Aslında vücudun bir enerji kaynağı olan şeker, doğru yollardan alınmayıp ölçüsüz kullanıldığında vücudumuz için zararlı. Araştırmalara göre fazla tüketimi; yüksek tansiyondan diyabete, kalp hastalıklarından kansere dek birçok hastalığa zemin hazırlar.
Glikoz, hayati bir enerji kaynağı olarak beynimizi besler, bilişsel işlevi destekler ve genel uyanıklığı artırır. Ölçülü miktarda şeker tüketmek ayrıca hızlı bir enerji patlaması sağlayarak yoğun fiziksel aktiviteler sırasında veya uzun süreli efordan sonra toparlanma sırasında faydalı olabilir.
Şeker, yağların ve proteinlerin aksine vücudumuz için en saf enerji şeklidir. Şeker beyni besler fakat şekerin fazlası da sağlığımıza zarar verebilir. İlave şekere ihtiyacımız olmasa da kişiler ihtiyacın dışına çıkarak şeker tüketimini artırıyor.
Diyetisyen Zeynep Çapay yazdı. pancar şekeri, akçaağaç şurubu, agave şurubu, pekmez, bal, hurma şekeri, mısır şurubu ve esmer şeker kıyaslanmış, hangisi daha faydalı diye araştırılmış. Bu kıyaslanan doğal şeker gruplarında en faydalı ve en yüksek antioksidana sahip şeker türünün hurma şekeri olduğu anlaşılmış.
Marketlerdeki fabrikasyon ürünlerde raf ömrünü uzatan, tat artıran rafine şeker morfin benzeri etki yaratarak bağımlılık yapar. Sadece 2 tane kesme şeker bile vücudun dengesini bozar ve bu durum saatlerce sürebilir. Şeker, insülin direncine yol açar. İnsülin direnci yağ depolamasına neden olan bir hormondur.
İlgili 21 soru bulundu
Şekersiz beslenme, ödem olasılığını azaltabilir ve vücudun dengesini sağlayabilir. Şeker tüketimi bırakıldığında vücudumuz buna hızlı bir yanıt oluşturacak ve ödem şikayetleri azalacaktır. Yüksek şeker tüketimi, insülin dengesinde bozukluklara neden olur ve yüksek tansiyon, çarpıntı gibi şikayetlere yol açabilir.
Ancak doğal şeker içeren besinlerden elde edilen toz, küp ya da glikoz şurupları kan dolaşımına direkt katılarak kan şekerinde ani yükselmelere neden olabilir. Ayrıca diyet ile yüksek miktarda şeker alınması, günlük kalori alımına katkıda bulunarak obezite, diş çürükleri ve diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Doğal şeker kaynakları, doğal olarak oluşan ve içinde yüksek oranlarda şeker bulunan besinlerdir. Bunlar arasında en yaygın olarak; meyveler, sebzeler, süt ve süt ürünleri, bal, yulaf ezmesi, pancar molası, melas, reçel ve marmelatlar, fruktoz bulunur. Meyveler: Meyveler, doğal olarak oluşan şeker kaynaklarındandır.
Şekersiz beslenme kan şekerinin kontrolü ve insülin seviyelerinin azalması gibi fayda sağlar. İlave şeker kaynaklarını kesmek, özellikle protein ve lif bakımından zengin bir diyet tercih etmenizle birlikte kilo vermenize yardımcı olur. Şekersiz beslenme kısa süre içerisinde karaciğer sağlığını da olumlu yönde etkiler.
Akneler, tahriş olmuş bölgeler ve ince kırışıklıklarınız gözle görülür seviyede azalacak. Daha da iyisi kalp krizi, inme ve diyabet gibi önlenebilir hastalıkların genel riski de düşüşe geçecektir. Kısacası şekeri bırakınca yaşam kalitenizi ve yaşam sürenizi artırmış olacaksınız.
21 gün boyunca şekersiz beslenmek, vücudumuzda birçok olumlu değişikliklere neden olur. Şeker Detoksu olarak da adlandırılan bu süreçte, vücut şeker bağımlılığından kurtulur ve enerji seviyeleri daha stabil hale gelir. Ayrıca, insülin seviyeleri dengelenir ve kan şekeri düzeyi kontrol altına alınır.
Beyaz veya esmer şeker ve bunları içeren kek, kurabiye, çikolata, pasta, dondurma, meyveli yoğurt, puding, şekerli çay-kahve, meşrubat vb. yiyecekleri tüketmiyoruz.
Sabit kan şekeri seviyelerine sahip olduğunuzda, özellikle inatçı karın yağları başta olmak üzere vücudunuzdaki yağ oranı azalır. 6 ay şeker tüketmemek sizi hem daha fit ve sağlıklı hale getirir hem de tip 3 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve erken yaşlanma risklerinden uzaklaştırır.
Günlük şeker alımının normalden fazla olması, baş ağrılarına sebebiyet verebilir. Vücutta bulunan kötü huylu bakterileri besler, kansere yakalanma riskini artırır. Yetişkinlerde ve çocuklarda halsizliğe yol açar. Vücutta bakır eksikliğine yol açar.
Yemek yediğimizde basit şeker glikoz bağırsaklarımızdan emilerek kana karışır ve vücudumuzdaki bütün hücrelere dağıtılır. Nöron adı verilen yüz milyar adet sinir hücresi için tek besin kaynağını sağladığı için glikoz özellikle beyin açısından büyük önem taşır.
Türkçede glikoz, glukozʼdan daha yaygın kullanılmakla beraber kimyasal adlandırma sistemleri bakımından bu hatalıdır. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği'nin (IUPAC) önerdiği adlandırma kurallarına göre "glikoz", monosakkarit yerine kullanılan bir sözcüktür, glukoz ise burada söz konusu olan şeker türüdür.
Kan şekerinin çok yüksek seyretmesi, vücutta kalp, böbrek ve göz gibi çeşitli organların hasarlanmasına yol açıyor. Diyabet 20-65 yaş arası körlüklerin en önemli sebebi. Bu nedenle dengeli beslenmek ve kan şekeri düzeylerini kontrol ettirmek çok önem taşıyor.
Örneğin günlük enerji ihtiyacınız 2000 kalori ise; en fazla 12 çay kaşığı, yani 48 gram şeker tüketme hakkınız bulunmaktadır. Genel öneriler ise; erkeklerde en fazla 6 tatlı kaşığı (36 gram) ve kadınlarda 4 tatlı kaşığı (24 gram) şeker tüketimidir.
Hititlerden sonra da Anadolu'da şeker yerine meyve kuru meyve, meyve suları, bal ve pekmez kullanımı devam etmiştir. Orta Asya'dan göçüp Anadolu'ya yerleşen Türkler Orta Asya'da iken bala ''arı yağı'' ismini vermişlerdir. Bal sözcüğü Türkçe'ye Kırgız Türkleri'nin etkisiyle girmiştir.
Meyve ve sebzelerde bulunan doğal şekerler, vitamin ve mineral açısından zengindir. Bu nedenle, şeker ihtiyacınızı doğal kaynaklardan karşılamak önemlidir. Tam tahıl ürünleri, işlenmiş şeker içermeyen sağlıklı bir enerji kaynağıdır. Lif içerikleri sayesinde kan şekerini dengelemede yardımcı olabilirler.
Fruktoz basit şeker yani monosakkarit olup, vücudun enerji ihtiyacını karşılar. Fruktoz meyve, sebze ve balda doğal olarak bulunur. Glikoz tüm organ hücrelerinde kullanılır ancak fruktoz sadece karaciğerde kullanılır.
Sıvı tüketimi, böbreklerden idrar çıkışını artırarak kandaki fazla şekerin vücuttan atılmasını sağlayabilir. Sıvı tüketiminde dikkat edilecek nokta ise şekerli içeceklerden uzak durulması gerektiğidir. Vücudun sıvı ihtiyacının; su, soda gibi içeceklerden karşılanması faydalı olacaktır.
Kanla taşınan glukoz tüm doku ve organlarda enerji kaynağı olarak kullanılır. Ortamda gerekenden fazla miktarda glukoz var ise ihtiyaç halinde kullanılmak üzere daha kompleks karbonhidratlara dönüştürülerek karaciğerde ve kaslarımızda depolanır.
Şeker (glikoz) kan akımı ile vücudun tüm bölümlerine taşınır. Vücudumuzun ana besin kaynağı olan şeker, enerji sağlayabilmek için kandan vücut hücrelerinin (kas hücreleri, yağ hücreleri ve karaciğer hücreleri) içine girmelidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri