Bitkiler bedensel temas ile sevgiyi algılayan canlılar değillerdir. Onların yapraklarını okşamanız hatta öpmeniz onları mutlu etmeyecektir. Ancak bitkilerinizin yapraklarını okşamanız onların hareketlerine katkı sağlayacaktır.
Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir, ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar. Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar. Hatta duyar, tat alır, teması hisseder, iletişim kurar, mutlu olur ve dans ederler.
Bitkilerin sizin dediklerinizi anlaması veya sevginizi algılaması mümkün değildir. Bitkilerin müziğin türünü algılaması ve buna göre büyüme şablonlarının değişmesi de mümkün değildir. Evet; bitkilerin müzik dinletildiğinde veya konuşulduğunda daha hızlı büyüdükleri doğrudur.
Bitkiler hisseder mi? Bitkiler bir tırtılın ayak sesleri gibi ufak bir dokunuşu hissedebilirler. Ancak acıya karşı bir savunma mekanizmaları yoktur. Sinir sistemleri ve beyinleri olmadığı için biyolojik olarak acı hissetmezler.
Bitkilerin konuşacak ağızları veya imzalayacak elleri olmasa da, yine de birbirleriyle iletişim kurabilirler. Aslında bitkiler, mesajlarının çoğu topraktaki kökler tarafından salgılanan kimyasallar olarak gelen karmaşık kimyasal iletişim sistemlerine sahiptir.
İlgili 44 soru bulundu
Yapılan araştırmalar, bitkilerin de hissedebildiğini ortaya koyuyor! Süper-hassas ve lazerle kontrol edilen mikrofonlarla yapılan araştırmada, yaprakları koparılan veya bozulmaya başlayan bitkilerin "ağladığı" tespit edildi.
Bitkiler, hem birbirleriyle hem de çevreleriyle iletişim kurmak için biyokimyasal bileşikler ve sesler kullanırlar. Biyokimyasal bileşikler, bitkilerin birbirlerine farklı mesajlar göndermelerini sağlayan uçucu organik bileşiklerdir.
Bitkiler bedensel temas ile sevgiyi algılayan canlılar değillerdir. Onların yapraklarını okşamanız hatta öpmeniz onları mutlu etmeyecektir. Ancak bitkilerinizin yapraklarını okşamanız onların hareketlerine katkı sağlayacaktır.
Genel olarak bitkiler yaşamları boyunca tuzluluk, kuraklık, kirlilik, sıcak, soğuk gibi benzer birçok faktörle karşılaşır ve normal büyümeleri, gelişimleri olumsuz yönde etkilenir. Bitkilerde bu koşullarda meydana gelen değişiklikler stres olarak tanımlanır.
Bitkilerde bildiğimiz manada ruh yoktur.
Bitkilerde ruhun vazifesini, büyüme, gelişme ve farklılaşma gibi birtakım kanunlar görmektedir. İnsan da dâhil, canlılarda görülen bir takım his ve davranışlar, bir takım hormon ve enzimlerin etkisiyle hâsıl olmaktadır.
Dokunulduğunda veya sarsıldığında, minik yaprakçıklarını üst üste kapatır ve yapraklarını aşağıya doğru sarkıtarak bir tepki verir. Bu hareket halk arasında küsmek olarak algılanmış ve bitkiye küstüm otu adı verilmiştir.
Bitkiler, insanlar ve diğer hayvanların acıyı hissettiği şekilde acıyı hissedemez. Dış uyaranları acı verici bir şey olarak yorumlayacak ağrı reseptörleri, sinir ve merkezi sinir sisteminden yoksundurlar.
Görünüşe göre bitkiler hava yolu ile -bazı kimyasalların salınımı- ve toprak yolu ile -kökler ve mantarlar aracılığı ile- haberleşip, iletişim kurarlar. Bitkilerin bu ve benzeri yollarla iletiştikleri bilimsel olarak defalarca kanıtlanmıştır. Bu iletişimde bitkiler kendilerine özgü dili kullanırlar.
Bitkiler gelişmek için güneşten enerjiye, topraktan suya ve havadan karbona ihtiyaç duyarlar. Hava çoğunlukla azot, oksijen ve karbondioksitten oluşur.
Bitkiler, belki de ihtiyaç duyduklarında sinirsel sinyalleri hayvanlardaki gibi kullanıyor fakat bunu pek olası görmüyoruz. Aslında mental süreçlerini insanla karşılaştırarak anlamaya çalıştığımız bitkileri, bizimkinden faklı bir bilinç düzeyine sahip oldukları için kavrayabilmemiz imkansız.
Aynı şartlarda baktığımız çiçeklerden, Klasik batı müziği dinletilen çiçek daha iyi gelişirken, onu Tasavvuf müziği dinletilen çiçek takip etti. Hart rock dinletilen çiçek ise ötekilere göre az gelişti. Müzik dinlemeyen çiçek ise çok cılız kaldı" dedi.
Bu durum dışarıdan bakıldığında bitkinin hastalanması şeklinde yorumlanmaktadır. Sayıları fazlalaştığında akarlar bitki yaprakları ve sap kısımları üzerinde ya da altında görünür ve ağlar meydana getirmeye başlarlar. Oluşturdukları bu ağlar onların diğer küçük haşere türlerinden ayrılması konusunda yardımcı olmaktadır.
Bitkiler de insan ve hayvanlar gibi hareket etme özelliğine sahiptir. Ancak bitkilerin hareketi diğer canlıların hareketine göre biraz farklıdır. Bitkinin güneşe doğru çevrilmesi ve köklerin suya dönmesi şeklinde gerçekleşir. Cansız varlıklar tek başlarına hareket etme sahip değillerdir.
Bitki psikolojisi, bitkilerin duyusal ve tepkisel yeteneklerini inceleyen bir bilim dalıdır. Geleneksel olarak bitkilerin yaşam formlarının yanı sıra fizyolojik, anatomik ve biyokimyasal özellikleri üzerinde odaklanan bitki bilimine yeni bir bakış açısı getirir.
Bitkiler geçmişte olan olayları unutmama, ileride karşılaşacakları çeşitli durumlarda hatırlama ve bu bilgileri kullanma yeteneğine sahiptirler. Örnek vermek gerekirse ; Küstüm(otu)çiçeği Mimosa Pudica 🍃.
Kadınların hediye olarak çiçek almaktan çok hoşlanmalarının nedeni ise kendilerini özel hissetmeleridir. Çiçek vermek yüzyıllardır sevginin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla çiçek alan bir kadın bu sevgi mesajını hemen anlıyor ve kendini önemli hissediyor.
Çiçeklerinizin ömrünü uzatmak için suya ekleyebileceğiniz diğer maddeler ise, bir çay kaşığı şeker, bir tutam tuz ve karbonat ve hatta bakır paradır. Beyazlatıcı: Vazodaki 1 litre suya ¼ oranında çay kaşığı beyazlatıcı eklerseniz dalından koparılan çiçekleriniz daha uzun süre taze kalacaktır.
Çiçek ne zaman sulanmalı sorusunun yanıtı, bitkinin güncel nem ihtiyacına bağlı olarak belirlenmelidir. Bitkinin toprağının kuruduğunu gözlemleyerek sulama zamanını belirleyebilirsiniz. Sulama günlerinin her hafta düzenli olarak takip edilmesi önerilir. Fazla nem kullanımı, köklerin nefes almasını engeller.
Yeni bir saksı içerisine gübreli toprak dökerek solmuş yapraklardan arındırdığınız çiçeği yeni saksıya yerleştirmelisiniz. Gübreli toprak attığınız saksıya kurumuş yapraklarını kestiğiniz çiçeği yerleştirdikten sonra sulamaya başlayarak canlandırabilirsiniz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri