Tok gözlü DEYİMİ AÇIKLAMASI Mala, paraya, yiyeceğe düşkün olmayan; cömert.
[1] Aç gözlü davranmamak herşeyden az az almak.
Hadis Deryası - Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır." (Buhârî, Zekât 50) #Hadis | Facebook.
AÇ GÖZLÜLÜK
Aç gözlü olma durumu, tamah, tamahkârlık, gözü doymama: Onların erkeğinde de karısında da ben yüzsüzlükten, aç gözlülükten başka bir şey görmedim (Hâlide E. Adıvar). ѻ Aç gözlülük etmek: Arsızca davranmak, gözü doymamak.
Açgözlü deyimi, mal ve her türlü şey için doymak bilmeyen ve elindekilerle yetinmeyen kişileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Açgözlü deyiminin, elindekilerle hiçbir zaman yetinmeyen ve her zaman daha fazlasını isteyen kişilere yönelik olarak kullanıldığı bilinmektedir.
İlgili 24 soru bulundu
Doyduğu halde hala emmeye devam eden, soluksuz bir şekilde emmeye çalışan çocuklar için açgözlü tabiri de yaygın olarak kullanılır. Ne kadar doyumsuz bebek denir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte bu doyumsuzluk hali daha sonra hayatın her alanına yayılabilir.
Bu deyimlerden birisi de "cin gibi" deyimi olmaktadır. Bu deyim ise çok akıllı ve becerikli insanları betimlemek için kullanılmaktadır. Bazı kişiler son derece akıllı ve zeki olmaktadır. Bu kişileri tabir etmek ise cin gibi deyimi kullanılır.
Elindekine razı olma, azla yetinme anlamında ahlâk terimi. Kulun Hakk'ın dışındaki her şeyi terketmesi anlamında bir tasavvuf terimi.
TOK SÖZLÜ birl. sıf. Hatır gönül dinlemeden, söyleyeceği şeyi yumuşatmaya gayret etmeden konuşan kimse: Zîra Selmâ Hanımefendi pek ziyâde tok sözlü bir kadındır (Yâkup K. Karaosmanoğlu).
Yüz göz olmak DEYİMİ AÇIKLAMASI
Senli benli olmak ve birbirinden çekineceği kalmamak, aradaki mesafe kalkmış olmak, lâubalileşmiş olmak.
Fazla para ve mal istemeyen, zorunlu ihtiyacı kadarı ile yetinen, imkânları az da olsa bunu hissettirmeyen, bu durumda dahi cömert olan.“Onun kadar gönlü tok bir adam görmedim.”
Gözü tutmak DEYİMİ AÇIKLAMASI
: Güvenmek, beğenmek.“O adamı gözüm tuttu benim.”
Gözü kesmek DEYİMİ AÇIKLAMASI
Bir işi yapabilme konusunda başkalarına ve kendisine güvenmek.
Ama gönül gözünü tanımlarken “Herkesin göremediğini bakmadan gören aslında maddi varlığı olmayan göz” desek herhalde yanlış olmaz. Gönül gözü, tasavvufta çok kullanılan bir kavram. Önsezi yetenekleri bulunan âlim kişilerde var olduğu düşünülen ve önsezinin kaynağı olan bir hal.
İçi içine sığmamak DEYİMİ AÇIKLAMASI
Çok heyecanlanmak, coşkunluk duymak ve sevincini belli etmekten kendini alamamak.
Çalışıp elde ettiği para ile geçimini sağlamak. “Ben iyi ya da kötü hayatımı kazanıyorum, sen kendi işine bak.”
Gönüllülük, insanlara daha mutlu, daha sağlıklı ve çok yönlü bireyler olabilmeleri için gereken araçları sağlar. Aynı zamanda gönüllü olan kişinin hayata tutunmasına neden olur, kişileri genç ve zinde kılar.
Gönüllü; bilgisini, zamanını ve emeğini iyiliğe dönüştürmek isteyen, hiçbir karşılık beklemeden toplumun yararına olan bir hedefe ulaşmak için gönülden çalışan kişidir. Kıymetli ve anlamlı desteğiyle kendi başına çalışabildiği gibi aynı hedefe odaklanan insanlarla ortak bir amaç için de hareket edebilir.
[1] çok büyük güçlüklere, sıkıntılara katlanmak; bütün gücünü kullanmak.
Kulağı delik, gelişmelerden çabuk haberi olan ve bazı bilgilere çabuk ulaşan kişi anlamına gelmektedir. TDK ise kulağı delik, olup bitenlerden çabuk haberi olan kişi veya kişiler olarak geçmektedir.
[1] Alımlı, çekici. [2] Güzelliğiyle dikkati ve ilgiyi üzerine çeken güzellik.
Gönüllülük STK'lar tarafından farklı şekillerde algılanabilir; topluma hizmet, aynî destek, hayır işi, imece, bağış yapmak, kurumsal sosyal sorumluluk, sosyal hizmet, sorumlu vatandaşlık vb. Kurumun gönüllülüğe bakış açısı gönüllünün kurum ile çalışma isteğine etki etmektedir.
Gönüllülük, bir bireyin maddi karşılık ve başka bir çıkar beklentisi içinde olmadan; toplumun yararına olduğu düşünülen hedefte; kendi isteği ile veya ihtiycı doğrultusunda, toplumsal girişim bünyesinde yer alarak ya da bir sivil toplum kuruluşunda (STK) sürdürdüğü faaliyetler olarak tanımlanabilir.
Alçak gönüllü olmak genellikle mütevazi kişiler için söylenen bir deyimdir. Kibre kapılmayıp, kendini olduğundan daha aşağı düzeyde sanma, başkalarından yüksek görmeme manasına gelmektedir. Bir kişinin tevazu sahibi olması, saygılı ve haddini bilen biri olması manasına da gelmektedir.
Kafa dengi deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar. Bu deyimin anlamı ile ilgili bilgi sahibi olmak önemlidir; çünkü anlamını bilmeden doğru bir kullanım yapmak mümkün değildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri