Bilimsel içtihada, doktrin (öğreti) adı da verilmektedir. Doktrin, hukuk bilginlerinin hukuksal meseleler hakkındaki bilimsel görüş ve kanılarını ifade etmektedir.
Doktrinlerin dogma olarak nitelendirilmesinin nedeni, tartışmaya kapalı kavramlar arasında yer almasıdır. Örneğin Nietzsche'nin "Üst İnsan" doktrini "doğrulanacak" ya da "yalanlanacak" bir öğreti değildir. Bu nedenle hem doktrin hem de dogma olarak kabul edilir. Bu kelime görüş anlamına da gelir.
Doktrin veya öğreti (Latince: doctrina, Sanskrit: dukrn), belirli bir konu ya da inanç sistemine ilişkin kabul, ilke ve kurallar bütünü. Dini bağlamda sıkça kullanılan öğreti kavramına önceki bilgilerden yararlanarak geliştirilmiş olan ortak hukuk ilkelerinde de rastlanmaktadır.
Doktrin kelimesi, belli bir konuya dair kendine has özellikler taşıyan düzenlenmiş ilkeler bütünü olarak bilinmektedir. Pek çok konu hakkında doktrin oluşturulabilmektedir. Doktrin kelimesinin diğer adı öğreti olmaktadır. Türk Dil Kurumuna göre de doktrin kelimesi öğreti olarak ifade edilmektedir.
Askerî doktrin, askerî kuvvetlerin askerî kampanyalar, askerî harekât, savaş ve çatışmalara nasıl katkıda bulunduğunun ifadesidir. Doktrin, ordu genelinde ortak bir referans çerçevesi sağlar.
İlgili 41 soru bulundu
Truman'a göre ABD, komünizm ile silahlı mücadele veren ve komünist ülkelerin baskısı altında bulunan devletlere mali ve askeri yardım yapmalıydı (Burada kastedilen ülkeler Yunanistan ve Türkiye'dir) Bu amaçla Kongre'den 400 milyon dolar kullanma izni istedi.
Kongre uzun tartışmalardan sonra 22 Mayıs 1947 tarihinde, ABD'nin dış politikasında önemli bir değişikliğin ilk adımı olan 75 numaralı genel yasayı kabul ederek Truman'ın bu ülkelere yardım etme fikrini doktrin haline getirmiştir.
Felsefe dışında hukuki, sosyolojik ve politik doktrinler de vardır. Bu sözcükle eş anlamlı olan diğer kelimeler şu şekilde sıralanabilir: Disiplin ve Dogma.
Belirli bir konuyla ilgili, belli bir anlayış ve düşünceye dayalı dogma ve kavramların bütünü.
Dil devriminden sonra literatüre giren bu sözcük, doğru ile yanlışı ayırt etme yeteneği anlamına gelir. Karşısındaki insani yargılamak yerine anlamaya çalışmak, empati kurmak ve her koşulda doğru kararlar verebilmek sağduyulu insanların ortak özellikleri arasında yer alır.
Türk Dil Kurumu veto kelimesini şu şekilde anlamlandırmıştır: bir şeyi, reddetme, engel koyma ve kararlara karşı çıkma karşılıklarını bulmaktadır. Aynı zamanda vetonun yapılan beyanatlar doğrultusunda kabul görmeme ya da etmeme anlamına da geldiği anlaşılır.
DOKTRİN KELİMESİNİN ANLAMI
Öğreti anlamına gelir. Bu kelime genellikle doktirin şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı doktrin şeklinde olmalıdır.
Latince manifestum “'el basılmış şey'” sözcüğünden evrilmiştir. Daha çok bildiri anlamında veya Toplumsal bir hareketin siyasal inanç ve amaçlarının açıklanmasında kullanılmaktadır.
Asıl (Bağlayıcı) Kaynaklar; yazılı kaynaklar olan Anayasa, Kanunlar, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, Milletlerarası Anlaşmalar, Yönetmelikler, Genelgeler ile yazısız kaynak olan Örf ve Adet Hukuku'dur. Bağlayıcı olmayan yardımcı kaynaklar ise içtihatlar ve doktrinlerdir.
Tüzel TDK kelime anlamı hakkında detaylar. Sıfat olarak kullanılan tüzel kelimesi TDK açısından, 'Hukukla ilgili, hukuki ya da hukuksal' biçiminde ifade edilmektedir. Diğer taraftan hükümle ilgili ya da hükmi şeklinde de değerlendirildiğini söylemek mümkün.
Teokrasi ya da din erki, dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim. Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir.
Taktiksel seviyede, bir askerî doktrin oluşturmak, ordunun ana birimlerine bağlı askerî oluşumların ve birliklerin, silahlı kuvvetlerin bir parçası olarak yükümlülüklerini ifa etmek ve kendilerinden istenen görevleri yerine getirmek için izledikleri temel ilkeleri belirlemeye dayanmaktadır.
Mezhepler üstü yaklaşım, dini her hangi bir mezhebe veya anlayışa bağlı kalmaksızın o dinin kendi metinleri üzerinden ve peygamberinin önderliğinde gerçekleşen sahih tecrübe yoluyla vermektir.
Fenomenoloji olaylara ve olgulara, kuramlardan ve ön kabullerden bağımsız yaklaşma yöntemidir. Fenomenolojik din dersinde farklılıklar, yargılanmadan anlaşılmaya ve anlatılmaya çalışılır ve bunların hepsinin yan yana, barış içinde nasıl yaşayacağı öğretim konusu yapılır.
Buna göre İlah, tanrı, rab gibi kelimeler cins adı sayılır, çoğul olarak kullanılabilirler.
Meşru, yasal veya uygun anlamındadır. Haram teriminin zıt anlamındadır. Çoğu zaman Mübah ile eş anlamlı olarak da kullanılır.
Tanrı ya da ilah, özellikle tek tanrılı inançlar tarafından evrenin tek yaradanı ve yöneteni olduğuna inanılan doğaüstü varlık. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve erkek olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir.
ABD Başkanı Harry Truman'ın (ö. 1972) 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupalı müttefiklerin savaş yaralarını sardığı bir dönemde Sovyetlerin jeopolitik etki alanını sınırlandırmak için 12 Mart 1947'de Kongre'de açıkladığı dış politika doktrinidir.
Truman Doktrini, sadece Yunanistan ve Türkiye'ye yapılan bir askerî yardım programı olarak kalmamıştır. Bu olay, aynı zamanda ABD dış politikasında yeni bir unsur olan “SSCB'yi Çevreleme Politikası”nın da temelini teşkil etmiştir (Sander, 2004a, s. 258).
Doktrinin öngördüğü hususlar şöyleydi: Anti-koloniyalizm görüşü: Elde ettikleri ve sürdürdükleri özgür ve bağımsız durumları ile Amerika Kıtaları, bundan böyle Avrupa devletlerinden herhangi birinin kolonileştirme isteklerine konu olamaz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri