Fıtığa bağlı sinir hasarı, ayaklarda düşme, idrar ya da dışkı tutamama gibi özel durumlar yoksa ameliyat en son tedavi seçeneğidir. Bel fıtığına bağlı ağrıların % 85-90'ı ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, davranış tedavisi, manuel terapi uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir.
Fıtıklar oluştuktan sonra, vücudumuzun diğer bölümleri gibi iyileşebilir yapılardır. Fakat fıtık kaynaklı ağrınıza kuvvet kaybı, idrar kaçırma, genital bölgede hissislik eşlik ediyorsa doktor randevunuz konusunda acele etmeniz gerekir.
Bel fıtıkların büyük bir bölümü fizik tedavi ile veya zaman içinde kendiliğinden küçülebilir veya yok olabilir. İyi bir fizik tedavi uygulaması iyileşme oranlarını belirgin artırmaktadır. Bel fıtıklarının %1 ila 3'ünde cerrahi tedavi gerekebilir.
Fizik tedavi bel fıtığı olan pek çok hastada hissedilen ağrıların daha şiddetlenmesinin önüne geçer. Ancak cerrahi dışı metotlarla iyileşmeyen bel fıtığının ilerleyen evrelerinde ameliyat kesin çözüm olarak düşünülmektedir. Bel fıtığı rahatsızlığında son çare olarak cerrahi müdahale tavsiye edilmektedir.
FITIK KENDİ KENDİNE GERİLEYEBİLİR
Sadece ciddi kuvvet kaybı ve idrar/dışkılama sorunu olan hastalarda açık ameliyat önerilir. Bunun nedeni ise bel fıtığının, %70'e kadar varan olguda kendi kendine gerilemesidir. Vücudumuzun savunma sistemi, fıtığı 3 ila 6 ay içinde öğütebilmektedir.
İlgili 37 soru bulundu
Fıtık atağı durumunda birkaç dakika gevşedikten sonra şişlik üzerine nazikçe baskı uygulayarak ve ovalayarak şişliği karın içine doğru ittirmeye çalışabilirsiniz. Eğer bu mümkün olmuyorsa fıtık sıkışmıştır ve 2 saatten fazla beklemek tehlikeli olabilir. Bu durumda cerrahi uzmanına başvurmak gerekir.
Hastalık anında vücuttaki savunma mekanizmaları hemen devreye girer. Omurilik kanalının içine doğru uzanmış bulunan kıkırdak dokusu (bel fıtığı) zamanla içindeki sıvıyı az da olsa yitirip, adeta büzüşerek küçülebilir.
Fıtığa bağlı sinir hasarı, ayaklarda düşme, idrar ya da dışkı tutamama gibi özel durumlar yoksa ameliyat en son tedavi seçeneğidir. Bel fıtığına bağlı ağrıların % 85-90'ı ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, davranış tedavisi, manuel terapi uygulamaları ile tedavi edilebilmektedir.
Sıcak uygulama, kas spazmlarını azaltabilir ve kan dolaşımını artırarak ağrıyı hafifletebilir. Bununla birlikte, sıcak uygulama, fıtığın neden olduğu inflamasyonu azaltmaya veya fıtığın kendisini tedavi etmeye yardımcı olmaz.
Ciddi bel fıtıkları tedavi edilmez ise idrar ve gaita tutamama, ayak ve bacaklarda felçlere kadar giden bir yelpazede karşımıza çıkmaktadır. Neyse ki günümüzde MİKROENJEKSİYON denılen yöntem ile oldukça fazla sayıda bel fıtığı ameliyatsız tedavi edilebilmektedir.
Fıtıkların yenidoğan döneminden, ergenliğe kadar çocukluğun her aşamasında ortaya çıkabileceğini söyleyen Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şafak Karaçay, “Fıtık, doğumundan sonra birinci günde de ortaya çıkabileceği gibi 16 yaşında da görülebilir.
Omurilik veya sinir köklerine baskı yaparak ağrı, uyuşma, güçsüzlük ve hatta felce neden olabilir. Ayrıca, fıtığın tedavi edilmediği durumlarda ilerleyici kas zayıflaması, kalıcı hasar, hatta felç riski oluşabilir.
Bel fıtığı belli sinir köklerini sıkıştırırsa ve bu sinir köklerinin uyardığı kaslarda kuvvetsizlik ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtiler oluşursa ameliyatın geciktirilmeden yapılması gerekir. Mesane ve bağırsak fonksiyonlarının bozulduğu kauda ekuina sendromu da acil ameliyat edilmesi gereken bir sorundur.
Bu tedavi yöntemleri genellikle istirahat, antienflamatuvar ve ağrı kesici ilaçlar, egzersiz, fizik tedavi, steroid enjeksiyonu olabilir. İlaçların tamamı reçete edildiği şekilde kullanılmalı ve eğer iyileşme görülmüyor ise hekime tekrar başvurulmalıdır.
Bel fıtığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte ailevi (kısmen kalıtsal), ve aktiviteye bağlı risk faktörleri olduğu düşünülüyor. Bel fıtığı hemen hemen her yaşta ortaya çıkabilir.
Bel fıtığında 3. evre: Fıtığın büyüklüğüne bağlı olarak sinir basısı devam eder sinir zedelenmesi artar, bacakta ciddi uyuşukluk ve güç kaybı başlar. Güç kaybı en çok ayak ve ayak parmaklarında ortaya çıkar. Hasta topuk veya parmaklar üzerinde yürümekte zorlanır.
Bel fıtığına iyi gelen yöntemler arasında sıcak ve soğuk uygulamalar, çokça tercih edilmektedir. Hem sıcak hem de soğuk uygulamaların belli aralıklar dahilinde yapılması, bel fıtığını rahatlatmaktadır. Bel omurlarının üzerine bez yardımıyla buz koymak, fıtık ağrısını önemli ölçüde azaltmaktadır.
Bacağa vuran fıtık ağrısına en iyi çözüm fizik tedavidir. Fizik tedavinin yanı sıra ağrı kesici takviyesi ve egzersizler de uygulanmalıdır. Ancak doktor kontrolü olmadan hem ilaç kullanımı hem de egzersiz uygulamasından kaçınılmalıdır. Yanlış yapılan her hareket var olan durumu daha da kötüye götürebilir.
Soğuk hava bel fıtığının direkt nedeni değildir. Ancak beldeki dejenerasyon nedeniyle soğuk hava etkiler ve bel fıtığını tetikleyebilir.
Belinizde ağrı hissettiğiniz zaman hareketi bırakın. Bel fıtığına iyi gelen çaylar arasında öne çıkanlar; papatya çayı, çarkıfelek çayı, zencefil çayı, defne yaprağı çayı, rezene çayı ve söğüt kabuğu çayıdır. Bu çayların hepsinin temelinde kasları gevşetmek ve belin rahatlamasını sağlamak vardır.
Elektif şartlarda yapılan, yani hiçbir acil durum söz konusu olmaksızın hasta en iyi şekilde ameliyata hazırlanarak planlı şekilde en uygun zamanda yapılan fıtık onarımlarında risk çok çok düşüktür. Hayati risk pratik olarak yoktur.
Gündelik hayatımızda ağır eşyaları kaldırmadan, bir mendil gibi hafif objeleri yerden almak istediğimizde dahi ani bel tutulması atakları görülebilir. Ancak bu durumun yanı sıra kontrolsüz bir şekilde ağırlık kaldırma da bel fıtığının ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Bel fıtığı tedavisinde ameliyat en son seçenek olarak değerlendirilmektedir. Kas gevşetici ve ağrı kesici ilaçların başarısız olduğu durumlarda ise hastalara fizik tedavi yöntemleri önerilmektedir. Fizik tedavi önemli bir tedavi yöntemidir ve ameliyat gerekmeyen hastaların yaşam kalitesini genellikte yükseltmektedir.
Akut bel ağrılarında genellikle ağrı birkaç gün içerisinde azalır ve birkaç hafta sonra tamamen geçer. Ağrı 3 aydan daha fazla sürerse bu ağrıya kronik (müzmin) bel ağrısı denir. Bel ağrılı hastaların %90'ının yakınması ilk 4 hafta içinde kendiliğinden geçerken ancak %5'i kronikleşir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri