Yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılıyor ki şeker tüketimi hafızayı zayıflatıyor. Aynı zamanda fazla şeker tüketimi dikkat bozukluğu ve öğrenme güçlüğüne de yol açıyor. Şeker tüketen bir kişi şeker tüketmeyen bir insana göre çok daha fazla kansere yakalanıyor. Dişlerin çürümesine yol açıyor.
Fazla şeker vücutta insülin hassasiyetini azaltır. Bu da insülin direncine ve ardından tip 2 diyabet, obezite gibi metabolik hastalıkların meydana gelmesine sebep olabilir. Şeker zararları kalp hastalıkları riskini de artırmasıyla daha da ciddi bir hal alır. Yüksek şeker ve kalori alımı vücutta yağ olarak depolanır.
BAYRAMDA ŞEKER KOMASINA GİRMEYİN
Bu nedenle fazla miktarda tüketilen şekerli besinler, insülin yokluğunda ya da insülinin beklenen işlevi göstermemesi durumunda kan şekerinin önerilen düzeylerin üzerine çıkmasına neden olur. Glikoz, enerji olarak vücutta kullanılmadan daha çok idrarla atılır.
Şeker günlük hayatta sıklıkla tüketilen ancak fazla tüketilmesi sonucunda insan sağlığına olumsuz etkileri bulunan bir gıdadır. Fazla şeker tüketimi kilo alımına sebebiyet verir. Beyne ve böbreklere zarar verir. Karaciğer yağlanmasına ve dişlerde çürümelere sebep olur.
Glikoz, hayati bir enerji kaynağı olarak beynimizi besler, bilişsel işlevi destekler ve genel uyanıklığı artırır. Ölçülü miktarda şeker tüketmek ayrıca hızlı bir enerji patlaması sağlayarak yoğun fiziksel aktiviteler sırasında veya uzun süreli efordan sonra toparlanma sırasında faydalı olabilir.
İlgili 43 soru bulundu
Hareketsiz yaşam ve yüksek karbonhidrat, şeker tüketimi sinir uçlarının hasarına yol açmaktadır. Şeker tüketiminin azaltılmasıyla sinir uçlarının iletimi artar, vücutta enerji döngüsü içiin gereken minerallerin emilimi ve kullanımı daha aktif hale gelir.
Örneğin günlük enerji ihtiyacınız 2000 kalori ise; en fazla 12 çay kaşığı, yani 48 gram şeker tüketme hakkınız bulunmaktadır. Genel öneriler ise; erkeklerde en fazla 6 tatlı kaşığı (36 gram) ve kadınlarda 4 tatlı kaşığı (24 gram) şeker tüketimidir.
Akneler, tahriş olmuş bölgeler ve ince kırışıklıklarınız gözle görülür seviyede azalacak. Daha da iyisi kalp krizi, inme ve diyabet gibi önlenebilir hastalıkların genel riski de düşüşe geçecektir. Kısacası şekeri bırakınca yaşam kalitenizi ve yaşam sürenizi artırmış olacaksınız.
Kontrol altında olmayan şeker hastalığı, “diyabetik gastroparazı” adı verilen midenin hareketini bozarak; bulantı, kusma ve şişkinliğe neden olur. İnce bağırsak sisteminde “otonom nöropati” yani şeker hastalığının sinirleri etkilemesi sonucu bağırsak hareketi bozuklukları ve buna bağlı ishaller görülebilir.
Bu kadar çok şeker tüketimi, kalp hastalığından ölme riskini iki kat artırıyor. Fazla şeker kan basıncınızı yükseltir veya kan dolaşımına daha fazla yağ salgılar. Her ikisi de kalp krizi, felç ve diğer kalp hastalıklarına yol açabilir. Özellikle şekerli içecekler, tip 2 diyabet olasılığınızı artırabilir.
Sıvı tüketimi, böbreklerden idrar çıkışını artırarak kandaki fazla şekerin vücuttan atılmasını sağlayabilir. Sıvı tüketiminde dikkat edilecek nokta ise şekerli içeceklerden uzak durulması gerektiğidir. Vücudun sıvı ihtiyacının; su, soda gibi içeceklerden karşılanması faydalı olacaktır.
Baş ve karın ağrısı, solukluk, bulanık görmeye başlama, konuşma zorluğu, uyuşukluk, terleme, taşikardi (kalp atım hızının artması) orta şiddetteki hipoglisemiye işaret ederken, ağır hipoglisemide şeker düzeyi 50 mg/dl'nin çok daha altına düşer ve beynin şekersiz kalması sonucunda bilinç kaybı oluşabilir.
Tatlı yedikten sonra kısa bir süre sonra acıkma hissi oluşur. Bunun önüne geçmek için sirke tüketmek gerekir. Asetik asit sayesinde, mide boşalması hemen gerçekleşmez, açlık hissi baskılanır, böylece kilo alımı azalır. Vücudumuzda hem iyi hem de kötü bakteriler vardır.
Sabit kan şekeri seviyelerine sahip olduğunuzda, özellikle inatçı karın yağları başta olmak üzere vücudunuzdaki yağ oranı azalır. 6 ay şeker tüketmemek sizi hem daha fit ve sağlıklı hale getirir hem de tip 3 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve erken yaşlanma risklerinden uzaklaştırır.
Şeker hastalığı olan erkeklerde en sık görülen cinsel sorun sertleşme güçlükleridir. Hastalığa bağlı damar, kas dokusu ve sinir hücrelerindeki bozukluklar sertleşme bozukluğunun sebepleridir. Özellikle daha yaşlı, hastalık süresi uzun olan ve sigara içen şeker hastalarında daha çok sertleşme zorlukları olmaktadır.
Ancak doğal şeker içeren besinlerden elde edilen toz, küp ya da glikoz şurupları kan dolaşımına direkt katılarak kan şekerinde ani yükselmelere neden olabilir. Ayrıca diyet ile yüksek miktarda şeker alınması, günlük kalori alımına katkıda bulunarak obezite, diş çürükleri ve diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Diyabete bağlı böbrek hastalığında böbrek fonksiyonlarının %75'i kaybedilene kadar normal idrar çıkışı olabilir. Hastalarda vücutta şişme, nefes darlığı, halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülmeye başladığında genellikle böbrek yetmezliği ilerlemiş durumdadır.
Diyabet, başta kalp, göz ve böbrek olmak üzere vücudun tüm damar sistemlerini etkiler. Diyabeti olanların kalp damar hastalığına yakalanma riski erkeklerde yaklaşık 2-3, kadınlarda ise 4-5 kat daha fazladır.
Yoğun şeker tüketimi insülin direncini tetikleyerek tip 2 diyabet riskini artırır. Bu durum da obeziteyi beraberinde getirir. Medicine enstitüsü raporuna göre şeker kan trigliserit ve LDL kolesterolü yükselmesine neden olarak kalp hastalığı riskini, fazla trigliserid birikmesi ise karaciğer yağlanmasını artırmaktadır.
Vücuttaki ödem oranını azaltır. Kronik hastalık riskini azaltır. Psikolojik olarak iyi hissetmenize yardımcı olur. Uyku problemlerini düzene sokmaya yardımcı olur.
BİR HAFTA SONRA
Vücut şeker alamadığı için insülin seviyesinde değişim yaşar ve kendini iyileştirmeye başlar. Gottfried'e göre vücutta ilk 72 saat içerisindeki insülin seviyesi stabil kalırsa vücudunuzda yağ depolamada yer alan diğer hormonlar da normal seviyelere gelmeye başlar.
21 gün şekersiz diyeti şeker içeriği düşük sebzeler, yeşil yapraklılar, et, yumurta, yağlı tohumlar ve yağdan oluşan 21 günlük bir beslenme planıdır ve bu diyette amaç, 21 gün boyunca sıfır şeker tüketimidir.
Bu kadar az bileşen barındırmasına rağmen özellikle de çok sık olarak tüketildiğinde kola, pek çok sağlık sorununa zemin hazırlayabilir. Soğuk ve gazlı olması, kolanın içimi esnasında içerdiği şekerin çok fazla algılanmamasına neden olsa da aslında bir bardak kolanın içerisinde yaklaşık olarak 28 gram şeker yer alır.
Yemek yediğimizde basit şeker glikoz bağırsaklarımızdan emilerek kana karışır ve vücudumuzdaki bütün hücrelere dağıtılır. Nöron adı verilen yüz milyar adet sinir hücresi için tek besin kaynağını sağladığı için glikoz özellikle beyin açısından büyük önem taşır.
Lif ve vitaminlerinden faydalanmanın en iyi yolu, elmayı mevsiminde tazeyken kabuklarıyla birlikte tüketmektir. Malum bir klişe olsa da vitamini kabuğunda! Elma şeker oranı: Orta boy bir elmada (100 gram için) 10 gram şeker bulunur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri