Bunlar; yapraklara sarı rengi veren ksantofil, turuncu rengi veren karotin ve kırmızı rengi veren antosiyanindir.
Nemsiz bir ortam bitkinin solmasına neden olabilir. Nemsiz kaldığında önce en alt bölgedeki yapraklarda sararma ve kuruma görülür. Bu tür durumlarda bu yaprakları temizlemek ve bitkiyi tazelemek doğru bir işlem olur. Bitkiyi nemli tutmak adına yapraklarına her gün sprey ile su sıkılması tavsiye edilir.
Toprakta yeteri kadar vitamin ve mineral olmaması çiçeklerin yapraklarında sararmaya neden olur. Topraktan yeteri kadar beslenemeyen kökler gövdeye de besin ulaştıramaz. Bu durumda besin takviyeleri veya toprak değişimi yapılması gerekir. Her çiçeğin hava, ışık ve su ihtiyacı diğerlerine göre farklıdır.
yapraklarda homojen bir sararma vardır. Bu durum azot noksanlığına çok benzemektedir. Fakat azot noksanlığında yapraklarda görülen sararma önce yaşlı yapraklarda ortaya çıkarken, kükürt noksanlığında yapraklarda görülen sararma genç yapraklarda ortaya çıkmaktadır.
Solmuş çiçeklerinizi aslında canlandırmanız mümkün. Solmuş çiçeğin dibine organik maddeler karıştırarak çiçeği canlandırabilirsiniz. Kompost, yaprak, çiftlik gübresi, gübre yaprakları gibi organik maddeler karıştırılmalı ve toprağa eklenmelidir. Toprağın düzenli olarak havalandırılması da çiçeği sevindirecektir.
Kökleri Nazikçe Ayırın Ve Nefes Almasına Yardımcı Olun
Ölmek üzere olan bitkinizi kurtarmak için saksısını değiştirdikten sonra bitkinin köklerini hava alması için ayırmanız gerekir. Bitkilerin besin maddelerini ve suyu daha iyi emebilmeleri için köklerinin düzenli aralıklarla temizlenmesi gerekir.
Bitkiler yaşlandıkça alt yaprakları genellikle sararır ve düşer. Bu, bitkinizin hasta olduğu anlamına gelmez. Bu sadece, alt yaprakların artık daha yüksek yapraklar tarafından gölgelendiği ve bitkinin artık ihtiyaç duymadığı anlamına gelir.
Tek yapmanız gereken 2 çay kaşığı sirke ve 2 çay kaşığı şekeri çiçeklerinizin bulunduğu suya eklemek. 2-3 günde bir sirkeli suyunuzu yenileyip çiçek aranjmanınızın ömrünü biraz daha uzatmanız mümkün.
Sonbaharda ağaçların yaprakları sararır ve dökülür.
Yaprak temizliği: Yaprakları tozlanmış veya kirli olan bitkilerin yapraklarına düzenli olarak hafifçe nemli bir bezle veya süngerle silmek, bitkilerin fotosentezi için daha iyi bir şekilde çalışmasına yardımcı olur.
Bitkilerin yapraklarının temizlenmesi oldukça önemlidir. Bitkilerin yapraklarının her daim temiz tutulması ile bitkinin düzgün nefes almasına yardımcı olunur. Havada bulunan tozlar ya da zehirli maddeler yaprak yüzeyinde birikebilir ve bu birikme sonucunda bitkilerin alacağı ışık miktarında düşüş yaşanır.
Eski yaprak veya yapraklar sararmış ancak yeni olanlar oldukça canlı ve sağlıklı görünüyorsa, endişe etmeden sararan yaprağın düşmesini beklemek gerekir çünkü doğal süreç içerisinde sararan yapraklar bir daha yeşil renge dönmeyecektir.
Randımanlı ve sağlıklı çiçek gelişimi için ihtiyaç olan altı ana besin maddesi karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor ve potasyumdur. Bunların ilk üç tanesi su ve hava içindedir. Son üç tanesiyse topraktan temin edilmektedir.
Yapraklarında maruz kaldıkları ısı değişiminden dolayı renklerinde ve dokularında birtakım değişiklikler oluşmaktadır. Bu değişiklikler yaprağın yapısında kalıcı değişikliğe neden olduğu için yaprağın kimyasal bir değişime maruz kaldığı belirtilmektedir.
Azot noksanlığında bitkilerde, büyüme ve gelişme hızlı bir şekilde yavaşlar, bitki küçük kalır. Sürgün sayısı az ve sürgün boyu normalden kısadır. İlerlemiş azot noksanlığında sürgünler kıvrılarak aşağı doğru büyür. Yapraklar küçülerek vaktinden önce dökülür ve ağır kloroz (sararma) görülür.
Ev ortamında yetiştirilen bitkiler gündüz süresinin kısalması ile beraber havadaki nemin, sıcaklığın ve güneş ışınlarının oranının farklılaşmasıyla bünyeleri için yeteri kadar fotosentezi sağlayamadıklarında bitkinin kendisi için fazla mühim olmayan yaprak kısımlarını dökebilirler.
Fideler dikildikten sonra ilk verilen can suyundan ilk meyveler görülünceye kadar ki dönemde çok olmamak koşuluyla günde 1-2 kez su verilmelidir. Bu dönemde fazla sulama yapılması meyvelerin sararmasına (boğulmasına) neden olur. Bundan sonra su büyük önem kazanır ve mümkünse her 3-4 günde bir sulama yapılmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri