Diğer canlılar gibi bitkiler de yaşamlarını sürdürebilmeleri için enerjiye gereksinim duyarlar. Gereksinme duyulan bu enerji bitkilerin kendi organlarında yaptıkları ya da dışarıdan aldkları organik yaparlar ve fiziksel güneş enerjisini kimyasal gıda enerjisine dönüştürür.
Yeşil yapraklarda klorofil mevcuttur. Düzenli su ihtiyacını karşılayan ve güneş enerjisinden faydalanan bitkiler, klorofil aracılığıyla bu enerji aracılığıyla karbondioksit ve suyu basit şekerlere ve oksijene dönüştürmektedirler. Böylece beslenme gerçekleşmektedir. Gerçekleşen bu olaya fotosentez adı verilmektedir.
Bitkiler yemek yemez. Güneşten veya başka bir ışıktan aldıkları enerjiyi besinlerini elde etmek için kullanırlar. Bu işlemin bileşenleri su, hava ve ışıktır. Bitkiler havanın tamamını kullanmazlar sadece besinlerini üretebilmek için karbondioksidi kullanırlar.
Bitkilerin büyük çoğunluğu su, toprak, güneş ve havaya gereksinim duyar. Ama bu gereksinimler bitkiden bitkiye değişebilir. Örneğin bazı bitkiler çok su ister, bazıları az. Bazıları yalnızca sabah güneşi ister, bazıları tüm gün güneşte olmak...
Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir, ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar. Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar. Hatta duyar, tat alır, teması hisseder, iletişim kurar, mutlu olur ve dans ederler.
İlgili 25 soru bulundu
Çiçeklerin bizim algıladığımız şekilde hayatı algılamaları teknik olarak mümkün değildir. Gelişmiş bir sinir sistemleri ve düşünme yetileri olmadığı için sözlerimizi anlamlandırarak ona göre tepkiler verebilmeleri ise imkansızdır. Bu durumdan çiçeklerin dış dünyayı algılayamadıkları sonucu çıkarılamaz.
Bitkilerin Duyguları – Sevildiğini Hisseder mi? Bitkilere, insanlara gösterdiğimiz şefkat ve sevgiyi gösterdiğimizde onların sevgiyi ifade ediş ve yansıtma biçimleri çok daha farklı olabiliyor. Örneğin, bitkilerin yapraklarını okşayıp hatta öpmek onları mutlu etmeyecektir.
Bitkiler canlı varlıklar değildir. Canlıların havaya, suya ve güneşe ihtiyacı yoktur. Hayvanları sevmeliyiz ve onları korumalıyız.
"Bitkilerin Shazam'ı" dersek yanlış olmayacak bir uygulama ile sizi tanıştırmak isteriz; PictureThis. Adını merak ettiğiniz bitkinin fotoğrafını çektiğinizde size hangi bitki olduğunu söyleyen PictureThis, seçeneği tek bitkiyle de sınırlandırmıyor ve önünüze fotoğraftakinin benzerlerini sıralıyor.
🍃 Yaprak, havadan güneş ışığı ve karbondioksit alır. Köklerden ise su alır. Bitki bunları klorofille birleştirir ve. ortaya oksijen ile besin çıkar.
Ağaçlar topraktan enerji almazlar, enerjiyi kendileri üretirler. Ağaçlar topraktan aldıkları su (H2O) ile havadan aldıkları karbondioksiti (CO2) güneş ışığı ile tepkimeye sokarak şeker (C6H12O6) ve oksijen (O2) üretirler. Bu işleme fotosentez denir.
Güneş enerjisini doğrudan alarak fotosentez yapan bitkiler, doğal birer biyokütle enerji kaynağıdır.
Yeşil bitkiler, fotosentez yaparken ışık enerjisi yardımıyla karbondioksiti ve su- yu birleştirerek oksijen elementi açığa çıkarır ve aynı zamanda kendi organik besinlerini (karbonhidratlar) de yapar- lar. Bu besinler bitkiler tarafından büyü- me, enerji ve onarım amacıyla kullanılır.
Işık, sıcaklık, su (nem) ve yerçekimi büyüme ve gelişmeye etki eden başlıca etmenlerdir. Bitkilerde gelişme “bitkisel hormonlar” yardımıyla gerçekleştirilir. Hormonlar bitkinin belli bir organında sentezlenip, aynı veya başka bir yapı veya organa taşınarak etki gösteren organik maddelerdir.
Aslanpençesi, kına, atkestanesi, yılan otu, çörekotu, dalak otu, devetabanı, dişbudak ağacı, fındık, fıstık, ceviz, havuç, hindiba, dalakotu kızılcık, ginseng mayasıl otu ve misk otu vücut gücünü artıran başlıca bitkiler arasındadır.
Bitkiler, Güneş'ten aldıkları enerji ile fotosentez yaparlar. Bitkiler, fotosentez sayesinde güneş enerjisini bitkisel enerjiye çevirirler. Güneş enerjisi dediğimiz olay da tıpkı kimyasal enerji gibi uzun süreler depolanabilmektedir. Bu olay sonucunda enerjinin depolanabilme bileşiklerine biyokütle denir.
Bitkiler gelişmek için güneşten enerjiye, topraktan suya ve havadan karbona ihtiyaç duyarlar. Hava çoğunlukla azot, oksijen ve karbondioksitten oluşur.
Bitkiler geçmişte olan olayları unutmama, ileride karşılaşacakları çeşitli durumlarda hatırlama ve bu bilgileri kullanma yeteneğine sahiptirler. Örnek vermek gerekirse ; Küstüm(otu)çiçeği Mimosa Pudica 🍃.
Bitkilerin sağlıklı gelişmek için; kalsiyum, potasyum, azot, fosfor, demir, manganez ve magnezyuma ihtiyacı var. Bu besinlerin eksik olması durumunda bitkiler, genel görünümleriyle bize ipuçları veriyor.
Bitkiler de canlı, örneğin ışığa tepki verebildikleri için hareket bile ediyorlar, elektrik sinyalleri üretebiliyorlar. Bunu vejetaryenler de biliyor, Ama bitkilerde hayvanlarda ve insanlarda bulunan merkezi bir sinir sistemi yok. Ayrıca daha da kritik olan, acı reseptörleri yok.
Ayrıca fotosentez yaparak kendi besinlerini kendileri üreten bitkiler, oksijenli solunum yapan canlılar için de birinci derecede oksijen kaynağıdır. Bitkiler ayrıca yeryüzündeki temel besin kaynağıdır.
Kök sistemleri sayesinde, topraktan azot, fosfor, kalsiyum ve magnezyum gibi besin maddeleri elde edebilirler. Ayrıca, toprak, bitkileri stabilize etmeye ve bunların devrilmelerine engel olmaya hizmet eder.
Dokunulduğunda veya sarsıldığında, minik yaprakçıklarını üst üste kapatır ve yapraklarını aşağıya doğru sarkıtarak bir tepki verir. Bu hareket halk arasında küsmek olarak algılanmış ve bitkiye küstüm otu adı verilmiştir.
Vejetaryenlerin Keyfini Kaçıracak Araştırmaya Göre Bitkiler de Acıyı Hissedebiliyor! Bitkiler onları ne zaman yediğinizi biliyor ve bu durumdan çok da hoşlanmıyorlar. Missouri Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, bitkiler oluşturdukları savunma sistemiyle onları tüketen böceklere tepki veriyor.
Bitkiler de insanlar gibi ışığı görürler. Gözleri olmasa da gövdeleri ve yapraklarında bulunan fotoreseptörler ile görürler. Daha da ilginci bitkiler gelen ışığın mavi mi kırmızı mı olduğunu, uzaktan mı yakından mı geldiğini görebilirler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri