Tegaddî etmek: Beslenmek.
öne geçme, ilerleme.
tevdi' / tevdî' / تودیع / تَوْد۪يعْ
Emanet vermek, bırakmak. Misafirin veda etmesi. Giderken kalanlara: Allah'a ısmarladık gibi veda etmesi, bolluk hoşluk duasıyla bırakıp gitmesi.
tegafül / تغافل
Bilmez görünmek, anlamazlıktan gelmek. Kasden kendisini gafil göstermek.
tecdid / tecdîd / تجدید
Yenileme. Yenilenme. Tazelenme.
İlgili 39 soru bulundu
Dilimize Arapçadan geçen müceddid kelimesi tecdit etmek fiilinden türetilmiştir. Tecdit etmek, yenilemek, düzenlemek, yeniden yorumlamak ve değiştirmek anlamına gelir. Müceddid ise değiştiren ve yenileyen kimse demektir. İslam literatüründe bu kelime terim anlamında kullanılır.
tehziz / tehzîz / تهزیز
(Çoğulu: Tehzizât) Hafif titreme, hareket ettirme. Deprendirme.
Tevellüt kelimesi Arapça kökenli bir sözcüktür. Bu sözcük insanın doğumu ile beraber doğmuş olduğu zamanı ele alır. Bu anlam üzerinden günümüzde Türkçede hala geçerli olarak kullanılır.
TENÂVÜL. (ﺗﻨﺎﻭﻝ) i. (Ar. nevl “elde etmek”ten tenāvul) Yeme içme: “Teklîf-i tenâvül.” Gerdûneye de olup nihâde / Envâ-ı çerez tenâvül eyler (Fâzıl A. Aykaç).
(ﻃﻨّﺎﺯ) sıf. ve i. (Ar. ṭanz “alaya almak, istihzâ etmek”ten ṭannāz) Herkesle eğlenen, alay eden, alaycı (kimse): Öldüren âşıkları ol serv-i nâzın nâzıdır / Şûhtur gāyette kâfir âlemin tannâzıdır (Rûhî-i Bağdâdî).
Teveccüh, yönelmek demektir. Bir tasavvuf terimidir. Tasavvufta teveccüh, şeyhin, bütün manevî gücünü adeta bir aşılama sebep olacak şekilde müridin kalbi üzerine yöneltmesi ve aktarmasıdır. Camide toplanıp sırt sırta oturulur ve mürşit, sufilere tek tek teveccüh eder.
Tecziye etmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: cezalandırmak.
''Vez'' kökünden türetilmiş olan tevzi etmek kelimesi dilimize Arapçadan geçmiştir. Vez, dağıtmak, vermek, iletmek anlamına gelirken, tevzi etmek fiilinin ilk anlamı bir şeyi sahibine geri vermektir.
Dilimize Arapçadan geçen tekebbür kelimesi kebir kelimesinden türetilmiştir. Kebir, büyük ve yüce anlamına gelirken, tekebbür büyüklenmek ve üstünlük taslamak demektir. Aynı kökten türeyen kibir ise kendini diğer insanlardan üstün görmek ve başkalarını küçümsemek manasına gelir.
Teşne olmak bir şeyi çok fazla istemek, can atmak gibi anlamlara gelir. Kelimenin ikinci anlamı ise susuzluk çekmektir.
Açıklamalar. Tengri (Eski Türkçe): Gök (tanrısı). Eski Türkçe kaynaklarda Gök anlamına geliyor. Aynı cümle bilinmeyen bir zamandan beri bugünkü anlamı ile Tanrı biçiminde kullanılıyor.
teavün / teâvün / تعاون / تَعَاوُنْ
Yardımlaşmak. Birbirine muâvenet etmek.
tenakuz / tenâkuz / تناقض / تَنَاقُضْ
Sözün birbirini tutmaması. Konuşmada beyan edilen söz ve fikirlerin birbirine zıt olması.
tekasül / tekâsül / تكاسل / تَكَاسُلْ
Üşenmek. Gevşeklik. İhtimamsız davranmak. Tembellik.
Mütevellit kelimesi bir olayın ortaya çıkması sebebiyle oluşan sonuca kaynak göstermek niyetiyle kullanılmaktadır. Örneğin kar yağmasından mütevellit bu çığ sonucu oluştu cümlesinde mütevellit ortaya çıkma nedenini belirtmek için kullanılmaktadır.
Külliyen TDK sözlük anlamı şu şekildedir: zarf,eskimiş Bütünüyle, tamamıyla, tamamen.
DERAKAP – DERAKAB
(ﺩﺭﻋﻘﺐ) zf. (Fars. der- eki ve Ar. 'aḳab “arka” ile der-'aḳab) Hemen, hemen arkasından, arkası sıra, akabinde: Fakat Nihat'ın hayat verici huzûru bu siyah endîşeleri derakap dağıtırdı (Hüseyin C. Yalçın).
ezkiya / ezkiyâ / اذكيا
Saf, temiz, iyi halli kimseler.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Müşerref kelimesi, ''teşrif'' kökünden türetilmiştir. Teşrif etmek, birisini onurlandırmak ve şeref vermek anlamına gelirken, müşerref sözcüğü de şerefli demektir. Bu kelime genellikle biriyle tanıştıktan sonra nezaket ifadesi olarak kullanılır.
Zihin açıklığı, çabuk kavrayış ve anlayış.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri