Basit bir muayene ışığı altında bazen de dil basacağı yardımıyla dil bağı görülebilir. Dil ise “V” şeklini almıştır. Dil bağı olan çocukta dili dışarı çıkarması, yukarı kaldırılarak damağa değdirilmesi gibi hareketleri yapması istenir, hasta bunları tam olarak yapamayacağından tanı doğrulanır.
Dil Altı Bağı Tanısı Nasıl Konur? Dil bağını değerlendirirken dilin alt dudak hizasını geçip geçmediğine bakılarak değerlendirme yapılabilir. Dondurma veya şeker yalatılarak bu testi yapmak mümkündür. Dil ağız içinde yeterince hareketli değilse yemek artıklarını temizleme ve diş çürüklerini önlemede etkisi azalır.
Dil bağı doğuştan meydana gelen bir durumdur. Doğum öncesi fetal gelişim sırasında dil ve ağız tabanı birbirine kaynaşır. Zamanla dil, ağız tabanından ayrılır. Sonunda, sadece ince bir doku bandı (lingual frenulum) dilin altını ağzın tabanına bağlar.
Yöntemde; frenelum adındaki yapıya müdahele edilir ve dilin serbest hale gelmesi sağlanır. Örnekler göz önünde bulundurulduğunda; anesteziye ihtiyaç duyulmaz, takibinde bebek emzirilebilir.
İlgili 24 soru bulundu
Bebeklerde dil bağı kendiliğinden geçer mi? sorusunun cevabı ise bebekte herhangi bir kilo alma, beslenme problemi yoksa bebek 6 aylık oluncaya kadar beklenmelidir. Bu süre içerisinde kendiliğinden düzelebilir. Şikayeti olan hastalarda ise frenotomi denilen cerrahi operasyon yapılabilir.
Dil Bağının Bebeğe ve Anneye Etkileri
Ağız tabanından dilin uç kısmına doğru uzanan ve değişen kalınlıklarda olabilen bu bağ işlevsel olarak dil hareketlerinin kısıtlanması, dilin diş eti hizasını geçememesi ve dışarıya çıkarılamamasına neden olur. Dil bağı, bebeğin beslenmesi, yutması ya da konuşmasını etkileyebilir.
DİL BAĞI OLMASI NE GİBİ SORUNLARA YOL AÇAR? GEÇ KONUŞMA PROBLEMİ YAPAR MI? Dil bağı olan çocukta dilin fonksiyonları etkilenecektir. Konuşma ve telaffuz bozuklukları, ağız içini temizleme işlevinin bozulmasından dolayı kötü ağız hijyeni ve diş problemleri, emme, yeme problemleri ve dil şeklinde bozukluk görülebilir.
Bununla birlikte gelişim sürecini sorunlu olarak geçiren çocuklar yetişkin olduklarında da bunu bir travma olarak taşıyabilir. Söz konusu dil bağı rahatsızlığını yaşayan çocuklarda “r” harflerini söyleyememe durumuyla karşılaşılır. Çocuklar gelişim süreci boyunca rahatlıkla konuşamaz.
Ön dil bağı, çocuğunuzun ağzının önünde, dilinin ucuna yakın bir yerde, alt dişlerinin ve diş etlerinin hemen arkasındadır. Genellikle ince bir ağ gibi görünür. Arka dil bağı (bazen “gizli” dil bağı olarak adlandırılır), daha arkada, ağız tabanının dille birleştiği yerdedir ve görmeyi zorlaştırır.
Yeni doğanlarda ilk muayene esnasında fark edilebilir. İlerleyen yaşlarda dil hareketliliğinde kısıtlılık ve buna bağlı olarak "s" ve "r" gibi bazı harflerin söylenmesinde zorluk ya da dilin ağız dışına çıkarılmasında güçlük ve çıkarmaya çalışırken dil ucunun kalp ya da "v" şeklini almasıyla fark edilebilir.
Dil bağı ameliyatı genellikle lokal anestezi altında yapılır. Dil altı lokal anestezik ilaç ile uyuşturulduktan sonra ince dil bağlarında makas veya bistüri yardımıyla kesilir. İşlem sonrası genellikle ağrı ve kanama görülmez.
Ameliyat esnasında veya sonrasında birkaç hafta içinde olabilir. Kanama kontrolü için yeni bir cerrahi girişim gerekebilir. Yara yeri enfekte olabilir ve yara yerinin iyileşmesi gecikebilir. Lokal anestezi sonrası verilen lokal anestezik madde lokal ya da sistemik toksisite yapabilir.
Dudak ya da dildeki bağın konuşmaya engel olması bağın büyüklük ve kalınlık miktarına bağlıdır. Dudak ve dil bağı normal boyutlarda ise eğer herhangi bir sorun söz konusu değildir ancak, dudak ya da dildeki bağın durumu ciddi derecede uzun ve kalın ise bebeklerde emme ve konuşma zorluğu gibi problemlere yol açabilir.
Dil bağı konuşmayı etkilemez. Dil bağı dilin altında hareketi kısıtlayan bir yapı olduğundan kısıtladığı tek hareket dilin yukarıya çıkışıdır. Bu kısıtlama s ve r gibi seslerin oluşturulmasını güçleştirebilir.
Her ses, o sesi üretebilmek için gereken dil, dudak, damak ve çene koordinasyonu geliştikçe üretilir. Bu nedenle sesler belirli bir gelişim sırasıyla edinilir. /r/ sesinin genel olarak 4,5 -5 yaş civarına doğru üretilebilmesi beklenir. Terapiye başlamak için de 4,5 yaşı beklemek uygundur.
Beslenmede sorun yoksa 2 yaş civarında konuşma fonksiyonu değerlendirilir. Konuşmasını etkiliyorsa, bazı harfleri çıkarmada zorlanıyorsa dil bağı kesilir.
Emme refleksini tam anlamıyla yerine getiremeyen bebeklere, Konuşma bozukluğu yaşayan çocuklara, Diş eti çekilmesi, diş ve diş eti hastalıkları yaşayanlara, Üst ön dişleri arasında diastema adı verilen boşluk oluşan çocuklara ve yetişkinlere frenektomi yapılması gerekebilir.
Çocuklarda dil bağı ameliyatı için belli bir yaşı beklemek gerekmez. Fakat çocuklarda dudak bağı ameliyatı için hastanın 10 yaşına ulaşması beklenmelidir. Bu süre boyunca düzenli olarak takip edilmeli, üst köpek dişleri çıkana kadar frenektomi operasyonundan kaçınılmalıdır.
Ağrı ve şişlik varsa, bezi biraz buza sarın. Derin bir kesik varsa ve dilinizin kanamasını durdurmanız gerekiyorsa, ağzınızı 1 parça hidrojen peroksit ve biraz su ile durulamayı (içmeden) deneyin. Yemeklerden sonra ağrıyı hafifletmek için ağzınızı ılık tuzlu suyla durulamayı deneyebilirsiniz.
Dil bağının tedavisi, cerrahi olarak bağın kesilmesi ya da lazerle dokunun kaldırılması şeklindedir. Dil ve dudak bağının lazer ile tedavisinde anesteziye ihtiyaç duyulmadan, sadece topikal anesteziyle ağrısız ve kanamasız bir şekilde doku alınabilmektedir ve işlem sonrasında dikiş atılmasına gerek olmaz.
Gebelik ve Sağlık'ın haberine göre; bebekler dünyaya geldikleri andan itibaren emme içgüdüleri ile doğarlar bu nedenle bebekler uyurken ya da uyanıkken dilini çıkarmasının nedenlerinden biri emme isteğinden kaynaklanmaktadır. Başka uzvunu kullanamayan bebek tek bildiği refleks emmeyi kullanarak hareket etmeye çalışır.
Dil bağını düzeltmek için genellikle küçük bir cerrahi müdahale gereklidir. Özellikle 6 aya kadar olan ve dil bağı ince ve ileri derecede olmayan bebeklerde lokal anestezi ile ufak bir makas yardımıyla dil bağı kesilebilir. Lokal anestezi ile yapıldıysa işlem sonrası hasta hemen beslenmeye başlayabilir.
Dil Yaralanmasında Her Zaman Dikiş Atılır Mı? Dildeki yaralanmanın durumuna bağlı olarak dikiş atılması gerekebilir. Bunun amacı çoğu zaman dildeki iyileşmenin doğru şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri