Bibliyofil Yunanca kitapsever demektir. Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Sözlük'ünde bibliyofil için kitap dostu, kitaplara düşkün kimse denmiştir.
Yunanca kitapsever anlamına gelen Bibliyofil TDK sözlükte kitap dostu, kitaplara düşkün olan kimse olarak açıklanmıştır. Kitap okumayı seven kimselere bibliyofil denir.
Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucu, düzenli olarak kitap okuyan insanların beyinleri yeni nöronların oluşmasına katkı sağladığını öğrenmişlerdir. Ne kadar çok ve düzenli olarak kitap okursanız o kadar zeki ve eşsiz bir birey olarak kendinizi hayata hazırlarsınız.
Bibliyofil, kitapsever anlamına gelmektedir. Aldığı ya da okuduğu kitapları yakın çevresiyle, arkadaşlarıyla, dostlarıyla paylaşmaktan imtina etmez. Okuduklarını başkalarına da tavsiye etmeyi sever.
Kitapsever kelimesinin Arapça dilindeki karşılığı kitāb + Türkçe sever şeklindedir.
İlgili 20 soru bulundu
Bazı metinlerde kitap ve sever sözcüğü ayrı şekilde yazılır. Bu şekilde yazımlar yazım yanlışına sebep olur. Kitapsever doğru yazılışı bitişik yazılmalı ve “kitapsever” şeklinde olmalıdır.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan sahaf kelimesi, sahife sözcüğünden türetilmiştir. Sahife, hem sayfa hem de eski kitap demektir. 2. el kitapların alınıp satıldığı kitapçılara da sahaf denir.
Tsundoku Sendromu, bireyin okuyamayacağı kadar kitap alması ve henüz okunmamış bir yığın kitabı olmasına rağmen ''okuma niyeti ile '' yeni kitaplar almaya devam etmesi durumunu ifade etmektedir. Bu kelime kökenlerini Japoncadan almaktadır.
Deli dana (Creutzfeldt-Jakob hastalığı), 1/1.000.000 (milyonda bir) ve hızlı seyreden bir prion hastalığıdır. Bilişsel ve ruhsal bozukluklar, serebellar ataksi, miyoklonik hareketler ve görme kaybı ile ortaya çıkar. Hastalığın bir tedavisi bulunmadığı gibi kısa sürede ölümle sonuçlanır.
Tsundoku, hiç okunmayan kitapların biriktirilmesidir. Tsundoku hastalığı olan bireyler okumak için kitap satın alıp, aldığı kitapları okumaz ve daha sonra evinde yerlerde, raflarda ve çeşitli mobilyalarda depolar.
Sonuç olarak, çok kitap okumak zekayı geliştirir ve bu süreçte anlamaya, anlatmaya, analiz etmeye, nöron bağlantılarını arttırmaya, hafıza güçlendirmeye, hayal gücü ve yaratıcılığı geliştirmeye yardımcı olacak bilişsel yetenekler üzerinde olumlu etkiler yaratır.
Bu sebeple daha makul başlangıçlar yapmak, kazanmak istediğimiz alışkanlığın kalıcılığı açısından çok önemli. Ben kitap okuma alışkanlığı için başlangıç süresini 20 dk olarak öneriyorum. Ne olursa olsun, bayram-seyran, ölüm-kalım demeden asla aksatmadan günlük 20 dk kitap okumak, ideal bir başlangıç oluşturacaktır.
İnternette geçirdiğimiz zamanı azaltarak günlük rutinimiz de kitap okumaya yer ayırmak gerekiyor. İşte düzenli kitap okumanın bilimsel olarak kanıtlanmış 5 faydası… Kitap okumak, ifade ve iletişim becerilerini geliştirme, özgüven kazandırma, stresi azaltma gibi sayısız fayda sağlıyor.
Sahaflık, kitapseverler ve etrafında oluşan kültürle sürdürülen geleneksel bir meslektir. Kitap sevgisi ve çevresinde oluşan gelenekleri de kapsayan bu meslek, aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılır.
Düzenli bir şekilde kitap okumak kişinin empati yeteneğinin artmasını sağlamaktadır. Düzenli kitap okuyan kişiler daha fazla kelime kullanırlar çünkü kelime dağarcıkları gelişir. Düzenli kitap okuyan kişilerin stresleri azalır ve rahatlarlar. Düzenli kitap okuyan kişiler geceleri daha rahat ve dingin uyurlar.
Kısaca tanımlayacak olursak, okuma alışkanlığı; bireyin bir gereksinim ve zevk kaynağı olarak algılaması sonucu okuma eylemini yaşam boyu, sürekli, düzenli ve eleştirel bir biçimde gerçekleştirmesidir (Yılmaz, 1993, s. 30). Okuma alışkanlığı yaşam boyu öğrenmenin temelidir.
Down sendromu (Mongolizm), 21. kromozomun fazladan bir kopyasına sahip olma durumuyla karakterize genetik bir hastalıktır. En sık görülen kromozomal hastalıktır. Aynı zamanda çocuklarda yavaş öğrenme ve zeka geriliğinin en sık sebebidir. Fazladan olan 21. kromozom dolayısı ile Trizomi 21 olarak da adlandırılır.
Prion hastalıkları, canlılar arasında bulaş gösterebilen bir mikroorganizma gibi davranan, prion adı verilen protein parçacıklarının neden olduğu bir grup insan ve hayvan hastalığıdır.
Kişilerin yığınla kitap satın alıp, bunları okumaya çalışıp ancak çoğu zaman istikrar gösterememe durumudur. Dışarıya çıkan kişi kendisini kitap evlerinde veya kitap fuarlarında bulur ve bu durumdan haz alır. Bu kişiler kitap kokusuna da bağımlı hale gelip bulunduğun ortamın her köşesinde kitap görmeyi arzular.
İşte bugün 'kitap okuyamama durumu' diğer adıyla Reading Slump'dan bahsedeceğiz. Kısaca açıklamak gerekirse RS dönemi, en düzenli şekilde kitap okuyan insanların bile zaman zaman yaşadığı bir süreç. Kişinin kitap okumak istememesi, kendini zorlasa bile birkaç sayfadan sonra sıkılıp kitabı elinden bıraktığı bir dönem.
Bibliyofobi, kitap korkusu veya kitaplara karşı duyulan nefret olarak ifade edilir. Bu tür korkular genellikle kitapların toplum ya da kültür üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır. Bibliyofobi, sansür ve kitap yakımının yaygın nedenlerinden birisidir. Bibliyofobi ve bibliophilia birbirine zıttır.
Arapça kökenli bir sözcük olan sahaf sözcüğü esasında "kitap satan, kitap satılan" anlamında olmakla birlikte, günümüzde ikinci el dergi ve kitapların satıldığı yerlere verilen isimdir.
Bibliyofil Yunanca kitapsever demektir. Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Sözlük'ünde bibliyofil için kitap dostu, kitaplara düşkün kimse denmiştir.
Yeryüzünde ilk yazılan kitap Kuzeybatı Çin ülkesinde bulundu. Dünyanın ilk kitabının M. S. 868 yılında yazıldığı biliniyor, kitabın adı “Diamond Sutra”. Diamond, elmas anlamına gelirken Sutra kelimesinin ise dini bilgi ve vaaz anlamını taşıdığı bilinir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri