Eğer iki tarafta memnunsa ve anlaşarak ayrılmışsa hak bu, helal edilir.
Bir günah işlemişsek hemen tövbe etmemiz gerekir. Kul hakkını da ilgilendiren bir günahımız varsa, tövbe ettikten sonra kul ile de helalleşmek gerekir.
Bir anne veya babanın, isyankâr bir çocuğuna karşı “sana sütümü/hakkımı helal etmem” ve benzeri sözleri yemin hükmünde değildir. Ebeveynlerin çocuklarına haksız yere manevî baskı kurmaları ve onların şahsiyetlerine saygı göstermemeleri doğru değildir. Esasen bu tür sözler hiçbir hüküm de ifade etmez.
el Cevab : Hak sahibi hakkını helal ederse ''hata yapanın yaptığı onun yanına kalır'' yani Ahirette cezalandırılmaz. Ama hata yapan kişi hem kul hakkını ihlal etti hem de Allahın hakkını ihlal ettiyse kul hakkını affettiği için ondan hesaba çekilmese de Allah hakkını ihlal ettiği için Ahirette hesaba çekilecektir.
Onun bir tek telâfisi vardır, o da haksızlığa uğrayan, hukuku zayi olan kişiyle bizzat görüşüp özür beyan etmek, helâllik dilemekle birlikte , maddi bir kaybı varsa telâfisine gitmektir. Evet, Peygamberimizin (asm) de tavsiyesine göre, bu durumda helâlleşmekten başka çıkar yol yoktur.
İlgili 31 soru bulundu
Hak yiyenlerin günahı, akıbeti ne olur? 🔵 Yüce dinimiz İslam, bize hakkı gözetmeyi ve korumayı emretmiştir. Dinimizde kul hakkı büyük günahlardan sayılmaktadır ve ancak hakkını yediğimiz kişilerle helalleşerek bu günahımızın affedileceği buyurulmuştur.
Doğru değildir. Çünkü bir kadının bütün amelleri erkeğin helalliği etrafında dönmemektedir. Ayette: “Kimin tartıları (sevap cihetiyle) ağır gelirse, o kişi cennete gider. Şayet hafif gelirse (Allah affetmezse) cehenneme gider.” (bk.
Dedikodu yapmak, iftira atmak, gıybet etmek, haksızlık yapmak, üzmek, kırmak, ağlatmak, aldatmak, canyakmak bunların hepsi kul hakkına giren davranışlardır.
Birinin hatasını yüzüne vururken; “Hakkını helal et ama sen de şöylesin.” şeklinde kullanılır. Yolculuğa çıkarken, kutsal topraklara giderken, ameliyata girerken, en samimi olarak da ölüm döşeğinde… “Hakkını helal et.” sözüne “Helal olsun.” şeklinde cevap vermeye 'helalleşmek' diyoruz.
Allah'ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir.
İnsanın hakkını helal eden kimse, hem Allah'ın affedin tavsiyesine uymuş hem de Peygamber Efendimizin sünnetine uygun hareket etmiş olur. Bunun en büyük kazancı, affeden kimsenin Allah'ın rızasına nail olması ve Peygamberimizim şefaatini hak etmek etmesidir. Esasen hakkını helal etmek bir fazilettir.
1- Mali olan kul hakları:
Hırsızlık, gasp, aldatarak, yalan söyleyerek mal satmak, sahte para vermek, başkasının malına zarar vermek, yalancı şahitlik, rüşvet almak gibi. Bu haklar için sahibi ile helalleşmek gerekir. Dünyada helalleşmezse, ahirette sevapları ona verilerek helalleştirilecektir.
Şâyet sevabı yoksa hakkına girdiği kişinin günahlarından alınarak kendisine yüklenir” (bkz. Buhârî, Mezâlim, 10 [2449]). Mallarla ilgili kul hakkı ihlali durumunda; mevcutsa söz konusu malın kendisi, yoksa bedeli hak sahibine verilmelidir. Hak sahibinin hayatta olmaması hâlinde ise mirasçılarına teslim edilmelidir.
Üzerinde kul hakkı bulunanların ruhları Cennete girmez.
Ancak bu şekilde emrivâki ile, zorlayarak helâllik istemek doğru değildir. Helâllik alana tayyip bir kazanç olmaz. Önce zararı tazmin etmeli, borcu ödemeli, karşı tarafın gönlünü almalı, sonra helâllik dilemelidir.
Mesela kul hakkıdır, kalp kırmak, gönül yıkmak. Hatta insan, Kâbe yi yıksa da yetmiş defa, Kalp kırmanın yanında hafif kalır bu daha. affedilir, Kul Hakkı hariç .
İnsanın hakkını helal eden kimse, hem Allah'ın affedin tavsiyesine uymuş hem de Peygamber Efendimizin sünnetine uygun hareket etmiş olur. Bunun en büyük kazancı, affeden kimsenin Allah'ın rızasına nail olması ve Peygamberimizim şefaatini hak etmek etmesidir. Esasen hakkını helal etmek bir fazilettir.
Birinin helallik istemesi ise bir hayır işine aracı olmaya işaret eder. Rüyanızda bir kimsenin sizden helallik istemesi yoksul bir kişinin yuvasını yapmaya, maddi destek sağlamaya işaret sayılır. Aynı zamanda cömert ve iyi huylu, yardım etmeyi seven bir eşe sahip olunacağı manasına da gelir.
Deyim. [1] Verdiği emeği, hakkı, payı içtenlikle bağışta bulunmak.
Birisinin malına ya da canına zarar vermek, iftira atmak, şakasına bile olsa korkutmak ya da üzmek, aldatmak, rüşvet almak ya da vermek, borcu ödeme süresini uzatmak, lüzumsuzca vakit almak, bekletmek gibi ve benzeri davranışlar kul hakkına girmektedir.
Ancak sen de kul hakkını yiyordun. Keza, özlemek hele çok özlemek kul hakkına girer.
Zina eden bir eş, bundan dolayı zaten kul hakkını ihlal etmiş ve günah kazanmış olmaktadır. Bu fiili işleyen bir kimsenin, bunu eşine söylemesi farz değildir. Gerçekten samimi tövbe edip halini düzelten ve Allah'ın rızasını tekrar kazanan bir kul, Allah'tan bu konuda yardım umabilir.
Ülkesinde bir televizyon kanalına konuşan Şeyh Muhammed Ebubekir, “Eşinin rızasını almayan hiçbir erkek cennete gitmeyecektir. Eşi erkeğin yaptıklarından ve davranışlarından razı olmazsa cennatle ödüllendirilmeyecek” dedi. Şeyh Ebubekir, “Hanımınız hak üzerine size küsmüş ve kızmışsa melekler de sizden nefret eder.
Öldükten sonra hakkını helal etmenin de bir anlamı yok. O kişi mahşerde hakkını alır. Cenaze, hak helal edilmese de defnedilir.”
Bir kimse bir kimsenin hakkını yer, malını çalar, hırsızlık yapar ise büyük vebali olan kul hakkını işlemiş olur. Kul hakkı pek çok sebebe bağlı olarak işlenebilir. Dolayısıyla bir kişinin istenmediği bir şey yapması, onu alay etmek, küçük düşürmek, başkasının yanında aşağılamak, rencide etmekte bir kul hakkıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri