2- İsimsiz akitler: Bunlar, mevzularına uyan özel bir terim ile isimlendirilmemiş, ve İslâm Hukukunun özel hükümler bağlamadığı akitlerdir.
Nâfiz akit: İn'ikâd ve sıhhat şartlarını taşıyarak, akdin yapılış gayesi olan hukuki sonuçlarını ortaya çıkaran akittir.
Roma Hukuku (1. hafta) Vekilin, vekalet verenin kendisine tevdi ettiği iş veya işleri, ücretsiz olarak ifa etmeyi üstlendiği akittir.
I.
Rızaî bir sözleşme olan alım (emptio-venditio) ile satıcı bir malı alıcıya nakletmek, alıcı ise buna karşılık olarak bir miktar para (semen-pretium) ödemek borcu altına girerdi. Bu nedenle alım-satım karşılıklı edimlerin mübadelesini hedef alan yani tam iki tarafa borç yükleyen (sinallagmatik) bir akittir.
İlgili 19 soru bulundu
Tarafların yalnız rızası ile meydana gelen akitler rızai akitlerdir, rızanın sağlanmasının ötesinde bir şeyin verilmesine yahut da bir şekle uyulmasına lüzum yoktur.
Rızadan başka bir şeyin verilmesi veya bir işin yapılması gerekir. Ancak o zaman diğer taraf borç altına girmiş olur. Burada verilen veya yapılan şey, bir res olduğundan, re contrahitur, ayni akit denilmektedir.
İş sözleşmesi, bir tarafın (çalışanın) ücret karşılığında diğer tarafa (işveren) tabi olacak şekilde çalışmayı taahhüt ettiği bir sözleşmedir. Çalışan veya işveren tarafından yazılı ya da sözlü olarak iş ilişiğinin bitirilmesini halinde ve diğer tarafa beyan edilmesi durumunda iş akdi feshi gerçekleşmiş olur.
Klasik hukuk döneminde, bazı borç ilişkilerinde, yani custodia sorumluluğunun bulunduğu hallerde, borçlu beklenmeyen haller den de sorumlu idi. "casus" adı verilen bu tür olayları öncelikle 'vis maior (zorunlu neden)' den ayırmak gerekir. Çünkü, "vis maior" nedeniyle kişi, hiç bir hukuk döneminde sorumlu tutulmamıştır.
Roma hukukunda vekalet sözleşmesi, Mandator olarak isimlendirilen mü- vekkil ile mandatarius olarak isimlendirilen vekil arasında yapılan ve vekilin müvekkilin veya üçüncü bir kişinin yararına bir iş yapmayı veya bir hizmet gör- meyi ücretsiz olarak üstlendiği rızai bir sözleşmedir³.
Satım ve kira gibi mal ve menfaatin el değiştirmesini, bir aynî hakkın karşı tarafa devredilmesi sonucunu doğuran akitlerdir. En yaygın rastlanan akitler bunlardır.
Tarifi: Ariyet, bir şeyin bir şahıs tarafından ücretsiz (bedava) olarak mu ayyen veya gayri muayyen bir zaman için kullanılmasına cevaz veren bir mukaveledir.
Sözlükte “savmak, çevirmek, harcamak, değiştirmek, nakletmek, altın parayla gümüş parayı değiştirmek, bir para diğerine üstün olmak” gibi anlamlara gelen sarf kelimesi fıkıhta paranın para ile değişimini konu edinen akdi ifade eder.
Sözlükte “gem, dizgin, yular” gibi anlamlara gelen inân, İslâm hukuku terimi olarak ortakların diledikleri miktarda sermaye ile katılabildikleri, kâr payına ve zarara katılımda eşit, tasarruf ehliyetinde denk olmadıkları ve birbirleriyle sadece vekâlet münasebeti içinde bulundukları şirket nevini ifade eder.
Mantık açısından temsil tikelden (cüzi) tikele doğru bir akıl yürütme (istidlâl) yöntemi, dolayısıyla bir zihin işlemidir. Bu işlemde zihin iki şey arasındaki benzerlikten hareketle biri hakkında bilinen bir hükmün diğeri hakkında da geçerli olduğuna karar vermektedir.
Mesela vekâlet, âriyet, vedîa, şirket kanunun her iki tarafa da akdi bozma iradesi tanıdığı akit türlerindendir ki Đslam Hukukunda biz bu tür akitleri gayri lâzım (câiz) akitler olarak adlandırmaktayız.
İus gentium, özel hukuk alanında yabancılara uygulanırken, uluslararası hukuk alanında Roma dışındaki devletlere uygulanırdı.
Yardımcı şahsı seçmede kusur nedeniyle sorumluluk (culpa in eligendo) düşüncesi, özellikle aile ve kölelik kurumlarının yarattığı ihtiyaçlar sebebiyle klasik hukuk dönemi itiba- riyle kabul görmüş, sözleşmeye dayanan sorumluluk ve sözleşme dışı sorumlu- luğun dayanağı olmuştur.
A) Ağır İhmal (Culpa Lata)
Bu ihmalin tespiti bakımından uygulanan ölçütlerden soyut ölçüte göre, herkesin benimsediği ve uyguladığı hareket tarzının dışında hareket etmek; normal ve makul insanın benzeri durumlarda gösterdiği dikkat ve özeni göstermemektir.
1. Hükmü bozulmak: “Anlaşma feshedildi.” 2. Dağıtılmak: “Konsey fesholundu.”
Akdi kelimesi hukuki alanda kullanılan bir sözcüktür. Anlamı ise sözleşmeli ya da sözleşimsel şeklinde ifade edilir. Diğer bir ifade ile iş sözleşmesi olarak ele alınır ve karşılıklı bir kanun nezdinde ifade edilir.
Büyük boy bir kağıda tek sayfa olarak hazırlanan bu kimlikler o dönemde fes ya da başlıkların içinde taşınması sebebiyle "kafa kağıdı" olarak da anılırdı. İlk olarak tezkire adıyla 1863 yılında verilmeye başlanan bu kimlikler daha sonra nüfus tezkiresi olarak anılmaya başlandı (1908).
Vedia verenin taşınır bir malı ücretsiz olarak saklanmak üzere vedia alana tevdi ettiği, tevdi alanın da bu malı istendiği zaman iade borcu altına girdiği akit vedia akdidir (saklama sözleşmesi – depositum).
yargıçlar önünde görülmesinde uygulanacak esasların saptanmasına litis contestatio denmekteydi.
Vedia(bailment) temelde menkul mülkiyetle ilgili bir anlaşmaya dayanır. Vedia, vedia olarak verme; tevdi etme; belli bir maksatla ve iade edilmek üzere menkul mülkiyetle ilgili bir anlaşmadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri