İslam'a göre düğün yapmak caizdir. Hatta tef çalıp evliliği insanlara ilan etmek Peygamberimizin bir tavsiyesidir. Ama düğünde dikkat edilmesi gereken bir husus var ki o da, düğün yaparken dinin yasakladığı şeylerden kaçınmaktır.
Allah bundan men etmemiştir, hatta sevinmenin doğru olduğunu, güzel olduğunu söylemiştir. Düğün günü, sevinilmesi gereken bir gündür, bununla beraber oynamak da düğün salonuna gitmek de haram değildir.
Hz. Peygamber'in evlenme hazırlığı yapan Abdurrahman b. Avf'a, “Bir koyunla da olsa ziyafet ver” (Buhârî, “Nikâḥ”, 7, 54, 68) demesi ve kendisinin de evliliklerinde misafirlerine yemek yedirmesinden anlaşılacağı gibi düğün yemeği sünnettir.
Harama girmemeye, nefsi ve şehveti tahrik edecek biçimde kadın-erkek karışık şarkı, türkü, oyun ve sâir eğlencelere yer vermemeye, düğünün bütün safhalarında düğün gerekçesiyle de olsa israftan ve savurganlıktan kaçınmaya azamî özen gösterilmelidir.
- Peygamber Efendimiz (SAV), “Evlenmenin en hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olandır.” (Ebu Davud Nikah:32 ,İbn Mâce, Sünen, Nikâh, 25) diyerek düğünde israftan kaçınmamız gerektiğini belirtmiştir. - Evlenen çiftleri tebrik etmek ve hayır dualarda bulunulmalı.
İlgili 44 soru bulundu
İslâm hukuku da belirli şartların ve gerekçelerin bulunması halinde çok eşlilik kurumunu bir ruhsat hükmü olarak kabul etmiş ve bunun sayısını dört ile sınırlandırmıştır.
Özkes sözlerini şöyle sürdürdü: “Peygamber Efendimiz düğünlere katılmıştır. Düğünlerde şarkı söylenen, def çalınan ortamlarda Peygamberimiz bizzat bulunmuştur. Düğünlerde şarkı söylenmesine, def çalınmasına Peygamberimiz müsaade etmiştir. Bayramlarda oynanmasına müsaade etmiştir.
'Kadın ve erkeğin düğünde birlikte oynaması haram'
Bu sebeple İslâm, kız-erkek beraberliğini serbest bırakmamış, kayıt ve şartlara tâbi kılmıştır. Bir Müslümanın evine akrabası dışında kalan dost ve arkadaşlarının da gelmesi tabiîdir. Bu durumda kadın ve erkeklerin beraber oturması ve evin kız ve kadının misafirlere hizmet etmesi bahis mevzûu olabilir.
Evet, uygundur, bir sakıncası olmaz. Düğün yapmak sünnettir, sevabı var ise de yapmamanın hiçbir sakıncası yoktur. Hatta günaha girme ihtimali varsa, bu günaha girmektense, düğün yapmamak lazımdır. Mehir ise kadının hakkıdır, eğer kadın istemezse hiçbir sakıncası olmaz.
Nur suresi 32. ayette Allah (c.c); “İçinizden nikâhsız olanları (bekârları, dulları ve boşanmışları), köle ve cariyelerinizden ibadetli ve ahlaklı olanları evlendirin. Eğer onlar fakirlerse Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah geniş lütuf sahibidir.
Cevap: Değerli kardeşimiz, Bir erkek ve kadının, NİKAHSIZ OLARAK ELLERİNİN BİRBİRİNE DEĞMESİ VE YALNIZ KALMALARI caiz değildir. Mahrem olmayan kadına bakmak haram olduğuna göre, onlara dokunmak veya tokalaşmak mutlaka haramdır.
el Cevab: Kadın kadına eğlenmek oynamak raks etmek vs. avam işidir. Bundan haya etmeyenlere başka bir mahzura düşmemek şartıyla caizdir.
Kadın veya erkek, birbirlerine (nikâhlısına) kendi yuvaları içinde daha çekici görünebilmek için süslenebilirler, bunda bir sakınca yoktur. Ama erkeklerin dikkatini çekmek için bunu yaparlarsa kerahet vardır, hattâ bu kerahet onların niyet ve davranışlarına göre haram da olabilir.
Müslüman ailelerin düğünlerdeki ikram ve eğlencelerinin İslâmi kurallara uygun olması asıldır. Ancak önceden cemiyetin içkili ve danslı olduğu biliniyorsa bu tür davetlere katılmamak gerekir.
Düğünde gelin ve damat beraber oynar, bunu da erkekler ve kadınlar görürse, nikâhları düşer mi? Böyle bir nedenle nikâh düşmez ama Allah'ın razı olmayacağı bir iş yapılmış olur.
İslamî inanca göre, kadın-erkek bütün fertler gerek görev ve sorumlulukları gerekse hak ve ödevleri bakımından eşit yaratılmıştır. Bu eşitlik bir bütünü tamamlayan parçalar mesabesindedir. Aile içerisinde, kadının görev ve sorumlulukları ayrı; erkeğin görev ve sorumlukları ayrıdır.
"YENGE VE KUZENLE AYNI SOFRAYA OTURMAK CAİZ DEĞİLDİR"
"Yenge kişiye namahrem olan biridir, kuzen de aynı konumda olduğu için bunlarla aynı ortamda olma noktasında ciddi anlamda hassasiyet gösterilmelidir. İhtiyacın dışında aynı ortamda bulunmaları caiz olmaz.
Bir Müslüman erkek ve Müslüman kız, hem cinsleriyle (erkek erkek ile kız kız ile) arkadaşlık ettiği gibi, karşı cins ile de aynı şekilde arkadaşlık edemez. Örtünmeme, başbaşa kalma, serbest konuşup gülüşme, şakalaşma gibi davranışlar caiz değildir.
İslâm dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirgin hale getiren, takı takma, saç tarama, meşru ölçüde süslenme, israfa varmadan güzel giyinme gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, zaruret bulunmadıkça, yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır.
Futbol oynamak ve izlemek caizdir.
Top oyunlarında namazın geciktirilmesine veya terkine, vücudun yaralanmasına ve sakatlanmasına sebep olmadığı müddetçe bir mahzurdan söz edilemez. Bu hususlardan birisi söz konusu olunca meşru olmaktan çıkar.
Toplantı ve düğün salonu işletmekte dinimize göre herhangi bir sakınca yoktur; bilakis halka hizmet olduğu için güzel bir iştir.
Zalimin, bidat sahibinin ve kötü kimselerin, öğünmek için çok para harcamış olanın davetine de gidilmez.” Şir'at-ül-islâm kitabında; “Riya, gösteriş için yapılan davete gidilmez” deniyor. Muhît kitâbında da; “Oyun oynanan, çalgı çalınan, Müslümanlar çekiştirilen, içki içilen davete gidilmez” denmektedir.
Düğün, bir çiftin ebediyen beraber yaşama kararını, tanıdıkları ve dostları ile birlikte kutladıkları eğlencedir. Dünyanın her yerinde, farklı kültürlerde farklı şekilde gerçekleşir. Hep aynı kalan en önemli noktaları, çiftin artık birbirlerine ait olduğunu gösteren sembollerin önemli bir rol oynamasıdır.
Genellikle üç gün veya bir hafta süren düğünler eskiden Salı günü başlayıp Perşembe günü bitmekte iken, günümüzde Cuma günü başlayıp Pazar günü sona ermektedir. Düğün tarihine kız ve oğlan aileleri ortaklaşa karar verirler. Düğünden önce de kız düğün alış-verişine götürülür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri