- Mide ve bağırsak sağlığına iyi gelir, ayrıca sindirim sistemini kuvvetlendirir. - Kalsiyum açısından zengin olduğu için kemiklerin güçlenmesine katkı verir. - Antimantar ile iltihap giderici bir etkiye sahiptir. - Virüs ya da bakteri gibi bulaşıcı hastalıklara karşı koruma oluşturur.
Kalsiyum anlamında güçlü bir besin olarak değerlendirilen tereyağının kemik gelişimi üzerinde etkisi güçlüdür. Antimantar olarak görülür ve vücuttaki iltihabın giderilmesinde etkilidir. Virüs ve bakteri gibi bulaşıcı hastalıklara karşı koruma sağlar. Kötü kolesterolün düşmesi ve dengede kalmasında yardımcı olur.
TEREYAĞININ KARACİĞERE ZARARLARI
Tereyağı kullanımının karaciğere zarar verdiği birçok kişinin dilinde olan bir sözdür. Tereyağını çok tüketmek karaciğerinde yağ bezelerinin oluşmasına sebep olur. Bu yağ bezeleri ise ciltte hastalıklar oluşmasına sebep olur. Bu yüzden elden geldiğince tereyağı kullanımı azaltılmalıdır.
Tereyağı mide ve bağırsaklarda meydana gelen rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Bu tip hastalıkların ortaya çıkmasına karşı koruyan tereyağı mideyi rahatlatmak konusunda da yardımcı olmaktadır. Bu sebeple vücut için yeterli miktarda tereyağı tüketilmesi oldukça önemlidir.
Peki lezzeti, görüntüsü ve kokusuyla mutfağımızın baş tacı olan tereyağını nasıl ve ne kadar tüketmeliyiz? Bir insanın günde en fazla 1 yemek kaşığı tereyağı tüketmesi normal ve sağlıklı olanıdır.
İlgili 16 soru bulundu
Medimagazin'de yer alan ve PloS One'da yayımlanan araştırmaya göre, tereyağı tüketimi herhangi bir kardiyovasküler hastalık (KVH), koroner kalp rahatsızlığı ve inmede artışa neden olmuyor, yanı sıra tip 2 diyabeti de bir miktar azaltıyor.
Bağışıklık Sistemi: Bal ve tereyağı, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olan bileşenler içerir. Bal, antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri sayesinde enfeksiyonlarla savaşırken, tereyağındaki A vitamini ve antioksidanlar bağışıklık sistemini destekler.
Vitamin ve mineral bakımından oldukça zengindir. Özellikle A vitamini yüksek miktarda bulunur. D vitamini açısından önemli bir besindir. Aynı zamanda E, B12, K12 vitaminlerine de sahiptir.
Tereyağı, tiroid bezlerini koruyucu etki gösterir.
Tiroid bezi sorunlarının oluşumu ise, vücutta gelişen A vitamini eksikliğidir. Tereyağı ise, içermiş olduğu A vitaminin yardımı ile vücudun endokrin sistemini ve dolayısı ile tiroid bezlerini koruyucu etki gösterir.
Dr. Spencer Proctor ve Flora Wang'in yaptığı araştırmalar, tereyağı gibi doğal yağların sağlık için çok faydalı olduğunu gösterdi. Araştırma sonucuna göre; tereyağı kalp krizi riskini düşürüyor, şeker hastalığı ve obezite tedavisine yardımcı oluyor, kolesterole iyi geliyor.
- Bol Su Tüketmek: Karaciğerin temizlenmesinin ve yenilenmesinin en önemli yolu, gün içerisinde en az 6 ile 8 bardak su tüketmektir. Bunun dışında böbrek sağlığı açısından oldukça önemli olan su, vücudun her zaman nemli olmasına destek olur. Su içmek; karaciğerin temizlenmesinin en önemli yoludur.
Aşırı tüketilen bazı maddeler karaciğere ağır hasar verebilir. Bu nedenle alkol, katı (doymuş) yağlar, kızarmış yiyecekleri fazla tüketmemek, aşırı şeker ve tuzdan da kaçınmak gerekir. Karaciğerin işlevlerinden biri de şekeri yağa dönüştürmektir. Fazla şeker tüketimi karaciğer yağlanması riskini artırır.
Özellikle yağda çözünen vitaminlerin emilimini sağladığı için tereyağının tüketilmesi oldukça önemlidir. Ayrıca içerdiği zengin besin değeri, mineral ve vitaminler ile beraber önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor. - Güçlü bir antioksidan içerdiği için vücuttaki toksik maddelerin atılmasına imkan verir.
Tereyağı iyi bir antibakteriyel özelliğine sahip olduğu için aynı zamanda anti-enfeksiyon özelliğine de sahiptir. Yani bu durumda cilt, göz, boğaz, sindirim sistemi gibi bölgelerin enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlamaktadır.
Gerçek tereyağı iyi kolesterolü yani HDL'yi yükseltici, LDL'yi yani kötü kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir. Tokluk hissi yatan tereyağı önerilen miktarlarda tüketildiğinde obeziteyi engelleyici etkiye sahiptir. İçeriğinde yer alan Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerin etkisi ile beyin gelişimini sağlar.
Guatr (Tiroid bezinin büyümesi)
Guatr hastalığına sahip kişiler; ıspanak, badem, incir, kuru fasulye gibi kalsiyum yönünden zengin besinler tüketmelidir. Selenyum yönünden zengin besinler, beslenme listesinde daha da fazla bulunmalıdır. Süt ve süt ürünleri iyot bakımından zengin olduğundan kontrollü tüketilmelidir.
Az ya da çok olduğunda tiroid bezleri işlev kaybına uğrayabilir. Vücudun iyot ihtiyacını alabilmesinin en etkili yolu ise kaliteli deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, maydonoz, ıspanak, roka gibi yeşil sebzeler ve kaya tuzu tüketmektir.
Karnabahar, lahana, Brüksel lahanası, roka, turp ve şalgam gibi sebzeler guatr yapmalarının yanında tiroidin az çalışmasına neden olabiliyor. Normal miktarda ve dengeli beslenen kişilerde ise sorun bulunmuyor. Sadece çok fazla tüketmenin zarar olduğunun hatırlanması gerekiyor.
Aldığınız tereyağı hakkında kuşkularınız varsa, tereyağından küçük bir parça alıp sıcak suya atın. Gerçek tereyağı tek parçada ufalarak erir, eğer parçalara ayrılarak eriyorsa o tereyağı değil margarindir. Gerçek tereyağını, mutfağınızda oda sıcaklığında bıraktığınızda asla tamamen erimez sadece yumuşar.
Şeker Hastalarının Uzak Durması Gereken Gıdalar
Kişiler kan şekerini bozan tereyağı, iç yağ, kuyruk yağı, salam, sosis, sakatat, yağlı besinler ve kızartmalar tüketmemelidir. Paketli gıdalardan uzak durmalıdır.
Özellikle doymuş yağlardan zengin; tereyağ, margarin, krema, kaymak, süt, peynir ve etlerin bileşiminde bulunan yağlar, hayvansal kaynaklı ya da yüksek kalorili gıdalar kolesterolü yükseltir.
Pekmez tereyağı karışımı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve hastalıklara karşı vücut direncini arttırmasından ziyade, güçlü bir balgam söktürücüdür. Kış aylarında bağışıklığı zayıflayan ve sıklıkla hasta olan çocukların vücut direncini arttırmak için doğal bir antibiyotik olarak kullanılır.
Tereyağının ekşi bir lezzet almaması için yıkama işleminin yapılması gereklidir. Bu amaçla işlenen krema kitlesi kadar su davlumbaza konulur. Sonra makineye birkaç devir yaptırılarak tereyağı topağına yapışıp kalmış yayıkaltı artıklarının uzaklaştırılması sağlanır.
Tereyağı ve pekmez tek başına tüketilmesiyle dahi oldukça faydalıyken bir arada tüketildiğinde özellikle öksürük ve balgam atamama gibi durumlarda tüketilmesi önerilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri