Ağız kanseri nasıl teşhis edilir? Ağız kanserinde teşhis süreci fiziksel muayene ile başlar. Semptomlar olsun veya olmasın, diş hekimi rutin bir kontrol sırasında ağızda anormal bir doku değişikliğini fark eder, herhangi bir yumru veya kitle hissedebilir.
Belirtileri arasında diş etinde kanama, diş eti şişmesi, diş etinde renk değişikliği, ağrı, diş eti çekilmesi, dişlerde sallanma ve ağızda yara veya ülser gibi lezyonlar yer alabilir.
DİŞ ETİNDEKİ ÖDEM VE KIZARIKLIĞA DİKKAT
Aslında her yaşta görülebilen bu kanser ciddi boyutlara ulaştığında ölümle sonuçlanır; ancak erken teşhis sayesinde konulan tanılar hastalar için bir umut ışığı doğurur. O yüzden erken dönemde fark edilebilmesi için hiçbir belirti göz ardı edilmemelidir.
1 aydan uzun süreli geçmeyen ağız içi lekeleri vücudun herhangi bir yerinde kanserin habercisi olabilir. Uzun süredir ağızda bulunan ve geçme belirtisi göstermeyen şişlik ve lekeler, ağız içi veya dudaktaki ağrı vermese de iyileşmeyen herhangi bir çatlak, şişlik veya ülser ağız kanseri için ilk belirti olabilir.
İlgili 27 soru bulundu
Ağız ve yutak kanseri, dünya genelinde en sık rastlanan altıncı kanser türü olarak biliniyor. 50 yaş ve üzeri erkeklerde ağız kanseri görülme riski, diğer kişilere göre daha yüksek seyretse de yine de son 30 yıla bakıldığında skuamöz hücreli karsinom (hücrelerde büyüyen bir çeşit cilt kanseri) teşhisi konuladn 45 yaş ...
Ağız Kanseri Belirtileri Nelerdir? Ağız içinde, dudakta beyaz, kırmızı beyaz leke ve yaralar olarak ortaya çıkar. Beyaz lekelenmeler 'lökoplaki' olarak adlandırılır ve habis dönüşüm gösterebilen lezyonlardır. Kırmızı lekelenmeler ise 'eritroplaki' olarak adlandırılır ve kanserleşme riski daha yüksektir.
Ağız Kanseri Taraması
Ayrıca panoramik röntgen, ağız kanseri riskinin belirlenmesine yardımcı olabilir. Bu tür belirtilere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız, diş hekimi ziyaretlerinizde diş hekiminizden bir tarama talep etmeniz gerekir.
Mikrobiyal dental plağın yanı sıra sigara kullanımı, diyabet, lösemi ve AIDS gibi bazı sistemik hastalıklar, stres, kalp-tansiyon ilaçları, antikonvulsanlar, antidepresanlar ve oral kontraseptifler gibi bazı ilaçların kullanımı ve beslenme alışkanları da diş eti hastalıklarının oluşumunda etkilidir.
Ağız kokusu, diş eti hastalığının bir belirtisi olabilir. Küçülen diş etleri: Dişler eskisinden daha uzun görünüyorsa, diş eti çekilmesi başlamış olabilir. Hassas dişler: Soğuk ve sıcağa karşı dişlerdeki aşırı hassasiyet, diş eti hastalığı belirtileri arasında yer alır.
Dişte oluşan çürük, enfeksiyon ve iltihaplanmalar ilk olarak çeneye, başa, yüze, kulağa, boyna ve gözlere vurur.
Kistler kanser oluşturmaz. Ancak tekrarlayabilen çeşitleri olması nedeniyle patolojik değerlendirme yapılmalıdır. Diş kisti patoloji sonucu bu kapsamda önemlidir. Dişlerde oluşan kistler tedavi edilmediğinde tehlikelidir.
Çene kemiğinden komşu dokulara yayılan anormal bir büyümedir. Genellikle diş etlerinden ya da ağız mukozasından gelen kanser, çene kemiğine yayıldığında ortaya çıkar. Odontojenik tümörler oldukça nadir görülen lezyonlardır.
İkisi Arasında Bir İlişki Var Mı? Diş eti iltihabı olması bunun mutlaka kansere dönüşeceği anlamına gelmez, fakat diş eti hastalığı ile kansere yakalanma arasında bir dereceye kadar bağlantı vardır ve bu durum ağız kanseriyle sınırlı değildir.
Diş eti kanseri, dudaklarda, ağızda, bademciklerin çevresinde ve tükürük bezlerinde ortaya çıkan kanserlere verilen hastalığın adıdır. Genellikle 40 yaş üstü bireylerde gözlemlenmektedir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık rastlanılmaktadır.
Vitamin eksikliği de diş eti kanamalarına yol açabilir. İskorbüt hastalığı olarak bilinen C vitamini eksikliği de diş etlerinde enflamasyona neden olur ve tedavi edilmediği takdirde diş kaybına neden olabilir. K vitamini eksikliği de ciddi diş problemlerine neden olabilir.
Gingivitis (diş eti iltihabı): Diş eti hastalığının en erken aşaması olup, diş eti çizgisinde plak birikmesi sonucunda oluşur. Diş ipi kullanılmadığında ve dişlerin düzenli olarak fırçalanmaması durumunda; diş etinin tahrişine neden olacak toksinler, diş eti iltihabına yol açabilir.
Diş eti hastalıkları sinsi ilerleyen hastalıklardandır. Eğer diş etleri sürekli kanıyorsa, şişmişse, diş etleri çekilmişse ve bunun sonucunda dişlerde sallanma veya yer değiştirme varsa, ağızda kötü koku veya tat varsa mutlaka bir periodontoloji uzmanı diş hekimine başvurulması gereklidir.
Ağız kanseri tedavi edilmediği takdirde yakınında bulunan sağlıklı dokulara, kan damarlarına, lenflere, sinirlere ve kemiğe kadar yayılarak durumu daha riskli bir hale getirebilir.
Panoramik bir röntgen ile, ağız kanserini erken teşhis etme ve tedavisine erken başlama olasılığını arttırırsınız. Ayrıca çocuklarda ortodontik bakım ihtiyacını değerlendirmek için de panoramik röntgen kullanılır.
Diş lezyonu olması hastanın kanser olduğu anlamına gelmez. Elbette böyle bir ihtimal de var ancak bu olasılığın gayet düşük olduğunu belirtmeliyiz. Kanser çoğunlukla birkaç farklı bulgu ile birlikte kendini gösteriyor. Mikrobik bir durum olmaması durumunda lezyonun hemen alınması gibi bir ihtiyaç doğmuyor.
Ağız kanseri, erken dönemde teşhis edilerek tedavi sağlanmazsa yayılarak sürekli ağrı, fonksiyon kaybı, tedavi sonrası düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve ağız deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilir. Diş hekimine düzenli aralıklarla gidilmesi, ağız kanserlerinin erken dönemde saptanması açısından da önemlidir.
Dilin üzerinde yaralar, aftlar veya beyaz beneklerin oluşmasıyla kendini belli eden dil kanseri, daha çok sigara, alkol tüketimi ve siroz sebebiyle gelişiyor. Bu sebeple ağızda çıkan yaraları önemsemek, dil kanserini teşhis etmekte büyük bir rol üstleniyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri