Merhaba, Virüsler, canlı hücrelerin dışında üreyemezler ve metabolik aktivite gösteremezler. Bu ve bunun gibi birkaç sebep yüzünden virüsler, canlı olarak kabul edilmez fakat bu konu hala tartışılmaktadır. Virüslerin inaktive olması ise, canlı hücrelere girme veya canlılarda çoğalma yeteneklerini kaybetmeleri olayıdır.
Virüsler kendi metabolizmalarına sahip değillerdir ve yeni ürünler üretmek için konak hücrelere ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden konak hücre dışında replike olamazlar Rickettsia ve chlamydia gibi bakterilerde konak hücrelerde çoğalabilir olmalarına rağmen canlı olarak kabul edilirler.
Virüsler canlı hücre olarak bitki, hayvan ya da bakterileri tercih edebilir. Bu yapılar bir canlı hücreye girmeleri halinde hücreleri imha ederek canlının vücudunda üremeye başlarlar. Virüsün girdiği hücreler konak hücre olarak isimlendirilmektedir. Virüslerin çoğalma şekilleri, kendilerini kopyalayarak olmaktadır.
Virüsler bakteriyolojik boyalar ile boyanamamakta ve ışık mikroskobunda görülemeyecek kadar küçük olmaktadır. Ayrıca hücresel organeller içermez ve antibiyotiklerden de etkilenmemektedirler. Virüslerin morfoloji ve kimyasal özellikleri eşsiz olmaktadır. Nükleik asitleri ya DNA ya da RNA'dan oluşmaktadır.
Yeni virüslerin oluşmasını sağlayan etmen virüsün kendisi değil; ama onun verdiği bilgiler doğrultusunda çalışan konak hücredir. Bu nedenle virüsler yapay besiyerlerinde çoğalamazlar, bunun için canlı hücreye gereksinimleri vardır.
İlgili 17 soru bulundu
♦Konak hücrenin mRNA ve DNA larını kullanmazlar. Virüslerin Çoğalması: Virüsler, canlı hücrenin dışına kristal formdadırlar ve ancak canlı hücre içine girerek çoğalabilirler. Canlı hücrelerin bulunmadığı yapay bir besi ortamında virüsler çoğalmaz.
konak hücreye girmeden üreyemezler çünkü metabolizmaları yoktur. bölünerek çoğalamadıkları için konak hücre ararlar. girdikleri hücre ise bir müddet sonra ölür. virüsler,içine yerleşip onu üreme amacıyla kullanacağı bir hücre bulamadığı zaman "Kristal" bir yapıya dönüşür.
Çünkü hücre yapıları yoktur ve besini enerjiye dönüştüremezler. Ancak virüsler tam olarak cansız da kabul edilemez. Çünkü genetik materyale sahiptirler ve mutasyon geçirebilirler. Virüsler canlı değildir.
Doğrulanmış Cevap. Hücre dışında kristalleşirler virüsler. Canlı hücrenin dışında tuz gibi kristalleşir. Bu durum gerçekleştiğinde metebolizma 0'dır.
Virüslerin hiçbir hücresel yapısı olmadığı için prokaryot ya da ökaryot olarak adlandırılmaları söz konusu değildir. Virüsler kendilerine ait bir protein kabuğuna sahiptirler.
Virüslerin genetik ve virüs yapıları çoğaltmaları gerekmekte. Kendilerinde bu çoğaltma için gerekli proteinler bulunmamakta. İlgili enzim ve proteinler hücre içerisinde olduğundan dolayı plazmada çoğalmaları pek mümkün değildir.
Viruslar sadece canlı sistemlerde üretilir. Virusun ürediği bu sisteme KONAK adı verilir. Konak sistemler in vivo veya in vitro olarak iki temel grupta incelenir.
bulunmaktadır. Virion: virüs partikülü (hücre dışı form) Page 24 Virüslerin Yapısı • Zarf, konak hücre membranından köken alır. Viral zarfta, hücre membranında olduğu gibi bir lipid tabaka ve virüse özgül fonksiyonları olan proteinler bulunur.
Virüsler kısaca zorunlu hücre içi parazitleridirler. Her ne kadar tartışmalı olsa da yaygın bilimsel kanıya göre "canlı olmayan; ancak canlılığın eşiğinde olan varlıklar" olarak tanımlanmaktadır. Bölünerek çoğalmazlar, çoğalmak için konak hücresini ve enzimlerini kullanırlar.
Latince zehir anlamına gelen virüslerin cansız ortamda çoğalmaları mümkün değildir. Çoğalabilmeleri ve varlıklarını sürdürebilmeleri için mutlaka canlı bir yapıya ihtiyaç duyarlar. Bu çoğalmayı da enfeksiyon oluşturdukları hücrenin organellerini kullanarak meydana getirirler.
Prokaryotlar tek hücreli organizmalardır. Bu gruba, bakteriler, mavi-yeşil algler (Cyanobacteria), virüsler, viroidler, mikroplazmalar girer.
-Virüsler kendi başlarına çoğalamaz. Ancak bir konak hücre içinde çoğalabildiği için zorunlu hücre içi parazitidir. -Konak hücre bulamadıklarında kristal yapıya dönüşür ve uzun zaman bu şekilde kalabilir. -Virüslerin genom adı verilen genetik materyalleri tek ya da çift sarmallı DNA ya da RNA dan oluşabilir.
Virüsler asellüler infeksiyöz ajanlardır, hücre dışında ise inert olarak bilinirler. Virüsler ışık mikroskobu ile dahi görülemeyecek kadar küçüklerdir, çekirdekleri, sitoplazmaları ya da organelleri yoktur. Sadece elektron mikroskobu ile görülmeleri mümkündür, yalnızca canlı olan bir hücrenin içinde çoğalabilirler.
Öte yandan virüsler hücresel yapı göstermezler, kendilerine ait metabolizmaları yoktur ve üremek için başka canlılara bağımlıdırlar. Ayrıca geri kalan tüm canlılar belli bir çeşit hücre bölünmesi ile (amitoz, mitoz, mayoz) ürerken, virüsler başka hücreleri sömürerek, bölünmeden ürerler.
Virüs RNA/DNA'sını bakterinin sitoplazmasına zerk edebilmek için kuyruk kısmından bakteri/hücre duvarına bir tür enzim enjekte eder. Bu enzim bakterinin duvarını tıpkı bir asit gibi delmeye başlar. Bakterinin duvarı delindikten sonra virüs RNA/DNA'sını bakterinin/hücrenin içerisine gönderir.
Viral giriş, viral hayat döngüsündeki enfeksiyon aşamasının en erken evresidir, virüs konak hücre ile temasa geçer ve viral materyaller hücreye girer.
Virüsler zorunlu hücre içi paraziti olarak kendilerini çoğaltabilmek için konak hücreye ihtiyaç duymaktadırlar. Konak seçiminde virüs ile konak hücre arasındaki reseptör ilişkisi konak spektrumunu belirlemektedir.
Virüsler ve Viroloji. Virus konak hücre olarak isimlendirilen sadece canlı hücre içerisinde çoğalabilen bir genetik elementtir. Virüsler konak hücre genomundan bağımsız olarak kendi genomlarına sahiptir. Bununla birlikte virüsler enerji metabolik ara ürünler ve protein sentezi bakımından konak hücreye bağlıdır.
Virüslerin en büyüğü dahi, en küçük bakteriden daha küçük veya aynı boyuttadır. Virüslerde tek bir nükleik asit bulunmakta olup, ya DNA ya da RNA'dan oluşur. hem DNA, hem de RNA birlikte bulunmaktadır.
İnsanlar da dahil olmak üzere tüm canlı türlerinde mutasyonlar söz konusu olabilse de tek hücreli canlılarda ve virüslerde, mutasyon geçiren bireylerden sonra gelecek nesillerin genetik yapısının tamamen farklılaşması nedeniyle mutasyonun etkileri çok daha belirgindir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri