Kan sulandırıcı bitkiler arasında zencefil, zerdeçal, ıhlamur, kırmızıbiber, üzüm çekirdeği, papatya ve tarçın en önde gelenlerdir. Bu bitkilerin taze formları, toz halindeki baharat formları ya da bitki çayı formlarının hepsinde kan sulandırıcı etki olup çok dikkatli kullanılmalıdır.
Erdem Yeşilada, özellikle kış aylarında sıklıkla kullanılan ve faydaları saymakla bitmeyen tarçının aşırı tüketiminde insan vücudu için bazı riskler taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Yeşilada, "Tarçında bulunan 'kumarin' adlı madde kanı sulandırdığı için beyin kanamasına neden olabiliyor" dedi.
Kış aylarında sıkça tüketilen tarçının aşırı kullanılması halinde bazı sağlık problemlerine yol açtığını belirten Fitoterapi Uzmanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, Tarçında bulunan 'kumarin' adlı maddenin kanı sulandırdığı gerekçesiyle beyin kanamasına yol açtığını söyledi.
ZENCEFİL, ZERDEÇAL, IHLAMUR VE TARÇINA DİKKAT
Sarımsakta bulunan ajoen maddesinin de kan sulandırıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca yüksek doz E vitamini içeren kabak çekirdeği, somon ve hamsi, maydanoz, ıspanak ve avokado gibi gıdalardan fazla tüketmek de kan sulandırıcı etkiye neden olur.”
Ancak tarçının vücut için alışkanlık haline gelen bir özelliği vardır ve bu da zamanla sindirim sisteminde olumsuz bir etki oluşturur. Kullanım miktarına dikkat edilmeyen tarçın, zamanla mide ve bağırsaklarda problemler oluşturabilir ve aşırı tüketim sonucunda kabızlığa neden olabilir.
İlgili 17 soru bulundu
Tarçını Kimler Kullanamaz? Düşük şekeri olan bireyler, tarçına alerjisi bulunan kişilerin kullanmaması tavsiye edilmiştir. Tarçın, fazla kullanılmasa bile, kaşıntı ve mide ülserine neden olabilir.
Soğuk algınlığı, bronşit ve grip gibi durumlarda faydalı olabilir. Antimikrobiyal özellikle göstermesi, HIV virüsü ile savaşmada da yardımcı olabilir. Ayrıca antimikrobiyal etkisi tarçını vajinal mantar enfeksiyonlara karşı da değerli bir besin haline getirir.
Pıhtı atmasını önlemek için sağlıklı yaşam önerileri
Damarlara baktırmak çok etkili. Rutin tetkikleri yaptırıp düzenli beslenmek ve yağsız gıdalarla, şeker tuz alımını minimale indirgeyerek beslenmek gerekir. Egzersiz, yürüyüş ve spor yapmak kolesterol ve yağ oranını azaltıyor.
Kanın pıhtılaşmasını önlemek amacı ile doktorunuz tarafından önerilen kan sulandırıcı ilaçlar, kanın pıhtılaşmasını sağlayan K vitamini aktivitesini azaltarak pıhtı oluşumunu engeller. Bu ilaçlar warfarin, coraspirin, ecopirin gibi etken maddeler içerir ve genel olarak coumadin adıyla tanınırlar.
Bazı kan sulandıran besinler arasında sarımsak, soğan, zencefil, kırmızı biber, çilek, domates, kivi, ıspanak, avokado ve badem bulunur. Bu besinler, içerdikleri antioksidanlar, flavonoidler ve omega-3 yağ asitleri gibi maddelerle kanın akışkanlığını arttırır ve pıhtılaşmayı önler.
Tarçın kalp damar sistemini güçlendirir. Tarçında bulunana kalsiyum ve lif kalp hastalıklarına karşı bir koruma sağlar. Biraz tarçın koroner damar hastalığında ve yüksek tansiyonda yardımcı olur.
Tablet şeklinde kullanıldığında, pek çok çalışmada yan etkilerden kaçınmak için tarçının genellikle karbonhidrat açısından zengin bir yemekle birlikte alınan günlük 500 miligram ile 6 gram (1 çay kaşığı) arasında tüketilmesi tavsiye edilir.
Günümüzde toz tarçın yerine kabuk tarçın daha sık kullanılmaktadır. Çünkü kabuk tarçının ömrü toz tarçına göre çok daha uzundur. Bunun yanında içeriğinde uçucu yağlar da barındırmaktadır. Kabuk tarçınlarının toz haline getirilmesi ile uçucu yağ özelliği de ortadan kalkmış olur.
Tarçınlı su kürü en fazla 15 gün boyunca uygulanmalı, daha sonra mutlaka ara verilmelidir. Aksi takdirde vücutta yarardan çok zararları ortaya çıkacaktır. Cerrahi operasyon geçirecek olan kişilerin tarçınlı suyu en az 15 gün önceden bırakması gerekir. Tansiyon hastalarına önerilmemektedir.
İbrahim Saraçoğlu kanda pıhtılaşma sorununa karşı limon suyunu önermektedir. Yarım bardak suya ekleyeceğiniz 1 yemek kaşığı limon suyunu her gün düzenli tüketebilirsiniz. Kanı en çok ne sulandırır diye düşünüyor ve ekşi tadı seviyorsanız limonu ve limon suyunu tüketmeniz gayet keyifli bir seçenek olacaktır.
Kan pıhtılaşmasının tedavisi ilaç ile yapılmaktadır. Kan sulandırıcı ilaçlar, kişiye ağız yolu ile verilebilir ya da deri altından enjekte de edilebilir. Ama unutulmamalıdır ki; bu ilaçlar kanama oluşturabileceği için kontrollü bir şekilde alınmalıdır.
En önemli belirtiler ani başlayan nefes darlığı, sık soluk alma, göğüs ağrısı, çarpıntı ve kan tükürme şikâyetidir. Göğüs ağrısı hastanın nefes almasını engeller ve bıçak saplanır tarzdadır. Öksürük nadir de olsa görülür. Yine bacakta ağrı, şişlik ve ısı artışı olabilir.
Vücutta denge kaybının yanı sıra bilinçte bulanıklık veya bilinç kaybı, zaman zaman uyku hali gözlemlenebilir. Görmede ve konuşmada zorlanmalar, yüzde mimik kaybı gibi belirtiler de bulunabilir. Özellikle vücutta güçsüzlük ve yüzde mimik kaybının tek taraflı olması pıhtı ihtimalini düşündürür.
3) Kan pulcukları (trombositler):
En önemli özellikleri; biçimsel değişme ve yapışkanlık göstermeleridir. Kanın pıhtılaşmasını uyarıp, damarlardaki çatlakların onarılmasını sağlar ve kanın damar dışına çıkmasına engel olurlar. Trombositler damar yaralanmalarında, damarın iç yüzüne yapışarak yaralı bölgeyi tıkarlar.
Kanda fibrin adı verilen proteinler, trombositlerle biraraya gelerek kan pıhtısını oluşturur. Bu süreç kan kaybını yavaşlatıp, aşırı kan kaybını önlediğinden vücut için hayati önem taşır. Kanama durup, vücuttaki tehlike sinyali geçtikten sonra, kandaki pıhtılar parçalanır ve vücuttan uzaklaştırılır.
Konuya genel bir yanıt vermek gerekirse evet pıhtı atması sonucu gelişen felç düzelebilir. Kaybolan vücut fonksiyonları zamanla geri gelebilir.
Dünya üzerindeki her dört ölümden birinin nedeni olan venöz tromboemboli hastalığından korunmada da ise hareket etmek, özellikle de düzenli yürüyüş yapmak önemli rol oynuyor. Venöz tromboemboli hastalığı, derin yerleşimli toplardamarlarda kanın pıhtılaşması ile damarların tıkanması anlamına geliyor.
Total kolesterol, LDL kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düşürülmesine ve iyi kolesterol olarak bilinen HDL kolesterolün yükseltilmesine yardımcı olan tarçın, düzenli olarak tüketildiğinde hem diyabet hem de kardiyovasküler hastalıklara karşı büyük bir koruma sağlar.
Tarçın çayının içerisindeki antioksidanlar vücut bağışıklığını güçlendirir. Enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltır. Diş eti hastalıklarına karşı olumlu etkiye sahiptir. Tarçın çayının doğal yapısında yer alan aldehit bileşiği pıhtılaşmayı engeller.
Tarçının en önemli faydalarından biri de şeker ihtiyacını karşılayıcı özelliği sahip olmasıdır. BİR ÇUBUK TARÇIN KAÇ KEZ KULLANILIR? Kabuk tarçın 1 kereden fazla kullanılmaz diye düşünülebilir ancak 1 den fazla tüketimi mümkündür. 1 adet çubuk tarçının 3 veya 4 kez kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri