Bir olayın gerçekleşmesine ya da sonuçlanmasına katkı sağlayan faktörlere sebep denir. Sebep kelimesinin sözlük anlamı iptir.
Sözlükte “yol, ip, kendisiyle herhangi bir maksada ulaşılan vasıta; şefaatçi” anlamlarına gelen sebeb (çoğulu esbâb) (Lisânü'l-ʿArab, “sbb” md.; Tehânevî, I, 626), fıkıh usulü terimi olarak şâriin varlığını hükmün varlığına ve yokluğunu hükmün yokluğuna alâmet kıldığı durumu/niteliği ifade eder.
Orijinal dilinde ''behane'' şeklinde yazılan bahane kelimesi, Türkçeye, Farsçadan geçmiştir. Bir şeyin göz ardı edilen gerçek nedeni dışında öne sürülen nedene bahane denir.
olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak.
İllet ve sepep, ikisi aynı anlamda da kulanılabilir. Ancak aralarında şöyle bir farkın olduğunu söylemek mümkündür: İllet, bir şeyin esas veya ana nedeni iken; sebep ise görünen nedenidir. Mesela, devlet memurları maaşlarını bankadan alırar; aslında ücretleri veren devlettir.
İlgili 40 soru bulundu
İlletin terim anlamı için birçok tarif yapılmış olup bunları, “hükmü gösteren veya gerekli kılan yahut hükmün kendisine bağlandığı durum, vasıf, mâna, gerekçe” şeklinde özetlemek mümkündür.
İllet Kavramı İllet, bir şeyin varlık veya mahiyetinde kendisine ihtiyaç duyduğudur.7 Tûsî illeti, “ortaya çıkmak ve meydana gelmek” anlamında sudur kavramı üzerinden tanımlar. Buna göre illet, kendisinden bitişik ya da ayrık olarak bir şeyin meydana geldiği şeydir. İlletin meydana getirdiği şeye malul denir.
Eş anlamlı kelimeler yerine anlamdaş veya yakın anlamlı kelimeler de kullanılabilir. Sebep kelimesi eş anlamlısı ve anlamdaşı neden kelimesidir.
Neden sözcüğü ise Türkçedir. Türk Dil Kurumu'nda neden sözcüğü, bir olguyu doğuran ve bir başka olguyu sorgulamak için kullanılan bir söz şeklinde açıklanmıştır. Aynı zamanda bir olguyu veya vaziyeti gerektiren, meydana getiren başka durum veya olay, sebep anlamına da gelmektedir.
Bazı birleşik fiiller zamanla deyim haline gelmiştir. Bu kalıplaşmış sözler, dilde anlam zenginliği yaratan ifadelerdir. Türkçenin zenginliğine katkıda bulunan sözlerden biri de Sebep olmak ifadesidir.
Önemli: Bahane bulmada gerekçe var, yansıtma da suçlama vardır. Kişi suçu yansıtmada kişilere, neden bulmada ise çevresel faktörlere bağlar.
bahane - Nişanyan Sözlük. Farsça bahāne بهانه “gerçek gerekçeyi gizlemek için ileri sürülen sebep” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen vahānag sözcüğünden evrilmiştir.
Yavaş Ağır Bulmacadaki Anlamı
Yavaş ağır kelimesinin anlamı sözcüğün kendisinden de anlaşılacağı üzere hızlı olmayandır.
Bir olayın gerçek sebebi; bir şeyi etkileyen, oluşturan, meydana getiren âmil, illet anlamında felsefe terimi. Kâinatta olup biten her hadisenin maddî veya mânevî sebeplerin zorunlu sonucu olduğunu ileri süren felsefî doktrin. Her hadisenin bir sebebi olduğunu ifade eden felsefe ve kelâm terimi.
Her şeyin sebeplerle meydana geldiği bir âlemde yaşıyoruz. Yağmur buluttan, meyve ağaçtan, insanlar anne ve babadan bu âleme geliyorlar.
"Zahir" ismi, Arapça kökenli bir isim olup "parlak", "göz alıcı" ve "açıkça görünen" anlamlarına gelir.
Sebep kelimesinin yakın anlamı bulunmaktadır. Kelimenin eş anlamlısı neden kelimesidir.
Sebep Kelimesinin Zıt Anlamlısı Nedir? Kelimelerin zıt anlamlısına bakarken olumsuzuna değil anlamca karşıtına bakıyorduk. Bundan hareketle sebep kelimesinin anlamca karşıtı da sonuçtur. Yani sebep kelimesinin zıt anlamlısı ''sonuç'' kelimesidir.
Neden kelimesinin eş anlamlı kelimesi sebep kelimesidir. Aynı anlam barındırdığı için neden kelimesi yerine sebep kelimesi de kullanılabilir.
sebep; olayın ya da sürecin başlamasına vesile olan tözdür . neden; sebebin veya ardılı sürecin özünü sorgulayandır. nedenin; bahane, mazeret veya gerekçeler bulup, sebebe ulaşmadan arayışı sonlandırabildiği de olur. yani, "demek ki nedeni buymuş" dediğimizde ulaşılan sonuç, sebep olmayabilir.
Bu kelimenin doğru kullanımı sebep şeklinde olmalıdır.
Türkçede “baş, kafa, ser” kelimeleri eş anlamlı olarak birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.
Madde 44- Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hâsıl olan arızalar veya dûçar oldukları tedavisi imkânsız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (Malûl) denir ve haklarında bu kanunun malûllüğe ait hükümleri uygulanır.
Kamu görevlileri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60'ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalılar malul sayılır.
İlletin terim anlamı için birçok tarif yapılmış olup bunları, "hükmü gösteren veya gerekli kılan yahut hükmün kendisine bağlandığı durum, vasıf, mâna, gerekçe" şeklinde özetlemek mümkündür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri