Ayrıca odaklanma güçlüğü ve halsizlik de yaşayabilirsiniz ama kafein yoksunluğu belirtileri 4-5 gün içinde geçer. Yine de bu birkaç gününüzü mahvetmemek adına birden kafeini kesmemenizi öneririm.
Kafein Bağımlılığı Kaç Günde Geçer? Kafein tüketimi hafif olan kişiler için, ancak aşırı kafein sevenler için (günde yaklaşık 1 litre veya daha fazla tüketim) yoksunluk belirtileri sadece birkaç gün veya bir hafta sürebilir. ), çekilmenin olumsuz etkileri 2 ay veya daha fazla sürebilir.
Kafein bağımlığının tedavisi zaman alabilir fakat bilişsel terapi yöntemiyle en aza indirgenebilir. Buna ek olarak nörotransmitterlerın düzenlenmesi için SSRI tipi ilaçlarla müdahale yapılabilir.
Günlük kafein kullanımınız yoksunluk belirtilerinin şiddeti ile doğru orantılıdır. Günlük kafein alımınız ne kadar yüksekse, yoksunluk belirtileri o kadar güçlü olabilir. Kafein yoksunluğunun belirtileri son kafein alımından 12 ila 24 saat sonra başlayarak, 2 ila 9 gün arasında sürebilir.
İlgili 33 soru bulundu
Sigara ve kahvenin birlikte alınmasının, ayrı ayrı alınmasına oranla daha çabuk ve şiddetli bir bağımlılığa neden olduğunu ifade eden Uzbay, nikotin ile kafeinin vücutta benzer etkiler gösterdiğini ve bağımlılık yapıcı etkiler bakımından birbirlerinin yerine geçtiklerini kaydetti.
Kafein kan dolaşımında ya da vücutta birikmez, alındıktan birkaç saat sonra atılır.
Kahve tüketmeyi bırakanlar depresyon, anksiyete, baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve halsizlik gibi yan etkiler bildirdiler.
Açlığı bastırma konusunda bir hayli etkili olan kahveyi içmeyi bırakırsan,iştahının açılması ve daha fazla kalori alman da ihtimaller arasında. Aynı zamanda kafein metabolizmanı hızlandırıcı etkiye sahip olduğundan, kahve içmeyi bırakınca metabolizman da yavaşlayabilir.
Çok fazla kahve içmek demir emilimini engelleyerek kansızlığa neden olabilir. Vücut dokularına oksijen taşıyan sağlıklı kan hücrelerinin azalması, kendinizi yorgun hissetmenize neden olur. Enerji düşüklüğünün yanı sıra anemi, tırnaklarınızın görünümünü de etkiler. Tırnaklar hassaslaşarak, kırılmaya başlar.
Normal koşullarda eğer sağlıklı iseniz (örneğin kalp rahatsızlığınız yok ise) ve aşırı dozda almanın çok zor olduğu doğal kafein kaynakları çikolata, kahve veya çay tüketiyorsanız, kafeinin zehirli olduğunu düşünmezsiniz. Uzmanlara göre ortalama sağlıklı bir yetişkin için ölümcül doz kafein 5 ila 10 g arasında.
Uzmanlar kafeinin uyuşturucu maddeler gibi ciddi yan etkiler yaratmayacağı ve sosyal olarak kabul edilebilir olduğu için bağımlılık yapıcı olmadığını belirtiyorlar. Kafeinin yapısı beyindeki adenozin molekülüne benzer. (Adenozin, sinir hücreleri arasında uyarı taşıyan bir maddedir.)
Düzenli olarak kafein almaya alışan vücudunuzu bir anda mahrum bıraktığınızda, stres belirtilerini daha fazla yaşayabilirsiniz. Bu yüzden kafeini yavaş yavaş azaltmayı denemek işe yarayacaktır. Günde birkaç fincan kahve içiyorsanız, bunu önce günde bir fincana indirin.
Kafein, anksiyete bozukluklarının kötüleşmesi ve sürdürülmesiyle ve zaten bu tip olaylara yatkın olanlarda panikatak veya anksiyete ataklarının başlamasıyla ilişkilendirilmiştir. 200 mg'ı geçen kafein tüketiminin bir toplumda anksiyete ve panikatak olasılığını artırdığı görülmüştür.
1976-1979 arasi artan kahve fiyatlarinin, en onemli ithal kalemlerinden biri kahve olan demokratik alman cumhuriyetinde yol actigi kriz.
Yapılan denemelerde kafeinin fiziksel bağımlılık oluşturabildiği tespit edilmiştir. Bu durumda kafeinin kesilmesi, çevreye ilginin azalması, huzursuzluk, baş ağrısı, zihinsel konsantrasyonun azalması ve kaygı bozukluğu gibi etkilere neden olmuştur.
Bir kap içinde bir miktar sirke ve içme suyunu karıştırın. Bu karışımı kahve lekesi olan bölgeye dökün. Sirkeli su karışımının lekede bir süre kalmasını bekleyin. Daha sonra ılık bez ile karışımı döktüğünüz alanı temizleyin.
Aşırı çay ve kahve tüketim isteği fosfor eksikliğinin bir göstergesi olabileceği gibi, sodyum ve demir eksikliğinden de kaynaklanabilir. Normalden fazla alkol tüketimi ise potasyum, kalsiyum, gultamin eksikliklerinin bir sonucu olabilir.
Günde 2-3 bardaktan daha fazla kahve tüketmek vücutta mevcut olan kortizol düzeyini artırabilir. Yüksek kortizol (stres hormonu) yaşlanma hızını artırır ve cildi yine hızlı bir şekilde yıprandırır. Ayrıca kahve diüretik yönde etki göstermektedir. Bu sebeple vücudun susuz kalmasına sebep olmaktadır.
ABD'deki Texas Üniversitesi'nin 4 bin erkek üzerinde gerçekleştirdiği yeni bir araştırma, günde 2 bardak kahve içmenin, cinsel performansı artırdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, düzenli olarak günde 2 bardak kahve içen erkeklerde ereksiyon bozukluğu yaşama riski, kahve içmeyen hemcinslerinden yüzde 42 daha az.
Kafeini vücutta atmak için, su alımını artırmak iyi bir fikirdir. Bu, böbreklerin kan dolaşımındaki kafeini daha hızlı filtrelemesine yol açacaktır. Kahvenin yan etkilerinden biri daha fazla idrara çıkarmasıdır. Su tüketimini artırarak, vücudunuzun susuz kalmasını da önlemiş olursunuz.
Günde 3 fincanın üzerinde kahve tüketiminin doğurganlığı olumsuz etkileyebildiği, 5 fincanın üzerinde kahve tüketiminin de kemik erimesine yol açabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Yine aşırı kahve tüketimi uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik ve hassasiyet gibi olumsuzluklara yol açabilir.
Filtre kahveye süt ilavesi ( insulin direnci değil de) kafeinin etkisini azaltır, süt ekleyerek kafein konsentrasyonunu düşürmüş oluruz. Sütün glisemik indeksi de glisemik yükü de yüksek değil.
Bu doğrultuda türlerine göre de kafein miktarı yüksek olan kahve olarak espresso öne çıkmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri