Vücudunuzun bir çok toksini göz yaşlarınız ile atabildiğini biliyor muydunuz? Ağlamak hem vücudunuzdaki kimyasalların dışarı atımına yardımcı olur hem de gözünüzü bakterilerden arındırıp temizler.
Gözyaşındaki bir madde eğer hiç akmazsa göz kuruluğu rahatsızlığına neden oluyor. Ara sıra ağlayan kişi böylece bu hastalığa yakalanmaktan kurtuluyor. Özellikle üzüldüğünüz zaman ağlamak kalbi daha az yoruyor. Çünkü gözyaşı dökmek ile üzüntülüyken sıkışan kalp damarları açılıyor.
Ağlamak, özellikle duygusal gözyaşları döktüğümüzde vücudumuzdaki toksinleri ve stres hormonlarını dışarı atmaya yardımcı olabilir. Duygusal gözyaşları, gözlerimizi tahriş edici maddelerden korumak veya onları kayganlaştırmak için üretilen refleks veya sürekli gözyaşlarından daha fazla protein ve kimyasal içerir.
Hem fiziksel hem de duygusal acının hafiflemesine ve geçmesine yardımcı olur. Endorfin salgılandıktan sonra vücut uyuşuk bir hale bürünebilir. Oksitosin ise, kişiyi sakinleştirir ve iyi hissettirir. Yapılan araştırmalara göre ağlamak, parasempatik sinir sistemini aktive eder ve böylece vücudumuzun dinlemesini sağlar.
Endorfin beynin ürettiği bir ağrı kesicidir. Morfin kadar etkili olup vücuttaki rahatsızlık hissini azaltarak sinirleri uyuşturur ve dolayısıyla rahatlama sağlar. Ağlayınca da tıpkı kahkaha atınca olduğu gibi endorfin salgılanır. Bu rahatlama hissiyle birlikte kişi sakinleşir ve uykuya dalma kolaylaşır.
İlgili 37 soru bulundu
Gözlerimiz tahriş olmuşsa veya ağlarsak, gözlerimiz çok miktarda gözyaşı üretir. Ancak bazen gözlerimiz yeterli derecede gözyaşı üretmez veya gözyaşı film tabakasının bir ya da daha fazla katmanı bazı etkilere maruz kalır. Bu durumda, göz kuruluğu meydana gelir.
Tüm bu bilgilerden yola çıkarak ağlamak ve güzellik arasında bir bağlantı olmadığını söyleyebiliriz. Ancak ağlamanın rahatlattığını ve ruh sağlığına iyi geldiğini de belirtmekte fayda var.
Fiziksel acı çektiğimizde istemsizce ağladığımız olmuştur çünkü vücudun ağrı hissini azaltma yolu budur. Araştırmalar da gözyaşı dökmenin vücutta oksitosin ve endorfin hormonu salgılanmasına destek olduğunu ortaya koymuş. Bu kimyasalların vücutta salgılanması ise hem fiziksel hem de duygusal acıyı hafifletebilir.
Ağlamak endorfin hormonunun da salgılanmasını sağlar. Endorfin hormonunun iki yararlı etkisi vardır. Biri ağrı kesici etkisi ki, bu etki bilinen en güçlü ağrı kesici madde olan morfinden bile yirmi kat daha fazladır. Diğer etkisi ise endorfinin keyif ve rahatlama vermesidir.
Ağlamak endorfin salgılanmasına neden oluyor. Endorfin insana neşe veren bir hormondur ve zaten mutluluk hormonlarından bir tanesi olarak bilinir. Endorfinin neşe vermenin yanı sıra sağladığı bir fayda da ağrıları azaltmasıdır.
Ağlayarak stres atmak gerçekten çok rahatlatıcıdır. Ama saatlerce ağladıktan sonra kızarmış burun ve şişmiş gözlere sahip olmak çokta güzel bir durum değildir. Diğer yandan gözyaşlarındaki tuz içeriği ciltteki nem seviyesini düşürerek cildimizi kurutabilir. Bu da ciltte kırışıklığa ve çizilmelere neden olabilir.
Kızarma ve şişkinliği önlemek için yüzünüzü serin suyla yıkayın ve daha belirgin bölgelere odaklanın. Eğer makyajınız varsa ve bozulmuşsa, bir mendille düzeltin.
Yapılan son çalışmaların ortaya koyduğu bilimsel verilere göre, stresten sivilce çıkar mı sorusuna cevap, evet olacaktır. Zira cilt de vücudun birçok organı gibi stresten etkilenir. Örneğin, stresli bir dönemden geçerken gözlemlenen sivilceler, stresin olmadığı bir dönemde görülenlerden biraz farklı görünür.
Gözyaşı, göz yüzeyini nemli tutmak ve mikroplardan arındırmak için sürekli salgılanan bir sıvıdır. Gözyaşının miktarı ve kalitesi göz yüzeyinin sağlığı için çok önemlidir. Göz yüzeyinin nemli olmasını sağlamak, mikroplardan arındırmak gibi çok önemli görevleri vardır.
Ağlayınca gözyaşı geliyorsa göz kuruluğumuz yoktur. ( YANLIŞ)
Ağlayınca gözyaşı gelse de gözümüzün sürekli nemli kalmaya ihtiyacı vardır ve göz yaşı eksikliğimiz olabilir.
gözyaşları, vücudumuzdaki en önemli elektrolitlerden ikisi olan potasyum ve sodyum içerir. (Bilmeyenler için elektrolitler, vücudun sinir sisteminin ihtiyaç duyduğu doğal tuzlardır ve sinir hücreleri arasında bilgi aktarımını sağlarlar.)
Ağlamak da gülmek kadar normal ve gerekli olan insani bir ihtiyaçtır. Her ne kadar toplumumuzda güçsüzlük olarak sembolize edildiği olsa da, aslında ağlamak güçsüzlük değil; aksine güçlü olan duygularımızı sembolize eder.
Yapılan bir araştırma haftada bir kez ağlamanın stresi azalttığını ve ruh sağlığı açısından faydalı olduğunu ortaya koydu. Current Directions in Psychological Science adlı bilim dergisinde yayınlanan araştırmaya göre 30 ülkeden katılımcıların çoğu ağladıktan sonra rahatladıklarını söyledi.
Ağlamanın öfkeye verilen en yaygın tepkilerden biri olmasının nedeni genellikle sizi inciten durumlar tarafından tetiklenmesidir. Duygularınız bu şekilde gün yüzüne çıktığında engel olmak yerine ağlayarak duygusal bir rahatlama sağlayabilir ve duygularınızı daha iyi anlayabilirsiniz.
Ağlamak bir sakinleştirici ilaç gibidir. Genellikle insanlar ağladıktan sonra uyumak isterler. Çünkü sakinleştirici vücuda zerk edilmiştir ve insan kendini halsiz hissedebilir. Vücudunuzun bir çok toksini göz yaşlarınız ile atabildiğini biliyor muydunuz?
Ağladığımızda etrafımızın ilgini çektiğimiz ise su götürmez bir gerçek! Çevremizdeki insanlarla kontağımız ağlayınca daha çok artar. Sosyal ve ruhsal destek gördüğümüzde, yalnız olmadığımızı anladığımızda kendimizi daha iyi hissederiz.
Ağlamak o kadar yoğun yaşanan bir duygudur ki fiziksel olarak gerçeklik halini almıştır. Duygusallık, fiziksel olarak hissedebildiğimiz bir olgu değildir. Kimi zaman duygularımızı öyle yoğun yaşarız ki bu duyguyu gözümüzden yaş olarak dışa vururuz. Bu yüzden ağlamanın zayıflık olduğunu söylemek doğru değildir.
Yanlış: Çok ağlamak gözyaşını kurutur. Doğru: Ağlamak psikolojik bir olaydır ve gözyaşı göz çevresindeki çeşitli dokularda sürekli üretilir. Ağlamakla kurumaz.
Gözler sürekli kaşınır ve şişer. Gözyaşları tükenir mi? Hayır. Ağlamakla gözyaşı tükenmez.
İdeal miktarda su içildiğinde cilt nemini ve buna bağlı olarak elastikiyetini koruyor. Cilt bariyerinin desteklenmesini sağlayan bu durum ciltte erken yaşlanma belirtilerinin geciktirilmesini ve var olan kırışıklıkların görünümünün hafifletilmesini sağlıyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri