Özet olarak, kişi de nefsanî zevk veya ümitsizlik (Batsın bu dünya gibi) aşılayan müzikler helâl olmadığı anlaşılmaktadır.
“Cennettekiler bu gün zevk ve eğlence içindedirler. Hem kendileri hem eşleri gölgeliklerde, tahtalarına kurulurlar.” (Yasin, 36/55-56). "Onların kalplerindeki kini söküp çıkarmışızdır. Dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar.” (Hicr, 15/47).
Bu ırmakların adları: Pişon, Gihon, Dicle ve Fırat'tır.
Cennette kötü inançların da yeri yoktur: Küfür, şirk, dalâlet gibi. Çünkü ahirette dünyada inanmayanlar dahi herkes hakka'l-yakin olarak iman edecek. Yine orada kötü huylar da olmayacak: Yalan, gıybet, iftira, küfür gibi... Herkes cennete yakışır bir şekilde tatlı dilli ve güzel kalpli olacak.
Allah Adil-i mutlaktır. Hiç kimsenin amelini zayi etmez ve herkesin ameline göre mükâfatlandırır. Bu bakımdan, hasenatı fazla olan ile iyilikleri az olan bir insan Cennete gitseler bile ameli çok olanın makamı ve Cennetten istifadesi diğerine göre elbette farklı olacaktır.
İlgili 32 soru bulundu
Bazı rivayetlerde insanın ahirette 33 yaşında olacağı bildirilmiştir. Ancak bu yaş ifadesi dünyanın yaşına göre değildir. Yani, nasıl bu dünyada insan en mükemmel yaş olarak bu dönemde bulunur. Onun gibi insan cennette, olması gereken en mükemmel durumda bulunacak demektir.
Aynı tatminin uhrevî hayatta da devam etmesi tabiidir. Bir erkeğin kaç eşe sahip olacağı hususunda sahih rivayet Buhâri ile Müslim'de yer alan hadistir. Buna göre cennetteki her erkeğe "zarif ve şeffaf tenli" iki kadın verilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır.
Ahirette, mahşerde Allahü teâlâ görülecektir. Bu demek hâşâ, (Allah ahirettedir, mahşerdedir) demek değildir. Allah Cennette de görülecektir.
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
Cennette gece yoktur.
Hiçbir kıskançlık ve rekâbet duygusu olmaksızın, sonsuza kadar sevdikleriyle birlikte cennetten istifâde edeceklerdir. Dünya hayatındayken evlenemeden âhiret âlemine göçen iman etmiş erkek ve kadınlar, cennette evlendirilecek ve orada evlenmemiş kimse kalmayacaktır.
Firdevs (Arapça: فردوس), Farsça Pardis (Farsça: پردیس) kelimesinden ödünç alınan ve aynı zamanda İngilizce "paradise" kelimesinin de kaynağı olan edebi terimdir. Kuran genellikle Cennet terimini sembolik anlamda Firdevs'e atıf olarak kullanır, ancak İslamda "Firdevs" cennetin en yüksek derecesine işaret ediyor.
Kelime, Hz. Peygamber'e nisbet edilen ve cennetten söz eden çeşitli hadislerde de geçmektedir. Bu hadislerde belirtildiğine göre firdevs cennetin ortası, en yüksek ve en değerli bölgesi olup arşın altındadır.
Müminler için cennette "sonu misk olan, karışımı tesnimden, mühürlü, katıksız bir şarap" (Mutaffifin, 83/25-27) hazırlanmıştır. (Tesnim: Cennetteki çeşmelerden birinin adıdır.) Ayetlerde de belirtildiği gibi, bu içecekler aynı zamanda güzel kokular da içermektedir.
Çünkü cennette üreme yok. Her türlü yiyecek de var ama boşaltım yok.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Üç kimse cennete giremez ve Allah kıyamet günü onlara nazar etmez; Ana babasına isyan eden kimse, erkeklere benzeyen kadın ve karısına kötülük yapılmasına razı olan kimse.
Soğuk ve sıcak olmadığı gibi hastalık ve yaşlanmak da yoktur. Oranın nimetleri bitip tükenmediği, her insanın payına düşen yer dünyadan kat be kat geniş olduğundan cennette insanlar arasında savaşlar, didişmeler, kavga ve çekişmeler de söz konusu değildir.
Birinci âyette, Allah katında bir gün, size göre bin yıl gibidir deniyor. İkinci âyette de, birinci âyetteki gibi bildiriliyor. Üçüncü âyet, tamamen farklı bir konudan bahsediyor. Cebrail, oraya 50 bin yıllık yolu bir günde alır deniyor.
“Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler. Sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde O'na yükselir.” Secde, 5. Dikkat edilirse ayette “dünyanın bir günü 1000 yıldır” denilmiyor. “Allah katında bir gün, sizin günlerinize nisbetle 1000 yıldır” deniliyor.
Mü'min, dünya hayatında sevdiği insanı ölüp ahirete gittiğinde de unutmaz. Hatta Vakıa Suresi 16. ayette de geçtiği gibi ehl-i cennet karşılıklı tahtlar üzerinde oturup dünyadaki hatıralarını ve maceralarını birbirlerine anlatırlar. Böylelikle âhirette mü'minin lezzeti ve sevinci artar.
Ayetlerde geçen "tertemiz zevceler" ifadesi (Bakara, 2/25; Âl-i İmran, 3/15) hûrilerle birlikte dünya kadınlarını da kapsamına almaktadır. Cinsellik de nefislerin arzu ettiği şeylerdendir. Dolayısıyla ayet, cennette cinsel hayatın da bulunduğuna işaret etmektedir.
1. Ehl-i Sünnet uleması, cennet ehlinin rü'yetullaha mazhar olacağına, gökte dolunayı görürcesine Rab Teala'yı gözleriyle göreceğine inanır ve bu hususta ittifak ederler. Allah'ın görülmesinin, cennet ehlinin mazhar olacağı en büyük nimet olacağı belirtilmiştir.
Peygamberler, şu an berzah âleminde bir nevi cennet hayatı yaşıyorlar. Asıl cennete giriş, ancak kıyamet kopup mahşerde hesaplar görüldükten sonra gerçekleşir. Müminlerin ruhları “illiyun” denilen ve “yüksekler” anlamına gelen yüce makamlardadır.
Değerli kardeşimiz, Bu dünyada birbiriyle evlenemeyen kişiler, ahirette evlenebileceklerdir. Dünyada bekar olarak imanlı bir şekilde vefat etmiş bir kadın cennete girdiğinde, Cenab-ı Hak orada onu mü'min bir erkekle nikahlar. Çünkü, cennetin zevklerinden birisi de, yeme ve içmenin yanında nikahtır.
- “Cennette her erkeğe beş yüz huri, dört bin bakire kadın ve sekiz bin dul kadın verilecektir…” manasına gelen hadis için bk. Gazali, İhya,4/541.
- Cennet bildiğimiz manada hamilelik vs. yoluyla bir tenasül yeri değildir. - Dünyadaki gibi çocuk sahibi olma yoktur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri