Ulema (Arapça: علماء), Müslüman ülkelerde eğitimli din alimlerinden oluşan sınıf. Tekili erkekse âlim, kadınsa âlimedir. Geçmiş yüzyıllarda yaşamış âlimlerin pek çoğu hezârfendi. Ulema sınıfı fıkıh ve şeriat (İslâm hukuku) konusunda derin bilgiye sahiptir ve bazı âlimler, aynı zamanda şeriatın uygulayıcısıdır.
İlimle aynı kökten gelen bu kelime Arapça'da "bilen, ilim sahibi, bilgin" anlamlarında kullanılır. ALİM KİME DENİR? Alim ilim bilen kişiye denir. İlim genelde bilim kelimesiyle eş anlamlı olarak kullanılsa da bu iki kelime aslında yakın anlamlıdır.
Takipçilerine, "iman etmiş" veya "inanan" anlamlarına gelen mümin veya "Allah'a teslimiyet gösteren" anlamına gelen Müslüman denir.
1. İbn-i Hayyan (721-815)
Âlim kelimesi Arapça'daki "bilmek" anlamında olan "A-lime" kökünden türetilmiştir. İslâm'da âlim; Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerîm başta olmak üzere Resulullah'ın hadîslerini ve bütün sünnetini bilen, diğer İslâmî ilimlerden gerektiği şekilde haberdar olup ileri seviyede bir bilgi birikimine ulaşmış kimseye denir.
İlgili 37 soru bulundu
Bilgin kelimesinin eş anlamlısı ise alim olarak ifade edilebilir. Bilgin ve alim kelimeleri cümlede birbirlerinin yerine kullanılabilen kelimeler olarak bilinmektedir.
Gerçek âlim, ilmiyle âmil olan ve kulluk görevini lâyıkıyla yerine getirendir. İlim, îmânı güçlendiren ve sâhibini sâlih amel işlemeye zorlayan itici bir güçtür.
Belirlenen Türk-İslam bilginleri; Ali Kuşçu, Akşem- seddin, El-Birûnî (Beyrunî), Câbir bin Hayyân, El-Cezerî, El-Kindî, Hezârfen Ahmet Çelebi, Mimar Sinan, İbn-i Sinâ, İbn'ül Heysem, Farabî, Fergânî, Hârezmî, Gazzâlî, Ömer Hayyam, Pîrî Reis, Kâtip Çelebi ve Uluğ Bey'dir.
1. Câbir Bin Hayyân (720-815)
Ulema (Arapça: علماء), Müslüman ülkelerde eğitimli din alimlerinden oluşan sınıf. Tekili erkekse âlim, kadınsa âlimedir. Geçmiş yüzyıllarda yaşamış âlimlerin pek çoğu hezârfendi. Ulema sınıfı fıkıh ve şeriat (İslâm hukuku) konusunda derin bilgiye sahiptir ve bazı âlimler, aynı zamanda şeriatın uygulayıcısıdır.
Süleyman Mabedi'nin ayakta olduğu dönemde bazı ibadetlerin yerine getirilmesi sadece başkohen/kohenler tarafından gerçekleşmiştir. Başkohenin çok özel olması nedeniyle ibadet esnasında giyeceği kıyafet de ayrıntılı olarak Tevrat'ta anlatılmıştır. Başkohen gibi kohenlerin de görevleri Tanrı tarafından belirlenmiştir.
Maîn, Ali b. Medînî, İshak b. Râhûye, Ebû İshak el-Cûzcânî, Ebü'l-Hasan el-İclî, Ebû Zür'a er-Râzî, Bakī b. Mahled, Ebû Hâtim er-Râzî, Ebû Zür'a ed-Dımaşkī, İbn Ebû Âsım ve Bezzâr'ın adları sayılabilir.
Bunun için ilim erkeğe olduğu kadar kadına da farzdır. Bizim tarihimizde yani Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin üzerine Kur'an ayetleri indiğinden bu yana olan tarihimizde kadını ilimden men eden, ilmi erkeğe mahsus bir unvan olarak gösteren bir uygulama yoktur.
Efendimiz şöyle buyurdu: "Kim alime ikramda bulunursa yetmiş peygambere ikram etmiş gibidir. Kim de öğrenciye ikram ederse, adeta yetmiş şehide ikramda bulunmuş olur."
Ebubekir: Babası Ebu Kuhafe, annesi Ümmülhayr. Teymi kabilesinden. Sünni İslam inancına göre ilk müslüman erkektir, ilk raşid halifedir ve aşere-i mübeşşeredendir.
İlk İslam Devleti, Muhammed tarafından Medine Sözleşmesi ile MS 622'de Medine'de kurulan siyasi oluşumdu. Müslüman ümmetinin siyasi birliğini temsil ediyordu. Daha sonra Hulefayı Raşidin (MS 632-661) olarak bilinen yöneticiler tarafından halifeliğe dönüştürüldü.
İbn-i Heysem optik alanında yaptığı deneysel çalışmalar ve teoriler sebebiyle optik biliminin babası olarak kabul edilmektedir. Bazıları, İbn-i Heysem'i modern bilimsel metodu geliştirdiği için "ilk bilim insanı" olarak nitelendirdiler.
İlk olarak dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen kişi, M.Ö. 500'lü yıllarda Pisagor'dur. Uzun bir süre ayın şeklini gözlemlemesi üzerinden elde ettiği deneyimler doğrusunda, Pisagor dünyanın yuvarlak olduğunu anladı.
İsm-i azam, Allah'ın ilim sıfatını da içinde barındırdığı için, bu isme mazhar olan birisi ilimde de zirvede demektir. Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed (asm) ism-i azamın en azami makamındadır.
'Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı, yine onlara dönecektir. ' (Beyhâkî) Bunlardan Birkaçı: Yaşar Nuri Öztürk, Edip Yüksel, İskender Evrenesoğlu, Nazmi Sakallıoğlu, Refet Kayserilioğlu.
Buna göre bir âlimde bulunması gereken en temel üç vasıf; ilim, amel ve ihlâstır. Bunla- rın yanında hadislerde âlimin toplum içerisindeki sorumlulukların- dan da bahsedildiğini görüyoruz. Bu mânada âlimin en temel so- rumluluğu, daima hak ve hakikatin peşinden giderek, Allah'ın dini- ni tebliğ etmektir.
Bu bağlamda yanma sırasında ortaya çıkan alevin eş anlamlıları; yalım, yalaz ve alaz olarak geçmektedir. Dilimiz, birden fazla anlamdaşa sahip olan kelimeler açısından zengin sayılmaktadır. Bu bağlamda alev ile anlamdaş olan sözcükler; yalım, yalaz ve alaz olarak sıralanmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri