İbrahim Refik Saydam (8 Eylül 1881, İstanbul - 8 Temmuz 1942, İstanbul), Türk hekim ve siyasetçi.
MANİSA'DA FETÖ OPERASYONU: 4 POLİS TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemlerinin ardından ''örgüt üyeliği'' ve ''örgüt adına faaliyette bulunmak'' suçlamasıyla adliyeye sevk edilen polis memurları Ramazan A, İbrahim S, Refik G. ve Ali Ş. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İbrahim Refik Saydam (8 Eylül 1881, İstanbul - 8 Temmuz 1942, İstanbul), Türk hekim ve siyasetçi.
İlk Sağlık Bakanı Dr. Adnan Adıvar'dır. Bu dönem sağlıkla ilgili düzenli bir kayıt fırsatı olmamış, daha çok savaş yaralarının sarılmasına ve mevzuat geliştirmeye odaklanılmıştır.
Refik Aygın nerede çalışıyor, iletişim bilgileri nedir? Dr. Refik Aygın Konya Numune Hastanesı bünyesinde çalışıyor. İletişim bilgileri için profilini ziyaret et.
İlgili 15 soru bulundu
Abdülhak Adnan Adıvar (1882, Gelibolu – 1 Temmuz 1955, İstanbul), Türk siyasetçi, yazar, tarihçi, akademisyen ve hekim. Cumhuriyet tarihinin ilk bilim tarihçisi, 1. Meclis döneminin ilk sağlık bakanıdır. (Cumhuriyet döneminin ilk sağlık bakanı, Adnan Adıvar'dan sonra gelen Refik Saydam'dır).
Fethullah Gülen veya doğum ismiyle Fetullah Gülen (d.
Hareketin kurucusu ve lideri Fetullah Gülen'dir. Örgüt lideri; harekete mensup çoğu kişi tarafından ise Mehdi olarak tanımlanmaktadır. Necip Hablemitoğlu ve Haydar Meriç gibi gazeteciler ve akademisyenler, örgüte mensup kişiler tarafından suikasta uğramıştır.
Türkiye'de aşı üreten tek kuruluş olan ve 1928 yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, 2011 yılında AKP'li Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde kapatıldı.
Cumhuriyet'in ilk Sağlık Bakanı Doktor Refik Saydam tarafından 1928'de kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü'nde aşı üretimi 1998'de durduruldu. Hıfzıssıhha Enstitüsü, 2011 yılında da AKP iktidarı tarafından kapatıldı.
Tarihçe. Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi 27 Mayıs 1928 tarihinde kurulmuştur. Kurulduğu tarihte geçerli olan 1267 sayılı yasa tasarısı uyarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlı idi. Kurumun yetki ve sorumlulukları, gelişen ihtiyaçlar karşısında değiştirilerek 4 Ocak 1941'de yeniden belirlenmiştir.
Refik Saydam döneminde yürütülen sağlık politikalarında şu dört ilke söz konusudur: 1- Sağlık hizmetlerinin planlanması ve programlanması ile yönetiminin tek elden yürütülmesi, 2- Koruyucu hekimliğin merkezi yönetime, tedavi edici hekimliğin ise yerel yönetimlere bırakılması.
İlk Sağlık Bakanı Dr. Adnan Adıvar'dır. Bu dönem sağlıkla ilgili düzenli bir kayıt fırsatı olmamış, daha çok savaş yaralarının sarılmasına ve mevzuat geliştirmeye odaklanılmıştır.
Sağlık Ocakları ilk kez, 1961 tarihli 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun ile ülkemizdeki sağlık teşkilatı içerisinde yer almışlardır. İlk Sağlık Ocağı, 1963 yılında Muş ilinde açılmış olup, 1976 yılına kadar kademeli olarak bütün yurda yaygınlaştırılması öngörülmüştür.
Kurumun bağlı olduğu 1953 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ise devlet hizmeti arasında sağlık şartlarını sağlamak, zarar veren hastalıklarla mücadele etmek, halka tıbbi alandaki tüm eylemleri ilaç ve etkinlikleri sağlamak gibi çeşitli hizmetleri içerir. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu tarihi ile önemli bir yer kaplar.
Benzeri üretim Cumhuriyet döneminde de devam etti. •1928'de (Merkez) Hıfzıssıhha Enstitüsü ile üretim merkezileştirildi. •1931 yılından 1996 yılına kadar tetanos ve difteri aşıları üretildi. •1937'de kuduz serumu üretilmeye başlandı.
Hıfzıssıhha Enstitüsü, Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan sağlam insanın hasta olmaması ve korunması için gereken tedbirleri alan, koruyucu sağlık hizmeti veren bir kurumdur.
1903 de kızıl serumları Veteriner Hekim Mustafa Adil (1871-1904) tarafından üretildi. 1911 yılında tifo, 1913 yılında kolera, dizanteri ve veba aşıları Türkiye'de ilk kez hazırlandı ve uygulandı. 1927`de verem aşısı üretimi başladı. 1931 yılından itibaren 1996 yılına kadar tetanoz ve difteri aşıları üretilmiştir.
Sağlıkta Dönüşüm Projesi sadece hekim ve hastaneleri olumsuz etkilememiş, aynı zamanda koruyucu sağlık hizmetlerinin de büyük oranda ortadan kalkmasına neden olmuştur. Bu olumsuzluklardan birisi de süreçte atıl hale getirilen Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün 2011 yılında tümüyle ortadan kaldırılmasıdır.
2011: Refik Saydan Hıfzıssıhha enstitüsü kapatılarak,Halk sağlığı kurumuna devredildi.....
Çoğunlukla aşıdan sonra pansumana ihtiyaç duyulmaz. Aşıdan sonra günlük aktivitelere devam etmekte bir sakınca yoktur. BCG aşısından sonra aşının yapıldığı bölgede deride küçük kırmızı bir kabarcık oluşabilir, kabarcık patlayabilir ve iz bırakabilir.
Çocukken olduğumuz BCG yani verem aşısı aşı olduğumuz yerde dokunun küçük çapta değişmesine veya iz bırakmasına sebep olabiliyor. Genel olarak 80 kuşağından sonraki nesilde yaygın olarak görülen bu durum yapılan aşının veya kullanılan iğrenin sonuçları olarak karşımıza çıkabiliyor.
Ne var ki 1996 yılında tetanos, difteri, boğmaca ve kuduz aşılarının üretimi gerekli aşı üretim teknolojisinin güncellenmemesi suretiyle sona ermiştir ve aşı tedarikinde dışa bağımlı hale gelinmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri